Viyana'da Libya toplantısı

VİYANA (AA) - ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, Libya hükümetine destek vereceklerini belirterek, "Başkanlık Konseyi'ni destekleyeceğiz, ambargoların kaldırmaya çalıyacağız ve DAEŞ terörüyle mücadelede gerekli araçları sağlayacağız." dedi.

Libya'daki siyasi krizi sona erdirmek amacıyla Avusturya'nın başkenti Viyana'da ABD ve İtalya'nın eş başkanlığında düzenlenen Dışişleri Bakanları toplantısı sona erdi. Toplantı sonrasında, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, İtalya Dışişleri Bakanı Paolo Gentiloni ve Libya Başbakanı Fayiz es-Sirac, ortak basın toplantısı düzenledi.

ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, burada yaptığı açıklamada, toplantıya katılan bütün ülkelerin Libya'da istikrarın sağlanması için sorumlulukları bulunduğunu söyledi. Libya'daki iç savaşın halkın fakirleşmesine yol açtığını, ülkenin ekonomik ve siyasi kriz yaşamasına neden olduğunu ifade eden Kerry, Libya'da sosyal uyumun bozulması nedeniyle endişeli olduklarını belirtti.

Kerry, Başbakanı Fayiz es-Sirac'ı göstererek, "Libya halkı hükümet istiyor, işte hükümet burda." dedi.

Uluslararası toplumun Libya hükümetinin arkasında olduğunu aktaran Kerry, "Libya'da birliğin sağlanması DAEŞ ile mücadeleden geçiyor." diye konuştu.

Libya'nın geleceğinin birlik, güvenlik ve istikrardan geçtiğini belirten Kerry, "Libya'da barışı tehdit eden herkes yaptırımlarla karşı karşıya kalacak." ifadelerini kullandı.

ABD, Libya hükümetine insani, ekonomik ve güvenlik desteği vermeye hazır olduğunu vurgulayan Kerry, "Başkanlık Konseyi'ni destekleyeceğiz, ambargoların kaldırmaya çalıyacağız ve DAEŞ terörüyle mücadelede gerekli araçları sağlayacağız." dedi.

İtalya Dışişleri Bakanı Paolo Gentiloni ise Libya'daki istikrarsızlığın ana tehdit olduğunu belirterek, bunun çözülmesi için daha fazla uluslararası destek verilmesi gerektiğini söyledi.

Libya hükümetine eğitim yardımı yapacaklarını ve ambargoların saf dışı edilmesini istemediklerini kaydeden Gentiloni, "Biz, Sirac hükümetinin isteği üzerine Libya askeri güçlerini eğitmeye ve donatmaya hazırız." ifadelerini kullandı.

Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti Başbakanı Fayiz es-Sirac, uluslarası toplumun Libya hükümetine verdiği destekten dolayı teşekkür etti. Libya'da herkesin sorumluluklarını yerine getirmesi halinde ancak siyasi krizden çıkılabileceğini belirten Sirac, "Libya'da durum ekonomik ve finansal olarak çok kötü. Bütün partilerin aktif iş birliğine ihtiyacımız var." dedi.

Terörün büyüyerek devam etmesinin hiç kimsenin yarırına olmadığını kaydeden Sirac, uluslarası toplumdan askeri ve eğitim yardımı çağrısında bulundu. Sirac, müdahaleye değil, yardıma ihtiyaçları olduğunu vurguladı.

- Libya'daki siyasi kriz

Libya'da, 2011'de Muammer Kaddafi'nini devrilmesinden sonra rakip gruplar arasında çatışmalar baş göstermiş ve emekli General Halife Hafter'in darbe girişimi sonucu ülkede biri Tobruk'ta Temsilciler Meclisi, diğeri Trablus'ta Milli Genel Kongre olmak üzere iki meclis ve yönetim ortaya çıkmıştı.

Birleşmiş Milletler (BM) öncülüğünde ülkedeki çatışmaları sona erdirmek amacıyla başlatılan barış görüşmeleri sonucu Tobruk ve Trablus'taki iki hükümet, 17 Aralık 2015'te Fas'ın Suheyrat kentinde siyasi çözüm üzerine anlaştı.

Ülkeyi iki yıl içerisinde seçime götürmesi öngörülen anlaşmaya göre Trablus merkezli Milli Genel Kongre ile Tobruk merkezli Temsilciler Meclisi tarafından oluşturulan 10 kişilik komite, "Ulusal Mutabakat Hükümeti"ni belirledi.

Anlaşma gereğince Fayiz es-Sirac önderliğinde kurulan Ulusal Mutabakat Hükümeti, Tobruk'taki Temsilciler Meclisinin veto etmesi sonucu güvenoyu alamadı. Dokuz kez güvenoyu alamayan Başbakan Sirac, 15 Nisan'da başkent Trablus'ta çalışmalara başladığını bildirmiş ve rakip gruplar buna tepki göstermişti.

İnsani yardımların ulaştırılması, ülkede güvenliğin sağlanması, DAEŞ ve diğer terör örgütleriyle mücadele ve savaştan zarar gören kentlerin kalkınması hedeflenen anlaşmanın üzerinden yaklaşık 4 ay geçmesine rağmen rakip gruplar arasındaki rekabet nedeniyle ülkede siyasi istikrar sağlanamadı.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin (BMGK), Libya'ya silah satışını yasaklayan kararına rağmen bazı ülkelerin, uzlaşı hükümetini reddeden General Halife Hafter'e askeri destek sağlayarak krizi derinleştirdiği iddia ediliyor.