Prof. Dr. Hüseyin Muşmal

Prof. Dr. Hüseyin Muşmal

YENİŞARDA BİR KANYON

YENİŞARDA BİR KANYON

Beyşehir Kültür ve Turizm Derneği'nin yapmış olduğu yaz organizasyonlarından birisi de 9 Temmuz Pazar günü gerçekleştirilen Anamas Melikler Yaylası ile Yaka Köyü arasında bulunan Yaka Kanyonu yürüyüşü idi. Yaka Kanyonu Konya'nın Beyşehir ve Isparta'nın Yenişarbademli ile Aksu ilçesi sınırlarının kesiştiği bölgede bulunan Anamas Dağlarının eteğinde yer alan Melikler Yaylası civarında başlayarak 4-5 km boyunca devam eden ve Aksu İlçesi Yaka Köyü'nde sona eren bir doğa harikasıdır. Kanyonda yürüyüş yapmak isteyen doğa severlerin öncelikle Isparta'nın Yenişarbademli ilçesine ulaşmaları gerekiyor. Yenişarbademli bugün ki idari bölünüşte Isparta iline bağlı küçük ve şirin bir kazadır. Ancak tarihi süreçte bu bölge 13. Yüzyıldan itibaren bölgedeki 6 köyü içine alan bir coğrafyada önceleri nahiye ve daha sonra da Osmanlı Devleti'nin Beyşehir Sancağı'na bağlı müstakil bir kaza idi. Kurucaova, Muma, Hoyran, Yenice, Pınarbaşı ve Bademli köylerini içine alan Yenişar Kazası'nın merkezi, önceleri Hoyran köyü iken daha sonradan Bademli Köyü'ne taşınmış ve Kazanın yeni ismi böylece oluşmuştur. Yenişarbademli Kazası'na birkaç yoldan ulaşmak mümkündür. Isparta üzerinden gelecek olanlar Şarkikaraağaç istikametini takip ederek Beyşehir Gölü'nün nefis manzarası eşliğinde Yenişar'a ulaşabilirler. Bu istikamet boyunca Fele Beli'nde dinlenip bir balık yeme fırsatına sahip olunabileceği gibi, göldeki adaların ve bunlar arasında en büyüğü olan Mada ile en küçüğü olan Kız Kalesi Adası'nın da tadına varılabilecektir. Eğer vaktiniz uygunsa göl kenarında Cennet Çukuru adı verilen mevkide mola vermenizi tavsiye ederim, hem böylece Beyşehir Gölü'nün muhteşem fotoğraflarını da çekebilme şansını yakalayabilirsiniz. Yenişar'a Konya Beyşehir üzerinden hareket ediyorsanız yolunuz uzun bir süre bugün Gembos Yolu olarak adlandırılan eski Antalya yolunu takiben devam edecektir. Yeşildağ Leylekler Vadisi'nde çok vakit kaybetmezseniz Kurucaova köy kahvesinde bir çay içtikten sonra meşhur Selçuklu Sarayı Kubadabad'ı görmek için bir saatlik süre size yeterli olacaktır. Buradan sonra hangi yolu seçerseniz seçin Yenişar Kazası'na 5-10 dk içerisinde ulaşabilirsiniz. Yenişar'a vardıktan sonra Melikler Yaylası'na ulaşmak için bir süre Aksu istikametinde yol almanız gerekiyor. Bu yolculuk, Melikler Yaylası'na kadar sürekli tırmanış gerektiren ama minare boyu çam ağaçlarının yol boyunca uzandığı ve Anamas Dağı'nın karlı manzarasının size daima eşlik ettiği bir yolculuk olacağı için keyifli geçecektir. Aksu istikametindeki asfaltlı anayoldan yarım saat kadar ilerledikten sonra Anamas Dağı zirvesinin göründüğü noktada sola doğru stabilize bir yol gözünüze çarpacaktır. Melikler Yaylası levhasını gördüğünüz anda neredeyse iki arabanın geçiş yapamayacağı yola girmiş ve toz kaldırmaya çoktan başlamışsınızdır. Birkaç kilometrelik bu toprak yol boyunca doğaya zarar vermenizi engellemek istercesine yola sarkmış ağaç dalları camınızdan içeri girmek isteyecektir. Siz çoban köpeklerini, Serikli yörüklerin keçileri ve çadırlarını seyrederek ilerleyeceksiniz. Belki içinizde, Serikli Ali Amca'nın kocaman kıl çadırında bir mola verip ayran