"31 Mart Seçimlerinde Siyasal İletişim"

"31 Mart Seçimlerinde Siyasal İletişim"
SETA Araştırmacısı Turgay Yerlikaya:- Fakenews'in (asılsız, sahte haber) en yaygın olarak kullanıldığı yer Facebook. Burada üretilen içerikler hiçbir engele takılmadan dolaşıma girerek seçmenlerin tavırları hedef alınıyor. Maalesef seçmenler nezdinde de k

İSTANBUL (AA) - Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) Toplum ve Medya Araştırmaları Direktörlüğü Araştırmacısı Turgay Yerlikaya, "Fakenews'in (asılsın, sahte haber) en yaygın olarak kullanıldığı yer Facebook. Burada üretilen içerikler hiçbir engele takılmadan dolaşıma girerek seçmenlerin tavırları hedef alınıyor. Maalesef seçmenler nezdinde de karşılık buluyor." dedi

SETA'nın İstanbul'daki merkezinde Toplum ve Medya Araştırmaları Direktörü İsmail Çağlar'ın moderatörlüğünde, yaklaşan yerel seçimler öncesi partilerin ve ittifakların izlediği medya ve siyaset stratejilerinin ele alındığı "31 Mart Seçimlerinde Siyasal İletişim" paneli gerçekleştirildi.

Yerlikaya, panelde yaptığı konuşmada sosyal medyanın demokratikleşme sürecinde pozitif ve negatif etkilerine dikkati çekti.

Sosyal medyanın ilk ortaya çıktığında insanların fikirlerini özgürce ifade edebilecekleri bir ortam olarak ele alındığını belirten Yerlikaya, "Yeni internet teknolojileri Turuncu Devrim, Tunus, Suriye ve diğer ülkelerde sistem değişikliklerine yol açan Arap Baharı'nın da en önemli araçlarından oldu. Bu araçlar demokrasinin gelişmesi ve antidemokratik yapıların yıkılmasına katkı sundu. İnsanlar bu alanlarda örgütlenerek fikirlerini yayma ve ifade edebilme hürriyetine kavuştu." diye konuştu.

Yerlikaya, Cambridge Analytica şirketinin Facebook'taki kişisel verileni izinsiz ve usulsüz kullanmasının dünya çapında yeni bir bakış açısını doğurduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:

"Arap Devrimleri, Gezi Parkı olayları ve benzeri birçok süreçte kitleleri mobilize etmek için kullanılan sosyal medya araçlarının demokrasinin karşısında da konumlandığını gördük. Özellikle ABD Başkanlık seçimlerinde Donald Trump lehine ciddi bir manipülasyon yapıldığı iddiası seçimlerdeki sosyal medya etkisini önemli bir gündem maddesi haline getirdi. Aynı şekilde İngiltere'nin AB'den ayrılma sürecinde yani Brexit tartışmalarında, Almanya ve Fransa'daki seçimlerde kitleleri yanlış yönlendirildiği bir durum ortaya çıktı. Bu manipülasyon ve asılsız haberler Türkiye'deki birçok seçimde seçmenlerin tercihlerini değiştirmek için kullanıldı."

Sosyal medya araçları içinde özellikle Facebook'un "fake" içerik üretiminde öne çıktığının altını çizen Yerlikaya, "Fakenews'in en yaygın olarak kullanıldığı yer Facebook. Burada üretilen içerikler hiçbir engele takılmadan dolaşıma girerek seçmenlerin tavırları hedef alınıyor. Maalesef seçmenler nezdinde de karşılık buluyor." ifadelerini kullandı.

Yerlikaya, sosyal medyada özellikle "aşırı sağ ve ırkçı" kesimlerin ürettiği gerçekçi olmayan içeriklerin daha fazla yer aldığını, Fransa'daki seçimlerde Marine Le Pen'in lehine üretilen manipülatif paylaşımların ise buna örnek olduğunu dile getirdi.

