Tüketici ince batarya istiyor

Tüketici ince batarya istiyor
Bildiğimiz üzere akıllı telefonların en büyük sorunu kuşkusuz pilin az gitmesi. Bunun sebebi elbette bataryalar. Tabi ki tüketici şarzın uzun gitmesi kadar bataryanın ince olmasını da istiyor.

Bildiğimiz üzere akıllı telefonların en büyük sorunu kuşkusuz pilin az gitmesi. Bunun sebebi elbette bataryalar. Yani batarya teknolojisi için akıllı telefonların kanayan yarası desek yanlış olmaz. Günümüzde birçok akıllı telefon tam dolu batarya ile bir günü çıkaramıyor. Telefonunu bir günde 2 hatta 3 kez şarj edenler var. En iyi ihtimalle 1,5 gün idare edebildiğimizi de ekleyelim. Kısacası, eskiden olduğu gibi telefonu tam şarjla 3-4 gün kullanmak artık hayal oldu.


Günümüzde piyasaya sürülen akıllı telefonların hepsinde yeni özellikler ve iyileştirmeler görüyoruz. Kamera, ekran, hafıza, işlemci vs. her nesilde gelişiyor ancak batarya hep aynı. Artık hidrojen pilleregeçileceği veya nano batarya dönemi açılacağı ya da grafin-silikonteknolojisinin kullanacağı yönünde birçok haberler aldık. En sonlityum-oksijen bataryaların şimdikilere oranla 10 kat daha dayanıklı olduğunu öğrendik. Çalışmaların olduğu bir gerçek, ancak kullanılan batarya teknolojisi hala lityum-iyon. Pil kullanımının uzaması için yazılım ve bileşenlerin daha az güç tüketmesi sağlanıyor ancak bu da yeterli olmuyor.


Akıllı telefonlarımızın pilinin az gitmesinin bir başka sebebi de kuşkusuz tasarımı. Malum, birçok kişi telefon alırken tasarımına özellikle inceliğe dikkat ediyor. Hatta ne kadar ince o kadar iyi veya sırf en ince telefon olma özelliğini taşıyor diye o telefonu tercih eden bir kullanıcı kitlesi var.


İşte TNW'nin haberine göre bu oldukça gereksiz ki kesinlikle hemfikiriz kendileri ile.


Gerekçelerimizi sıralayalım:

Telefonlarımızı çok sık kullanıyoruz

 

 

Günümüzde, günlük hayatta en sık kullanılan cihaz açık ara akıllı telefonlar. Laptop, tablet vs. her şey akıllı telefonların gölgesinde kaldı. Hemen her işimizi akıllı telefonlarımızdan halledebiliyoruz. Sosyal medya, e-mail, haber takibi, oyun vs. yani aklınıza gelebilecek hemen hemen her şey. Durumu özetlemek gerekirse, telefonlar güçlendikçe laptop ve tabletlerin etkisi azalıyor. Bu durumda adeta bağımlı duruma geldiğimiz akıllı telefonların da iyi bir bataryaya sahip olması gerekiyor. Malum, sınırlı batarya ile yapabileceklerimiz de sınırlı. Eğer siz de bu şekilde düşünüyorsanız şekil yerine işlevselliği ön plana koymalı ve daha büyük bir kapasiteye sahip bataryalı telefon edinmelisiniz (batarya büyüdükçe telefon da kalınlaşıyor haliyle).

 



İnce bir telefona gerçekten ihtiyacımız var mı?
 

 

Bir örnekle başlayalım, Oppo R5. Dünyanın en ince akıllı telefonu olarak tanıtıldı (4,9 mm). 2014'te piyasaya sürülen ve gayet tatmin edici özelliklere sahip bu akıllı telefonun batarya performansı ise oldukça kötü. Keza yine tasarım için 3,5mm kulaklık girişinden de ödün verilmiş ki bu çok da mantıklı bir davranış değil. Kaldı ki birçok insan zaten telefona zarar gelmesin diye kılıf kullanıyor. Haliyle de telefon kalınlaşıyor. Bir başka sorun ise sağlamlık. Bildiğimiz gibi iPhone 6 da oldukça ince tasarıma sahip ancak birçok bükülme vakasıyla karşılaştık. Sözün özü; incelik sizin için vazgeçilmez değilse, çok ince bir telefon tercih etmek çok da mantıklı değil.

 



Hızlı şarj çözüm değil
 

 

Bildiğimiz gibi hızlı şarj sistemleri var. Telefona daha fazla elektrik akımı göndererek bataryanın daha kısa sürede dolması sağlanıyor. Hızlı şarjın bu konuda oldukça iyi olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Fakat uzun vadede sorunlar oluşuyor. Şöyle ki; sık sık hızlı şarj kullandığımız vakit, akıllı telefonumuzun bataryası zamanla eski performansını kaybediyor ve telefonu daha sık şarj etmemiz gerekiyor. Bir de hızlı şarj için de şarj aletine ihtiyaç duyuyoruz. Yani şarj aleti yanımızda olduğu sürece sorun yok. Fakat şarj aleti yanımızda değilse, hızlı şarjın da hiçbir anlamı yok. Böylece bataryanın kapasitesinin büyük olması, telefonu işlevsellik açısından çok daha üstün kılıyor.


Bataryanın kıymeti, şarj biterken anlaşılır!
 

 

Birçok insan akıllı telefonun bataryası için 'akşama kadar götürsün yeter' mantığıyla bakıyor. Büyük oranda da akşam saatleri olduğunda şarj doluluk oranları yüzde 20’lere geriliyor. İşte bu durumda eve değil de, telefonu şarj edemeyeceğiniz başka bir yere gittiğinizi düşünün. İşte batarya kapasitesinin kıymeti burada çok daha iyi anlaşılıyor.

 



Peki, çözüm nedir?

Burada çözümü belirleyecek olan kullanıcıların öncelikleri. Eğer hala şarjım az gitsin ancak telefonum ince ve şık olsun diyorsanız yine sizin bileceğiniz iş. Fakat az önce de belirttiğimiz gibi eğer incelik sizin için vazgeçilmez bir unsur değilse, bataryası daha geniş ve daha işlevsel bir akıllı telefon tercih edebilirsiniz.

Tabii yanınızda her daim şarj aleti veya taşınabilir pilli şarj aleti taşımayı göze alıyorsanız sizin için bataryanın verimsiz olması da bir önem arz etmeyebilir.

yenişafak

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.