Türk Siyasi Tarihinde Yerli ve Milli İrade Programı

Türk Siyasi Tarihinde Yerli ve Milli İrade Programı
Cumhurbaşkanı Erdoğan: (4)- "Er geç bu milletin önüne bu yeni anayasa gelecek. Başkanlık sistemi de gelecek."- "Bak kasetle devraldığın genel başkanlığı, söylediğin yalanlar sebebiyle şu anda savcı seni çağırıyor. Madem dürüstsün, niye gidip ifadeyi vermi

ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Er geç bu milletin önüne bu yeni anayasa gelecek. Başkanlık sistemi de gelecek." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ATO Congresium'daki "Türk Siyasi Tarihinde Yerli ve Milli İrade Programı"ndaki konuşmasında, son zamanlarda dikkati çektiği ve Türkiye için çok büyük tehlike olarak gördüğü üç unsuru "mezhepçilik, ırkçılık ve terör" olarak sıraladı. Erdoğan, bu üç beladan ülkenin kurtarılması gerektiğini söyledi.

"Ey beyefendi, sen bunlardan hangisine uyuyorsun" ifadesini kullanan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Bunlardan birisine uyuyor. Çok açık, net uyuyor ama bilesin ki Türkiye'de kandan beslenen terör örgütünün maşası olmayı kabullenmiş bir parti zaten mevcut. Ana muhalefet partisinin görevi, terör örgütünün güdümündeki partinin yedekliğine soyunmak değildir. Bu zatın ülkemizin temel meseleleri hakkında hiç bir ciddi önerisini, projesini, analizini bugüne kadar duymadık. Bak kasetle devraldığın genel başkanlığı söylediğin yalanlar sebebiyle şu anda savcı seni çağırıyor. Madem dürüstsün niye gidip ifadeyi vermiyorsun? Git ver ifadeyi. Dürüstsen dürüstlüğünü görelim. Niye vermiyorsun? Oturduğun yerden iftira etmeye devam ederek şahsımı hedef alan, alıştığımız yalanlarına yine niye devam ediyorsun. Biliyor ki gidip orada ifadeyi verdikten sonra bu işin faturası kendisine çok ağır olacak bunu görüyor."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, olmayan bir şeyi söylemenin bir anlamı olup olmadığını sorarak, "Her türlü sorunlu işe adeta ben bu zatın balıklama atladığını görüyorum. Bu şahıs, daha önce siyasi sapıklık emareleri göstermiştir. Şimdi de siyasi sapkınlık işaretleri veriyor. Bu işler böyledir. Bir defa şirazeden çıkarsanız, bir daha düzelemezsiniz. CHP gibi bir siyasi partinin bu tür arızalarla malul bir şahsın hezeyanlarına terkedilmiş olmasını esefle karşılıyorum." dedi.

İnsan rakibinde dahi bir ölçü, seviye, ağırlık olsun istediğini kaydeden Erdoğan, bu zatın yalanları, iftiraları, hezeyanları yüzünden, millet tarafından "muhalefet yok" hükmünde görüldüğü için demokrasinin bir tarafının eksik kaldığını vurguladı.

Erdoğan, güçlü demokrasinin güçlü muhalefet istediğini, Türkiye'de de bunun bulunmadığını dile getirerek, "Biz her konuda olduğu gibi bu hususta da kararı milletimize bırakıyoruz. Türkiye yeni bir anayasaya kavuşacaksa, bu aziz milletimizin takdiriyle olacaktır.​" ifadesini kullandı.

- "Millet ne diyorsa o olsun, niye kaçıyorsun?"

Erdoğan, "Bu şahsa sesleniyorum, Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 'Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir' demedi mi? Egemenlik kayıtsız şartsız milletin olduğuna göre milletten niye kaçıyorsun. Hadi buyur, millete gidelim. Millet ne diyorsa o olsun, niye kaçıyorsun? Biliyor ki, 'bu millet bana güvenmiyor.' İşte sana güvenmediği için de hezeyanlar başladı. Ama er geç bu milletin önüne, bu yeni anayasa gelecek. Başkanlık sistemi de gelecek." şeklinde konuştu.

Türkiye'nin yeni bir yönetim sistemine geçecekse, bunun da milletin onayıyla gerçekleşeceğine vurgu yapan Erdoğan, "Bize düşen ülkemizin geleceği için doğru gördüğümüz, faydalı gördüğümüz hususlar üzerinde çalışmak, konuyu milletimizin önüne çıkartacağımız olgunluğa ulaştırmaktır." dedi.

Erdoğan, yeni anayasa ve yönetim sistemi konusundaki tartışmaları da bu çerçevede değerlendirdiğini belirterek, yeni anayasanın insanlığın demokrasi hak ve özgürlükler konusundaki birikimleri üzerinde ülkenin kendi ihtiyaçları ve tecrübeleri ışığında inşa edilmesinin doğru olduğunu düşündüğünü söyledi.

