"Uluslararası İpek Yolu Forumu"

İSTANBUL (AA) - İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Daire Başkanı ve UCLG-MEWA Kültür Komitesi Başkanı Abdurrahman Şen, "İpek Yolu üzerinde bulunan toplumlar bunu yapacak tarihi ve kültürel birikime sahiptir. Unutmayalım, güneş doğudan yükselir." dedi.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Gyeongju Müzeler Birliği, Gyeongju Gelişim Vakfı desteğiyle Gyeongsangbuk Eyalet Valiliği ve Gyeongju Belediyesi tarafından, Dongguk Üniversitesi organizasyonuyla düzenlenen, "Uluslararası İpek Yolu Forumu"nun 3.'sü İstanbul'da yapıldı.

Programda, "İpek Yolu Ruhu ve 4. Endüstriyel Devrim" başlığı altında İpek Yolu ile küreselleşme, özgür irade ve 4. Sanayi Devrimi arasındaki ilişki ele alınarak, ülkeler üzerindeki etkileri gündeme getirildi.

Forumda, "İpek Yolu ve Kültür" başlıklı sunum yapan Şen, dünyanın gerçek bir demokrasiye ihtiyacı olduğuna dikkati çekerek, bu kapsamda insanların kültürel demokrasiye de acilen kavuşma özleminde olduğunu belirtti. Ülkelerin birbirlerini tanımalarında çok etkin rol oynayan ticaret yollarının, toplumların tarihi ve kültürel gelişimlerinde son derece önemli bir yer tuttuğuna değinen Şen, şunları kaydetti:

"İstanbul’da gerçekleşen ‘İstanbul - Gyeongju Dünya Kültür Expo 2013’ etkinliğinin kapanışında konuşan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Kadir Topbaş: ‘Artık bundan sonra İpek Yolu bir ticaret değil kültürel iş birliği yoludur’ demişti. Bu sözü takip eden yıllarda, karşılıklı düzenlenen etkinliklerle bir taraftan bu sözün içi doldurulmaya başlandı, diğer yandan da haklılığı vurgulanmış oldu."

Kültürel hakların tüm dünyada tehlikede olduğuna dikkati çeken Şen, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Ne kadar farklılık gösteriyor olursa olsun her bir milletin, küçük bir kabilenin, bireyin, sanat anlayışı ve kültürünün yaşadığımız dünyanın zenginliğini oluşturduğunu tüm insanlığın anlaması ve içselleştirmesi gerekiyor. Diğer taraftan 19. yüzyıldan itibaren, Batı'nın yazılı ama uygulanmayan belgeler ile kültürel hakların sınırını çizdiğini görüyoruz. Artık bu gidişe dur demeli ve sempatik maskelerle gizlenen kibirlilerin ikiyüzlülüğü yerine, kültürel demokrasiye gerçekten yol açmalıyız. Kültürel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılmış olması sonucunda, alt kültürlerin bu durumdan olumsuz biçimde etkilendiği bir gerçektir. Bu durumun, kültürün sürdürülebilmesi bir yana kaybolması sonucunu yarattığı gerçeği üzerinde ciddi biçimde düşünmemiz gerekmektedir. Sonuç olarak söyleyebilirim ki evrenselleşme, yayılmacı ve işgalci bir yol izlemek asla değildir; kültürlere saygı ve paylaşım alanının genişlemesi demektir. Her milletin kültürlerinden öte, canlarını ve mallarını koruyabilmek adına sürgünlere muhatap olmadan, doğduğu topraklarda yaşaması en tabii insanlık hakkıdır. Hangi din, dil, ırktan olurlarsa olsunlar; tüm insanların, kültürlerini gelecek kuşaklarına dış müdahale ve baskılara uğramadan aktarabilmesi, uluslararası tüm anlaşmalara göre de en temel haklarıdır."

Toplumlar arası kültürel ittifakların kurulmasıyla ortak yönlerin ortaya çıkması, farklı yönlerin ise dünya üzerindeki bir renk ve zenginlik olarak görülmeye başlanıldığı noktada dünya barışının sağlanacağını vurgulayan Şen, konuşmasını, "O halde bizlere düşen görev şudur: İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin 27. ve 28. maddelerinden başlayarak hiçbir anlaşmanın kağıt üzerinde kalmamasını sağlamaktır. Çünkü kültürel haklar, kültürel demokrasi ayrımsız bütün insanların en temel hakkıdır. İpek Yolu üzerinde bulunan toplumlar bunu yapacak tarihi ve kültürel birikime sahiptir. Unutmayalım. Güneş doğudan yükselir." diye tamamladı.