2. İstanbul Uluslararası Ombudsmanlık Konferansı

İSTANBUL (AA) - Kamu Denetçisi Yahya Akman, Türkiye'deki idarelerin en üst yöneticilerinin hemen hemen tamamıyla farklı zamanlarda toplantılar yaparak kanunu, yapmak istediklerini ve onların uyması gereken ilkeleri kendilerine şahsen ilettiklerini belirtti.

İstanbul Uluslararası Ombudsmanlık Konferansı kapsamında düzenlenen "Ombudsmanın tavsiyelerinde temel ilkeler: eşitlik, adalet, tarafsızlık, ayrımcılık yapılmaması ve yetkinin kötüye kullanılmaması" başlıklı oturumda Akman, geçmişte benzer kurumları bulunsa da Türkiye'deki modern ombudsmanlığın 6-7 yıllık bir geçmişe sahip olduğunu anlattı.

Ombudsmanlıkla ilgili kanun hazırlanırken dünyada yaşanmış birçok örneği ve yazılı metinleri tarayarak Türkiye'de güzel bir ombudsmanlık modeli oluşturmak için gayret sarf ettiklerini aktaran Akman, kanuna, "idarenin her türlü eylem ve işlemi" ile "tutum ve davranış" ifadelerini eklediklerine işaret etti.

Akman, "Bu tutum ve davranış ifadesi bizim kanunlarda hiç yok. Çoğu ülkenin kanununda da yok. Bazen idare ve yöneticiler birçok eylem ve işlemle sizi mağdur edebilir ama bazen de bir kamu yöneticisi günlük hayatın içerisinde insanlara karşı tutum ve davranışıyla adeta o insanlara hayatı zehir haline getirebilir. İşte bunun da denetim içerisinde olması için kanunumuza böyle bir ifade koyduk. Bugün Türkiye'de boşluk olarak kabul edilecek bu alanın da denetimini yaptığımızı rahatlıkla söyleyebilirim. Kanunlara ne yazarsanız yazın önemli değil, önemli olan sizin uygulamanız." diye konuştu.

- "Adeta hakemlik vazifesi görüyoruz"

Dünyada ombudsmanlıkları "non government" (hükümet dışı), "opposite" (karşıt) olarak kabul eden çevrelerin olduğunu aktaran Akman, şöyle devam etti:

"Biz bunun böyle olmaması gerektiğini düşünüyoruz. İdareyi, idarecileri denetlerken bir muhalefet partisi gibi değil belki zaman zaman onlarla çok iyi ilişkiler kurmak suretiyle çözümler üretmek için gayret sarf ediyoruz. Mesela, şu ana kadar Türkiye ombudsmanlığı Türkiye'deki idarelerin en üst yöneticilerinin hemen hemen tamamıyla, farklı zamanlarda toplantılar yaparak kanunumuzu, yapmak istediklerimizi ve onların uyması gereken ilkeleri kendilerine şahsen iletiyoruz. Onlarla şahsi bir problemimiz olduğu için değil, vatandaşımızın daha iyi hayat şartlarına kavuşması için bizlerle iş birliği yapmaları, yazdığımız yazılara daha kısa sürede cevap vermeleri ve kararlarımıza uymaları gerektiğini ifade ediyoruz. Türkiye'nin en önemli sivil toplum kuruluşlarını, en muhalif gruplarını bir masa etrafında toplayarak, onların taleplerini dinliyoruz. Zaman zaman da bu iki grubu çeşitli vesilelerle bir araya getiriyoruz. Onların yüz yüze bunu tartışmasını sağlıyoruz ve aralarında adeta hakemlik vazifesi görüyoruz. Biz genel olarak yazışmalarla iş görürüz. Kamu kurumlarına yazılar yazarız, onlardan cevaplar alırız, tavsiye kararları veririz. Fakat bazen öyle olaylar vardır ki aciliyet arz eder, hemen devreye girmeniz, problemi çözmeniz için hareket etmeniz gerekebilir. Bu durumlarda telefon ve e-mail dahil en hızlı nasıl ulaşılabiliyorsa ilgili kamu görevlileriyle bu şekilde temas kurup olayın sonucunu dostane çözüme çevirebiliyoruz. Geliştirdiğimiz metotlardan bir tanesi de dostane çözüm kararları vermek."

Öte yandan, "21. yüzyılda öne çıkan ilkeler: Şeffaflık, hesap verilebilirlik, bilgiye erişim hakkı ve kişisel verinin korunması" başlıklı oturumun da düzenlendiği konferans, Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç'un oturum başkanlığını yürüteceği "Ombudsmanlıkların Gelecekteki Rolleri ve Sorumlulukları" başlığının ele alınmasıyla sona erecek.