Süleyman Sayan

Süleyman Sayan

ZAFERE GİDEN YOL BÖYLE OLMASIN

ZAFERE GİDEN YOL BÖYLE OLMASIN

Konyaspor, bu sezon  Anadolu takımları ile yaptığı hemen hemen her mücadelede olduğu gibi, önce rakibi çok koşarak çok pas yaparak yıpratmak istedi. Bununla birlikte  skoru yakalayıp koruma, sonra da  rakip akınlarını kesip farkı artıra bilme şablonu ile sahadaydı. Son dönemlerde gerek maç trafiği gerekse sakatlıklardan dolayı defans bloğunda zorunlu revizyon olması, takım genelinin de bu trafikten bir hayli yorgun düşmesinden sonra, milli takım arası en çok lazım olan kulüplerden biri olarak dikkat çekiyorduk.

Gaziantep maçı alışılagelmiş dizilişle ve oyunla başladı. İster şans deyin, ister tesadüf,ister çarptı atmadı, isterseniz pozisyonda penaltı vardı zaten deyin, gerçek olan ilginç bir gol ile öne geçmek rakibi olduğundan fazla yıpratma adına önemlidir. Hele ki ligde aldığı tüm galibiyetleri kendi evinde almış bir takım karşısında böyle bir golle öne geçmek, aslında ilginç olduğu kadarda güzeldi bizim için.

  Bu sezon izlediğimiz hemen hemen her maçta olduğu gibi ilk yarı ve ikinci yarı farklı Konyasporlar izliyoruz. Skoru lehimize çevirdiğimiz maçlarda geriye çekiliyoruz. Çünkü zor gol atan bir ekip olduğumuz için bunu korumaya gitmek en mantıklısı gibi geliyor. İlk yarı 0-1 sona erdiğinde, Antep’in hocası Kartal’ın oyuna aldığı skora yönelik oyuncusu Putsila sahadaki yerini alınca saldıran bir Antep izleyeceğimizi görmek zor değildi aslında.

Konyaspor düşünülenin aksine ikinci yarı bulduğu goller ile karşılaşmayı 0-3 gibi net bir skorla kazandı daha farklıda olabilirdi. Peki nasıl oldu da üç farkla kazanmıştık. Aslında Konyaspor’un öne geçtiği hemen hemen her maçta yaşanan klasik tabloyu bu maçta da izledik. Burada maçın üç farklı bitmesinde Antep’in katkısını görmezden gelemeyiz.

Maç öncesi yorumumu okuma şansınız olduysa bu maçın 2-3 faklı olabileceğini yada berabere bitebileceğini yazmıştım. Maçtan önce yazı okuyan birisi ne alaka ya 2-3 fark olması yada beraberlik çıkması kadar saçma bir düşünce olabilir mi diye düşünmüş olabilir. Antep takımı karşılaşmanın hemen ikinci yarısının başında 2 net pozisyon buldu. Özellikle Larsson’un biran kendini Mesut Özil sanması ile kaçan pozisyon gol olsa kabuğuna çekilen iki takım maçı rölantide oynayıp beraberlikle sonuçlandırması güçlü görünüyordu. Fakat bu pozisyon üzerinden beş dakika bile geçmeden Ömerali’nin bindirmesiyle savunmanın dengesinin bozulması ve Bajic'in tek vuruşla gol yapması Antep’in gardını düşürdü. Bu dakikadan sonra şuursuzca saldırsalar da, kalelerinde üçüncü golü görmeleri taraftarlarının çirkin ve kötü tezahürat yapmalarına yönetimi istifaya davet etmelerine yetmişti.   

Şunu açıkça belirtmek gerek, bu oyun anlayışları ve bu maç hikayesine düzgün bir zemini eklemiş olsaydık çok daha farklı bir sonuç karşımıza çıkabilirdi. Böyle bir zeminde alınacak en iyi skor ve sakatlık olmaması bize fazlasıyla yeter sanırım. Defansımızın yoğun gayretine karşı kalecimiz ile son dönemde problem yaşaması atlanmaması hatta altını çizmemiz gereken husus.

Sonuç olarak; Önemli bir deplasmandan 3 puanı 3 golle almak, alışık olduğumuz bir durum değil. Aslında genel manada Konyaspor’un yapmak istediği bu, bu maçta tuttu, tutmaya da bilirdi. Sonucu aldığımıza göre herkes memnun olmalı. Bu maçta gördük ki Konyaspor sahip olduklarının toplamı değil, fakat henüz gerçekleştiremediklerinin toplamıdır. Gerçekleştiğinde herkes memnun olurken, kırılma anında gelen bir gol ise homurtulara ve çatlak seslere sebep olabiliyor. Bunu aşmak gerek. Bajic’in eleştiri aldığı bir sezonda Krallıkta zirvenin bir gol gerisinde olması, eleştirileri olumlu aldığını gösteriyor. Şüphesiz geçen sezonda ki coşkuyu görmediğimizi zaman zaman belirtsek bile, geride kalan 11 haftada geçen sezona oranla bir basamak yukarda olup, aynı puanı almak averaj olaraktan da 6 gollük bir fark olması aslında bir tık daha yukarda olduğumuzu, nispeten de olsa gösteriyor. Geçen sezon hesapta olmayan Bursa ve bu sezon işler iyi gitmeyen Akhisar’ı yer değiştirsek tablo aynı gibi. Sabredelim meyveleri toplamaya başlamamız yakındır.

Maçın sözü: Hiçbir zafere çiçekli yollardan gidilmezmiş, mümkünse eğer bu kadar kötü yollardan da (zeminden)  gidilmesin.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Süleyman Sayan Arşivi
SON YAZILAR