Yenilikleri biz sunarız

Yenilikleri  biz sunarız
Forev Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Kürkçü, Konya’nın genç işadamlarından biri. Distribütörlükten üretime, zücaciyeden restoran işletmeciliğine kadar geniş bir yelpazeyle iş dünyasının içinde.

Forev Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Kürkçü, Konya’nın genç işadamlarından biri. Distribütörlükten üretime, zücaciyeden restoran işletmeciliğine kadar geniş bir yelpazeyle iş dünyasının içinde. Sadece Konya’da değil, neredeyse bölgenin tamamında ve İstanbul’da işinde söz sahibi bir isim. Endüstriyel mutfakta Forev ismiyle neredeyse tüm Türkiye’ye ulaşıyor. İşini hayatı gibi gören Kürkçü, farklı konseptiyle Konya’dan ve dışarıdan gelenlerin ilgisini çeken Arena Restoran’ın da işletmecisi. Kürkçü, bütün bunları yaparken, baba yadigarı zücaciye işini de devam ediyor. Ama artık hem endüstriyel mutfakta hem de zücaciyede devler liginde

 

Forev ile başlayalım isterseniz. Kaç yıldır Konya iş dünyasının içinde Forev?

-Forev’in uzun sayılabilecek bir geçmişi var. 19687de bu yana Konya’ya hizmet veren bir işletmeyiz. Daha önce Alsat adı altında işletmemiz devam etmekteydi. 2007 yılından Forev Endüstriyel Mutfak olarak hizmete devam ediyoruz. Babamın kurduğu işletmeyi ikinci nesil olarak ben devam ettiriyorum. Toptan zücaciye olarak uzun yıllar Konya ve çevre illerine hizmet verdik. Elektrikli ev aletlerinden tutun da porselene kadar geniş yelpazeli ürün gamımız vardı?

Siz nasıl başladınız işe?

-Ben çocukken babam elimden tutar işe getirirdi. Okuma yazma bilmezken, babam beni bankaya gönderirdi. Kağıdın üstüne notu yazardı, ben para yatırmaya giderdim. Çocukken haftalık almaya başladım. Babam toptancılar çarşısının kurucularından biri. Herkesi tanıyor buradaki. Haftalığımı aldığımda, otogara sakız satmaya, balon satmaya giderdim. Para kazanırdım. Hiç unutmam, sünnetimde bana kaykay ve bisiklet alındı. Bisiklete boyum bile yetmezdi, ayakta sürerdim. Buranın karşısında da köy otobüsleri vardı. Bisikletle kaykayı oraya götürür, 1 turu 1 liraya kiraya verirdim. Kimsenin kimliğini almadan da vermezdim, sağlamcıydım. Küçükken para kazanmanın tadını alınca, hep ticaretin içinde oldum. Yaptığım işi hep severek yaptım. İnsanlara hep doğru elektrik vermeye, alçak gönüllü olmaya çalıştım.

Ticaretin tozunu yutarak, buralara geldiniz yani?

-Aynen öyle.

 

ENDÜSTRİYEL MUTFAĞA GEÇİŞ

 

Endüstriye mutfağa geçiş nasıl oldu?

-2000’li yılların sonunda irili ufaklı çok sayıda zücaciyeci pazarda yer almaya başladı. 2007 yılında bu sektör daralmaya başlayınca kimsenin yapmadığı ya da yapmaya cesaret edemeyeceği, daha profesyonel bir iş olan endüstriyel mutfak işine girmeye karar verdik. Endüstriyel mutfak daha profesyonel, ekip isteyen, proje bazlı çalışılan bir iştir. Bizim bünyemizde inşaat mühendisimiz, teknik ressamımız, proje müdürlerimizden oluşan 65 kişilik profesyonel bir ekibimiz var. Mekanlar yapılırken, inşaat halindeyken biz de çalışmaya başlarız. Ekibimiz gerekli çalışmayı yapar ve Autocad üzerinde projelendirmeyi yapar. Projenin onaylanmasının ardından elektrik, su, gaz ve havalandırma gibi tesisat projesini de hazırlar ve sunarız. İnşaat tamamlandıktan sonra mutfak gerisi dediğimiz ürün grubunu yerleştiririz. Mutfak gerisi dediğimiz fırından bulaşık makinesine kadar hepsi. Daha sonra ön servise geçilir. Bunlar da mutfak gereçleridir. En son olarak da sunum takımları yerleşir ve hazır hale getiririz.

 

MÜŞTERİNİN GÜVENİ EN ÖNEMLİSİ

 

O zaman siz de iyi bir kullanıcısınız?