içme isteği doğacaktır. Ancak bu molayı dönüşe saklayarak gün batmadan evvel kanyon yürüyüşünü tamamlamış olmanız gerektiğinden yayladaki stabilize yolun sonuna ulaşarak buradaki binanın yeşil bahçesine aracınızı parketmeniz gerekiyor. Aracınızdan ayrılmadan önce yanınıza almanız gereken en önemli şeyin kask olduğunu hatırlatmalıyım. Zira 4 kilometre gidiş ve 4 kilometre geri dönüş olmak üzere, yani toplam 8 kilometrelik kanyon yürüyüşü boyunca en önemli ihtiyacınız baretiniz olacaktır. Bir doğa yürüyüşçüsü elbette ki suyunu yanından eksik etmeyecektir. Ancak yedek kıyafetlerinizi ve yedek ayakkabılarınızı aracınızda bırakmanızı tavsiye ederim. Zira sırtınızda taşıyor olsanız dahi, kanyon boyunca çoğunlukla dizinize, zaman zaman da bel seviyenize kadar yükselmiş olan suda ıslanmasalar bile ayağınızın kayıp suya düşme ihtimalini de hesap etmelisiniz. Ancak yine de bana göre bu parkurun zor tarafı Melikler Vadisi'nden kanyona inerken geçmeniz gereken ormanlık sahadır. Buna rağmen birbirine oldukça yakın ve minare boyundaki çam ağaçlarının arasında 45-50 derecelik eğimle vadiye inerken yaşayacağınız zorluk, alacağınız keyif karşısında önem arzetmeyebilir. Nefis çam kokularının mevsimine göre kekik ve çiçek konularına eşlik ettiği yamaç boyunca sizi tehlikeye sokan şey kurumuş çam pürlerinden başkası değildir. Ayağınızda trekking ayakkabısı elinizde çifte baton olsa dahi kaygan zemine basarken dikkatli olmanızı öneriyorum. Çam ağaçları arasında yokuş aşağı birkaç yüz metre ilerledikten sonra iki ayrı alandan vadiye karışan derelerin sesini duymaya başlayacaksınız. Anamas Dağı'ndan akan bu iki derenin birleştiği noktada 4 kilometrelik kanyon sizi karşılıyor olacaktır. 150-200 metre derinliğinde 2 ila 3 metre genişliğindeki kanyon boyunca akan nefis dereye adım attığınız andan itibaren içerdeki serin havanın ve zemindeki soğuk suyun tesiriyle temmuz ayının ortasında bile biraz üşüyeceğinizi müjdeleyebilirim. Parkur boyunca önünüzde yürüyenler suyu bulandırmamışlarsa, fazlasıyla berrak olan dere boyunca taşları seçerek ve üzerlerinde sekerek yürüyebilirsiniz. Aksi takdirde hiç beklemediğiniz anlarda attığınız bir adımda belinize kadar suya gömülmeniz içten bile değildir. Hoş, temmuz sıcağında küçük şelalelerin aktığı alanlarda oluşan doğal havuzların içinde serinlemek isteyenler kendilerini çoktan soğuk suya bırakmışlardır. Belki siz de bazıları gibi bir iki kilometre yürüdükten sonra kanyonun sonunu görmeden geri dönmeyi düşünebilirsiniz. Ancak son derece kolay olduğunu dönüş yolunda anlayacağınız kanyonun sonuna kadar sabretmenizi tavsiye ediyorum. Zira toplamda bir buçuk saatlik yürüyüşün sonunda gökyüzünü ve güneşi bütünüyle göreceğiniz çıkışa zaten ulaşmış olacaksınız. Belki ışığı engelsiz gördüğünüz çıkış noktasında kanyonun sonunda oluşmuş olan doğal havuzda soğuk su ile serinler güneşin altında ayakkabı ve elbiselerinizi bir süre kuruttuktan sonra siz de bizim gibi akış yönünün tersine yürümenin daha keyifli olduğunu düşünürsünüz.

19884017_10156493243653066_6781150116065944823_n.jpg19961098_10156493243398066_5152293420567413656_n.jpg20158130_10156519790588066_1209733535_n.jpg

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Prof. Dr. Hüseyin Muşmal Arşivi
SON YAZILAR