"28 Şubat ve Türkiye'deki Demokratikleşme Süreci"

"28 Şubat ve Türkiye'deki Demokratikleşme Süreci"
Eski Başbakan Yardımcısı Arınç: - "12 Eylülcülerden hesap soruluyor ve 28 Şubat davası da devam ediyor. Bu yüzden 13 yıl başbakan olarak ülkemizi yönetmiş olan Cumhurbaşkanımıza teşekkür borcumuz var"

İSTANBUL (AA) - Eski Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "12 Eylülcülerden hesap soruluyor ve 28 Şubat davası da devam ediyor. Bu yüzden 13 yıl başbakan olarak ülkemizi yönetmiş olan Cumhurbaşkanımıza teşekkür borcumuz var" dedi.

Milli Türk Talebi Birliği, Birlik Vakfı ve Genç Birlik tarafından düzenlenen "28 Şubat ve Türkiye'deki Demokratikleşme Süreci" konferansında konuşan Arınç, eskiden MGK'da askerler ve sivillerin ayrı tarafta oturup "hasım" durumunda toplantı yaptıklarını anlattı.

Arınç, şöyle devam etti:

"İftiharla söylüyorum, MGK'da bugünkü Cumhurbaşkanımız, dünün Başbakanı, Genelkurmay Başkanımızla verdiği bir kararla sivil ve askerler birbirlerine karıştı ve kıdem sırasına göre yeni bir oturma düzeni oldu. Bunları sembolik olarak görebilirsiniz ama geçmişte sembolik değildi. Şimdi ağırlık artık hükümet kanadındadır. 7 veya 8 bakan ve başbakan yardımcılarının 5'i birden bu toplantının asli üyesidir. Bir AK Parti mensubu olarak bu ülkeye en büyük hizmetlerimizden bir tanesi sivil asker ilişkilerini demokratik ülkelerde olduğu gibi normalleştirmek, darbe dönemlerini kapatmak ve darbecilerden hesap sormaktır. 12 Eylülcülerden hesap soruluyor ve 28 Şubat davası da devam ediyor. Bu yüzden 13 yıl başbakan olarak ülkemizi yönetmiş olan Cumhurbaşkanımıza teşekkür borcumuz var."

28 Şubat üzerine yurtiçinde ve yurtdışında çok sayıda tez yazıldığını belirten Arınç, darbenin dinamikleri arasında medyanın önemli bir rolünün ve görevinin olduğunu ifade etti.

Arınç, kendi kızı dahil bir çok genç kızın psikolojik rahatsızlık yaşadığını, başörtüsü takan üniversite hocası kadınların görevlerinden alındığını, memurların işten atıldığını, milletvekili seçilen Merve Kavakçı'nın TBMM'de yemin edemediğini hatta Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından çıkartıldığını kaydederek, AK Parti iktidarıyla birlikte bu sorunların ortadan kalktığını, kızların başörtüsüyle üniversiteye gidebildiğini, kamu kurumlarında kadınların başörtüsüyle çalışabildiğini, Meclis'te çok sayıda başörtülü kadın milletvekilinin bulunduğunu aktardı.

Refah Partisi'nin iktidara geliş sürecini anlatan Arınç, şöyle konuştu:

"ANAP'la koalisyon çalışması başlayınca ANAP'ın lideri Mesut Yılmaz korkutuldu. Sonra Tansu Çiller'le hükümeti kurduk. İktidarın ilk 6 ayında çok başarılı çalışmalar yapıldı. Bankalara akan hortum kesildi, müthiş bir projeydi ama hükümetin de sonunu getirdi. 6 ayda memura, emekliye Bağkur'luya büyük zam yapıldı. Memura dolara endeksli maaş sistemi getirildi. Tarıma büyük destek verildi. 40 tane kaynak paketi açıklandı. İşler çok iyi giderken bir yerlerde düğmeye basıldı. İlk kırılma noktası olan Susurluk'ta derin devlet ve mafya ilişkisi ortaya çıktı. Refah Partisi anasından yeni doğmuş çocuk gibi çok temizdi. Ama ortağımızın içi çürüktü. 6 ayın sonunda Aczimendiler, Fadime Şahinler ortaya çıktı. Bunları belli amaçlar için sokağa salanlar vardı. Hükümet zorlanmaya başladı. 60 ve 80'deki gibi darbe yapmamak ancak bazı kurumları manivela olarak kullanıp Refah-Yol hükümetini bitirmek gayesiyle çalışmalar başlatıldı. Darbe yapmadan darbe gibi bir girişim."

Darbenin hedefinin Kur'an kursları ve İmam Hatip Liseleri olduğunu ancak darbe kararlarından biri olan 8 yıllık kesintisiz eğitim süreciyle meslek liselerinin orta kısımlarının kapatıldığını, bunun da Türkiye'nin sanayisine büyük darbe vurduğunu belirten Bülent Arınç, sözlerini şöyle tamamladı:

"Halk 28 Şubat'a destek veren partileri 2002'de affetmeyerek Meclis dışında bıraktı. 28 Şubat'ta çok ızdıraplar çekildi. 2002'ye kadar sadece zulüm sadece göz yaşı vardı. Bugünün Cumhurbaşkanı Siirt'te okuduğu 4-5 mısralık şiir yüzünden hapis yattı. Erbakan Hoca ve o dönemin kadroları siyasi yasaklı hale getirildi. Türkiye'de bir yolsuzluk dönemi başladı. O zaman 22 bankanın içini boşalttılar ve sırtımıza 40 trilyonluk bir yük yüklediler. Yüksek yargının üst düzey hakimlerini Genelkurmay'a çağırdılar, davet ettiler demiyorum ve onlara irtica brifingi verdiler. Şimdi o günlerden çok uzaktayız. Hüseyin Kıvrıkoğlu "28 Şubat bin yıl sürecek' dedi, elhamdulillah 10 yıl sürmedi."

Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.