-Kesinlikle. Yurtiçi ve yurtdışında çok fazla seyahat ettim. Çok farklı yerleri gördüm. Dünyada görmediğim bölge çok azdır. Bu seyahatler benim için aynı zamanda işim için altyapıyı da beraberinde getirdi. İyi bir gözlem yeteneğine sahibim. Her gittiğim yerde insanlar mutfakta sunumda ne kullanıyor, nasıl yapıyorlar; hep gözlemlemişimdir. Neler kullanılıyor, hangi renkler, hangi malzemeler trend, hizmette neler farkındalık yaratıyor, bunların hepsini inceleme ve nakletme şansımız var. Mesela bu sene ahşap çok moda. Şu anda biz de çözüm ortaklarımıza bunu öneriyoruz.

 

Son yıllarda mutfak alışkanlıkları da değişti. Şov mutfakları ve sunumlar farklılaştı, bunlar da sektörü etkiliyordur. Yanılıyor muyum?

-Yaşama alışkanlıkları değişti. Konya çok hızlı büyüyen bir şehir. Ekonomik anlamda ilk sıralarda yer alan bir kent. Ama 2000’li yıllardan önce farklı bir yaşam vardı. İnsanlar dışarıya çıkmazdı. Dışarıda zaman geçirmezdi. Bu elbette arz talep dengesi. Dışarıdaki yaşamın gelişmesiyle beraber mekanlar da değişti. Mekanların da değişmesi bizi geliştirdi.

 

 

KAFELER YENİLİKÇİDİR

 

Kendi iş kolunuz içinde çalışmayı en çok sevdiğiniz sektör hangi sektör? Hangisinde daha rahat üretim yapabiliyorsunuz?

-Şu anda kafe işletme sektörü yenilikçi bir sektör. Birçoğunun da işletmecileri gençler. Bu işletmeciler de yenilikleri seven bir kesim. Oteller klasikleşmiştir. Alışkanlıkları vardır. Ama kafe işletmecileri öyle değil. Her şeyi görmek istiyorlar. Yeni çıkan ürünleri kullanmak istiyorlar. Daha renkli tercihleri oluyor. Bunun yanında tercihleri kısa vadeli. Yeni çıkan bir trende hemen ayak uydurup, konseptini yenileyebiliyor. Bu da piyasaya hareketlilik sağlıyor. Elbette müşteriye de böyle tutuyor. Mesela fajita diye bir yemek var. Bu yemeği servis tabağında versen 1 lira ödersin. Ama tahtanın üstünde koyunca 3 lira ödemekten gocunmuyorsun. Bu da kafelerde restoranlarda bir yenilenme sağlıyor ve bu yenilenme direkt olarak bizi de etkiliyor. Eskiden insanlar sadece lezzete bakardı. Şimdi bu anlayış çok farklı noktalarda. Bunda döngü şöyledir; kafe, restoran ya da otel ister bizim sektör yapar. Bizim müşterilerimizde daha farklı. Forev olarak yenilikleri müşterilerimize biz sunarız. Farklılaşmasını biz sağlarız.

 

Şu anda trend ne?

-Şu anda siz mutfak gerisini bilmezsiniz. Ön sunumu takip edebilirsiniz. Renkli porselenler ve ahşap çok moda ve ağırlıklı kullanılıyor.

 

OTEL ZİNCİRLERİ VE MARKA RESTORANLAR

 

Forev olarak ne kadar bir alana ulaşabiliyorsunuz?

-Konya’dan Akdeniz’e kadar gidiyoruz. Buradan Adana’ya kadar olan bölgede de hizmet veriyoruz. Ankara ve çevre illerde de Forev markası ve güveniyle hizmet veriyoruz. İstanbul’da kendimize ait 2 bin 500 metrekarelik bir yerimiz var. 2005 yılından bu yana İstanbul’da da varız. Tüm Marmara’ya ulaşabiliyoruz. Tekirdağ’a da iş yapabiliyoruz, Bursa’ya da. İstanbul’da zincir restoranlar ve otellerle çalışıyoruz. Tavuk Dünyası’nın tüm malzemelerini biz veririz. Sütiş ve Simit Sarayı ile çalışıyoruz. Rixos ve Hilton ile de çalışıyoruz.

 

Konya’da pazar payınız ne kadar?

-Konya’nın yüzde 90’ı diyebilirim. Bizim yaptığımız genişlikte Konya’da kimse iş yapamaz. 26 bin çeşit mal satıyoruz. Konya’nın en lüks otelinden tutun da en küçük çay ocağına kadar ürün veriyoruz.

