Türkiye-AB Yüksek Düzeyli Ekonomik Diyaloğu

Türkiye-AB Yüksek Düzeyli Ekonomik Diyaloğu
Dünya Bankası Türkiye Direktörü Zutt:- "Eğer Türkiye orta-uzun vadede yatırımlarını ve kadın istihdamını artırmak için çaba harcarsa ve ortalama okullaşma süresini artırırsa büyüme oranı yüzde 5,1 seviyesine çıkabilir"- Otomotiv Sanayii Derneği Genel Sekr

İSTANBUL (AA) - Dünya Bankası Türkiye Direktörü Johannes Zutt, "Eğer Türkiye orta-uzun vadede yatırımlarını ve kadın istihdamını artırmak için çaba harcarsa ve ortalama okullaşma süresini artırırsa büyüme oranı yüzde 5,1 seviyesine çıkabilir." dedi.

Zutt, Türkiye-Avrupa Birliği (AB) Yüksek Düzeyli Ekonomik Diyaloğu'nun ilk toplantısında "Türkiye'deki Doğrudan Yabancı Yatırımlar, Potansiyeller ve Problemler" konulu panelde yaptığı konuşmada, 2006-2008 yılları arasında Türkiye'nin global doğrudan yatırımların yüzde 1,3'ünü çektiğini ve son yıllarda bunun biraz gerilediğini söyledi.

Bu gerilemede küresel finans krizinin büyük etkisi olduğuna işaret eden Zutt, gelişmekte olan ülkelere global doğrudan yabancı yatırımların hala kriz öncesi seviyeye dönmediğini ifade etti.

Zutt, bir ülkeye yabancı doğrudan yatırımın gelmesiyle göreceli olarak firmalar arasında teknoloji becerileri ve üretkenliğin arttığını dile getirdi.

Doğrudan yabancı yatırımların ülke ekonomisi için daha istikrarlı olduğunu anlatan Zutt, şöyle devam etti:

"Türkiye'ye doğrudan yatırımların azalmasının arkasındaki nedenler neler? İnovasyon ve rekabetçilikle ilgili sorunlar var. Aslında doğrudan yabancı yatırımlar bunu iyileştirebilir. Bu noktada doğru ilerlemeler kaydedildi. Birtakım yapısal sorunlar da var tabi ki. Regülasyonların ve kurumların kalitesi de etkenler arasında. Finansal piyasalar hala istenilen gelişmeleri gösteremedi. Merkez Bankası yönetimi konusunda birtakım eleştiriler var. Özellikle fiyat istikrarı konusunda endişeler var. Kısa vadeli finansmanda yabancı sermayenin ülkeyi hemen terk etmesi gibi makro sebepler de var. Avrupa Birliği müzakerelerinde bir canlanma olduğunu görüyoruz. Bu gelişme bahsettiğim tehditlerin bir kısmını giderecek nitelikte. Önemli olan AB ile uyumun gerçekleşmesi. Bu hem Türkiye'nin hem AB'nin yararına olacaktır."

Zutt, gelişmekte olan ülkelere yatırım yapan çok uluslu şirketlerin güçlü yerel ortaklar aradığını, çünkü güçlü yerel ortak olmadan yabancı pazara girmekte zorlandıklarını ifade etti.

Çok uluslu şirketlerin, yerel pazarda en verimli şirketleri seçmekte çok usta olduklarını belirten Zutt, o şirketlere ileri düzeyde teknoloji kullanımını artırdıklarını ve daha çağdaş yönetim modelini getirdiklerini kaydetti.

Zutt, doğrudan yabancı yatırımın geldiği sektörde rekabet gücünün artmasıyla rakip şirketlerin kendi kapasitelerini güncellemek durumunda kaldığını söyledi.

Birleşme ve satın alma girişimlerinin hem rakip firmalar hem de tedarikçi şirketlere teknoloji ve kalite anlamında sıçrama etkisi yaptığını anlatan Zutt, "Yabancı yatırımın sonucunda istihdam azalabilir. Sektörde küçülme olabilir. Kısa dönem için olumsuz bir durum ancak orta ve uzun vadede olumlu oluyor. Neden? Bir sektörde daha verimli çalışan firmalar olduğunda sektör konsolide olmaya başlıyor. Daha düşük verimlilikle çalışan firmalar sektörden çıkıyor. Bu iyi bir şey. Onları çıkmaya zorlamak gerekiyor. Ekonomideki verimlilik artışı bu yolla olur." diye konuştu.

Zutt, Türkiye'nin ekonomik büyümesine ilişkin yaptıkları projeksiyona atıfta bulunarak, "Eğer Türkiye orta-uzun vadede yatırımlarını ve kadın istihdamını artırmak için çaba harcarsa ve ortalama okullaşma süresini artırırsa büyüme oranı yüzde 5,1 seviyesine çıkabilir." ifadelerini kullandı.



- "Türkiye'nin TTIP dışında kalmasının talihsiz sonuçları olur"


Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) Genel Sekreteri Osman Sever ise Türkiye'deki otomotiv sektörünün Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki entegrasyona çok iyi bir örnek olduğunu ifade etti.

Üretimle ilgili doğrudan yabancı yatırımların (DYY) 3'te 2'sinin Asya'ya gittiğini ve özellikle Çin'e kaydığını belirten Sever, son iki yılda da hizmet sektörü yatırımlarının artış gösterdiğini kaydetti.

Sever, sanayi 4.0 ile artık gelişmiş ülkelerin yatırımları kendi ülkelerine çekmeye çalıştığını, yatırımın çekilmesi ve ülkede kalmasını sağlamanın eskiye göre daha zor hale geldiğine dikkati çekti.

Türkiye'nin ticari açıdan çok büyük bir pazar olduğunu, coğrafi yönüyle de çok avantajlı konumda bulunduğunu söyleyen Sever, ancak eskiden çok daha rekabetçi üretim merkezi iken, son yıllarda rekabetçi gücün kaybolmaya başladığını dile getirdi.

Osman Sever, Türkiye'nin doğrudan yabancı yatırım cazibesini artırmak için bakanlıklar arasında daha iyi iş birliği kurulması gerektiğini ifade etti.

Sever, Türkiye'nin Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı Anlaşması (TTIP) dışında kalması durumunda hem otomotiv hem de imalat sanayi için çok talihsiz sonuçları olacağını da vurguladı.

Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.