Dünyada artık giderek artan sivil toplum etkinliklerinden bir tanesi de “sadece doymak değil, lezzet almak da bir insan hakkıdır” sloganını da kullanan Slow Food hareketi. Yalnızca fast food gıdaların sağlığa zararlarını sorgulamıyor bu kuruluş. Amacı sadece tüketicileri değil, üretici haklarını da korumak, üreticilerin yaşam koşullarını iyileştirmek olarak açıklanıyor. Kuruluşa göre dünyayı bekleyen en önemli sorunların başında “çiftçinin tohum hakkının tehdit altında olması ve tohum ticaretinin küresel şirketlerin tekeline geçmesi” gelmekte. Yerel ürünler ve biyolojik çeşitliliğin korunması ilke olarak ele alınmakta bu sivil toplum kuruluşunca. Bu amaçla yaygınlaştırmaya çalıştığı sistem çevreye saygılı ve biyo çeşitliliği olan ürünleri yeryüzü pazarlarında tüketiciyle buluşturmak. Menşei belli ve kontrol altında üretilen bu sağlıklı ürünlerin üretici-tüketici birlikteliğiyle satıldığı yeryüzü pazarları dünyada giderek önem kazanan gastronomi turlarının da gezi alanları arasında bulunuyor. Ülkemizde şimdilik sadece Foça’da bulunan; Gökçeada ve Şile’nin de ağa katılma çalışmalarında bulunduğu yeryüzü pazarlarının giderek gelişeceği ve bundan yerel ürünleri satan üreticilerin de sağlıklı gıdaya ve eski lezzetlere kavuşacak biz tüketicilerin de kazançlı çıkacağı bir gerçek.

       Evliya Çelebi Seyahatnamesinde “beyaz ekmeği, simidi, çöreği, balı, çeşitli helvaları, et yemekleri, pişmaniyesi, tahini çok meşhur. Yirmi çeşit armudu, kiraz, şeftali, üzüm sarması, badem kırmızısı olur” cümleleriyle tanıtmış Konya’mı. Bizim nesil çeşit çeşit kayısısını da bilir kentimin. Yirmi çeşit armuttan bugün eser yok tabii. Büyükşehir Belediyemizin Tarımsal Hizmetler Daire Başkanlığı şimdilerde çiftçilerimize organik tarım ve çilek yetiştiriciliği, kadınlarımıza doğal gıda üretimi destekleri veriyor. Belki bu güzel çalışmaların yanına Ziraat Fakülteleri desteğini de alarak yerel tohumların yeniden gündeme gelmesi, biyo çeşitliliğe katkı sağlayacak çalışmaları da ekler ve kazanan hem ülkem hem şehrim olur.

         Yazımda kaynak olarak yararlandığım Metro Gastro dergisi yeryüzü pazarları konusunda çocukluğumuzun ve gençliğimizin hoş mekanı Kadınlar Pazarını da konu etmiş haklı olarak. Aslında Konya yeryüzü Pazarının bir örneğini yıllar önce kurmuş da bugünün Melike Hatun Çarşısı’nda kadınların artık yer almadığı da gerçek. Oysa bu mekan veya giderek büyüyen Konya’da başka mekanlar sağlıklı yerel ürünlerin, kontrollü doğal/organik besinlerin tüketici ile buluştuğu; hem üretici hem de tüketicilerin kazançlı çıktığı sağlık ve prestij mekanları haline getirilebilir. Unutmayın, dünya artık hem ürün hem lezzet olarak yereli ve eskileri arıyor. Saygı ile.