 

Ciddi bir pazar payına sahipsiniz. Ürün aldığınız yerlerde üretime müdahale edebiliyor musunuz ya da kendi ürünlerinizi yaptırabiliyor musunuz?

-Tabi tabi. Forev markasıyla üretim yaptırabiliyoruz, bu birincisi. İkincisi çoğu fabrikayla ortak çalışıyoruz. Mesela çalıştığımız porselen fabrikasına ürettirdiğimiz ürünleri biz kendimiz dizayn ederiz. Örnek vermek gerekirse, Tavuk Dünyası’nda gördüğünüz büyük porselen tabağın, dizaynı bana aittir. Derinliğinden tabağın şekline kadar. Üretim firmaların çoğu sahayı çok iyi bilmez. Bunları biz biliriz. Fabrikalarla Çin’e birlikte gideriz. 1999’dan bu yana Çin’e gider gelirim. Zücaciyede kendi ithalatlarımız var. Endüstriyel mutfakta üreticiler, sahada ne istendiğini bilmekte zorluk çekiyorlar. Bu noktada biz varız. Belki de en çok ürün yazdıkları firmalardan biri biziz.

 

Kendiniz üretim yapıyor musunuz?

-Endüstriyel mutfakta İnoksan ürünleri de satıyoruz, metal işlemlerde kendi ürünlerimiz de yapıyoruz. Büsan’da kendimize ait fabrikamız var. Forev markasıyla kendi üretimimizi yapıyoruz. Konya’da gittiğiniz kafe, restoran ve otellerde kullandığınız çatal ve bıçakların yüzde 85’inde Forev markası vardır.

 

Zücaciyeyi de bırakmadınız ve ciddi Pazar payına sahipsiniz. İlk göz ağrınızı da bırakmadınız. Yanılıyor muyum?

-Aynen öyle. Korkmaz markasının İç Anadolu-Akdeniz bölge distribütörüyüz. 17 il, 165 bayi bize bağlı. Zücaciyenin yeri ayrı. Zücaciye aslında kolay bir iş değil. Ama zoru severim. Patronlar aslında en çok beyinlerdir. Çalışan mesaisi bitti mi işi düşünmez. Ama patron uyuyuncaya kadar işiyle beraberdir.

 

KONYA’NIN EN FARKLI RESTORANI

 

Siz restoranlara, kafelere, otellere ürün sağlarken, Arena Restoran ile restoran işletmeciliğine de başladınız. Bu fikir nasıl doğdu?

-Ben Konyaspor’da 2 yıl asbaşkanlık yaptım. Yeni stat yapılırken, çok güzel bir bölüm vardı ama su gideri dahi yoktu. Burayı maç zamanında localara hizmet verebilecek bir yer yapıp yapamayacağı mı sordular. O sırada benim ampul yandı. 850 metrekarelik, tribünü olan bir devasa bir mekan. Konyalı erkekler maça geliyor ama aileler gelmiyor. Maç zamanlarında ailelerin gelebileceği, rahat rahat maç izleyebileceği bir yer kafamda canlandı. Bizim stadımız ödüllü bir stat. Şehir dışından gelenlerin gezmesi ve görmesi gereken bir yer. Maç oynanmadığı zamanlarda da stadın ambiyansını hissedebileceğiniz bir yer yapalım istedik. Şimdi Arena Restoran’a gelen aile, ister masasında ister restorana ait tribünde maçını izleyebiliyor. Çocuğu oyun alanında oynayabiliyor. Yurtdışından misafiri gelen işadamı stadın ambiyansında misafirini ağırlayabiliyor.

 

 

TAM BİR GEZGİN

 

Hep işten bahsettik. Fatih Kürkçü’nün hayatı hep işte mi geçiyor?

-Benim hayatım işim. Ben de iyi bir nargile içicisiyim. Ve işim de hep kafe, restoran ve otellerle olduğu için doğal olarak sosyal hayatın içindeyim. İşim sosyal hayatla beraber ilerleyen bir iş. Ben zaten sosyal hayatın içindeyim. İşimi seviyorum, sosyalliği seviyorum. Benim artım da işimin sosyal hayatın içinde olması. Ayın belli zamanlarında İstanbul’da yaşıyorum. Zücaciye bölümünde bayi ziyaretleri, seyahat etmemi sağlıyor. Yılda birkaç kez ziyaretlerimi yaparım. Hem de seyahat etmiş oluyorum. Fuarları kaçırmamaya çalışıyorum. Bu da seyahat.

 

 

Kaynak:Pusula Haber

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.