- "Bizim geleneklerimizde bu var"

"Bu kapsamda yine yönetim biçimlerinin binlerce yıllık gelişimiyle ortaya çıkan temel ilkeleri ışığında elbette yine kendi tecrübelerimiz ve ihtiyaçlarımız doğrultusunda bir idare tarzına ihtiyaç duyduğuna inanıyorum" diyen Erdoğan, şunları kaydetti:

"Ben buna 'Başkanlık sistemi' dedim. Başkanlık sisteminin dünyada onlarca farklı uygulaması var. Biz temel ilkeler çerçevesinde kendimize uygun olan sistemi ortaya koymalıyız. Bizim geleneklerimizde bu var. Bu geleneklerimizle bunu örtüştürebiliriz. Bunun adına ister 'Başkanlık, devlet başkanlığı, cumhurbaşkanlığı' diyelim hatta varsa başka isim koyalım, hiç farketmez. Rahmetli Türkeş’ten rahmetli Erbakan, Demirel ve Özal’a kadar milletinin daha iyisine layık olduğunu düşünen herkes bu meseleyi gündemine almıştır. Başka teklifi olan varsa buyursun getirsin, biz onun da konuşmasından, tartışılmasından memnuniyet duyarız. Kan ticaretine soyunanlar, hiç boşuna heveslenmesinler, Kızılay dışında bir yere de kan vermeyiz, bunu böyle bilsinler."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, güçlülerin yayında yer almanın kolay olduğunu ancak kişiyi değerlerinden, tarihinden, kişiliğinden yoksun bırakacağını vurgulayarak, "Mazlumların yanında yer almak zordur. Ama bu şekilde şahsiyetinizi, ilkelerinizi koruma imkanına kavuşursunuz. Biz İslam dünyası olarak, Türk dünyası olarak, tercihimizi mazlumlardan yana kullanmalıyız. Müslümanlardan zalim olmaz. Müslüman zalimin yanında yer almaz, bunu böyle bilesiniz." değerlendirmesinde bulundu.

- "Zalimler zulümlerinin içinde boğulacaktır"

Abdurrahim Karakoç’un "Ellerin yurdunda çiçek açarken, bizim ile kar geliyor gardaşım. Bu hududu kimler çizmiş gönlüme, dar geliyor dar geliyor gardaşım. Gazel olmuş sıra sıra söğütler, dağ ardında unutulmuş şehitler, hürriyete seğmen giden yiğitler, iki gidip bir geliyor gardaşım" dizelerini okuyan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

"Ellerin yurdunda çiçek açarken bizim illerimize, bizim ülkelerimize, bizim şehirlerimize yağan karlar elbette ilelebet devam etmeyecek. Bizim illerimizde çiçeklerin açtığı günleri hep birlikte inşallah göreceğiz, yakındır. Müslümana ümitsizlik yakışmaz. Çünkü bizler inandığımız için üstün olduğumuzu biliyoruz. Mazlumların ahı yerde kalmayacaktır. Zalimler zulümlerinin içinde boğulacaktır. Yeter ki biz İslam dünyası olarak, Türk dünyası olarak, burada olduğu gibi birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi, dayanışmamızı sağlam tutabilelim. Zalim gücü eline geçirdiğinde ne kadar şeditse karşısında daha büyük bir güç gördüğünde o kadar korkaktır. Bizler de nüfusu 1.7 milyarı bulan İslam dünyası olarak, nüfusu 300 milyonluk Türk dünyası olarak bu şekilde birlik ve beraberlik içinde hareket etmeliyiz."

- Notlar

Programda konuşan Yerli Düşünce Derneği Onursal Başkanı ve Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu da "Bize göre yerli ve milli olmak, iç ve dış işbirlikçilerle birlikte karar almak değildir. Bize göre yerli ve milli olmak, dik durup, doğru söyleyip, düz yürümektir. Bize göre yerli ve milli olmak, gücünü zatıaliniz gibi milletten almaktır. Hak bildiği dava uğrunda korkmadan, vakur, cesur, azim ve kararlı adımlarla, Sultan Alparslan'ın, Selahaddin Eyyubi'nin, Fatih'in, Abdülhamid Han'ın ve Kocatepe'de Mustafa Kemal'in yolunda yürümektir." ifadelerini kullandı.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın seslendirilmesinin ardından başlayan programda, Yerli Düşünce Derneği tanıtım filmi izlendi.

Konuşmasının ardından Erdoğan'a, Yerli Düşünce Dergisi'nin 12 sayılık ciltlenmiş kitabı ile Erdoğan'ın seramik üzerine çizilmiş portre tablosu hediye edildi.

Erdoğan daha sonra, dernek tarafından Türkiye'ye davet edilen 10 ülkeden, 10 öğrenciyle hatıra fotoğrafı çektirdi. Geleneksel kıyafetleriyle sahneye gelen öğrenciler, fotoğraf çekimi sırasında ülkelerinin bayraklarını dalgalandırdı.

Programa, Başbakan Yardımcıları Numan Kurtulmuş ve Lütfi Elvan, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, İçişleri Bakanı Efkan Ala, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Ekonomi Bakanı Mustafa Elitaş, Çevre ve Şehircilik Bakanı Fatma Güldemet Sarı, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci ile milletvekilleri, şehit ve gazi yakınları, uluslararası öğrenciler ve çok sayıda davetli katıldı.

(Bitti)

Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.