Türkiye'de 24 Haziran Seçimlerinde Anadolu Ajansı'nın (AA) hedef alınmasına da değinen Yerlikaya, şunları söyledi:

"FETÖ ve CHP tarafından desteklenen bazı iddialarla AA hedef alındı. Seçim sonuçları açıklanırken Bülent Tezcan'ın AA'nın yalan bilgileri yaydığını söylemesi ve halkı Yüksek Seçim Kurulu'nun önüne çağırması bu etkiyi ortaya çıkarma ve kitleleri duygularıyla yanlış yönlendirmenin bir örneğidir. Tezcan, 'Yarın seçim sonuçlarını kendimiz açıklayacağız.' demişti ama açıklamadı. YSK'nın verileriyle AA'nın verileri neredeyse aynı çıktı. Fakat özür de dilenmedi. Burada aslında CHP'nin kurduğu seçim teknolojisinin işlemez hale geldiğini ve kendi hatalarını örtmeye çalıştığını söyleyebiliriz."

SETA Toplum ve Medya Araştırmaları Direktörlüğü'nde Araştırmacı olarak görev alanı Ali Aslan konuşmasında seçim sürecindeki siyasi stratejileri değerlendirdi.

Aslan, seçimlerde aktörlerin doğal olarak iktidar mücadelesi verdiğini belirterek, "Partiler kazanma üzerine kurdukları stratejileri seçmenlerine anlatmaya çalışır. AK Parti iktidarı boyunca 3 temel strateji izledi. İlk dönemde Türkiye'nin demokrasi önündeki engellerini kaldıran AK Parti, ikinci döneminde medeniyet perspektifine uygun stratejiler izledi. Son dönemde ise Gezi olaylarının ve PKK'nın ayaklanma girişimleriyle yerli ve milli bir kimlik vizyonu takip ediliyor. Ülkeye yönelik tehditler bu misyonla ele alınarak mücadele ediliyor. " ifadelerini kullandı.

2002 sonrasında Türkiye'deki siyasi atmosferde siyasilerin değişen rollerini de ele alan Aslan şöyle devam etti:

"Artık siyasi aktörler daha önemli bir hale geldi. Artık çok absürt kampanyalar da yok. Siyaset ciddi kampanyalarla devam ediyor. Bununla beraber siyaset gençleşti diyebiliriz. Gençler siyasette daha fazla aktif rol oynuyor. Sosyal medyanın dili artık gençlere yönelik ve siyasetin döndüğü mekanların başında sosyal medya geliyor. Rap müzikler kullanılıyor mesela. Bu da gençlere yönelik siyaset stratejisi izlendiğinin göstergesi. Şehir politikaları da dikkat çekiyor ve gruplardan ziyade bireye seslenen kampanyalar yürütülüyor."

- "Türkiye'nin beka meselesi sınırları aşıyor"

Star gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Nuh Albayrak da seçim ittifaklarını değerlendirdi.

Albayrak, Türkiye'nin iç ve dış tehditlerle sürekli mücadele eden bir ülke olduğunu söyleyerek, şunları kaydetti:

"Türkiye'de bir beka meselesi vardır bu tartışılamaz. Hem 15 Temmuz darbe girişimi ve PKK'nın faaliyetleri hem de sınırlarımızda, bölgemizde ve dünyanın birçok yerindeki krizler bunu doğrulamaktadır. Bu tehditlerin varlığı ve seçim sisteminin değişmesi Türkiye'de seçim ittifakları sürecini hazırladı. Millet İttifakı'na mensup partiler beka meselesi yok demekle aslında kendileri için bir negatif beka meselesine işaret ediyor. Türkiye'nin beka meselesi sınırları aşıyor. "

Star gazetesi yazarı Fadime Özkan, seçim ittifaklarına değindiği konuşmasında, ittifakların oluşum süreçlerini anlattı.

Özkan, şöyle konuştu:

"Millet İttifakı aslında Cumhur İttifakı’na kaybettirmek ve karşıtlık üzerinden var oldu. Başka seçenekleri de yoktu. Yerel seçimlerde Millet İttifakı diye adlandırılan ve önceki seçimlerden devamı sağlanan bir iş birliği var. Özellikle önemli bazı illerde bir araya geldi. Millet İttifakı AK Parti’ye kaybettirme üzerine kuruldu. Ülkeyi iyi yönetmek için siyaset üretmekten ziyade bu motivasyon var. Bu süreçte önemli bir detay da CHP'nin bir dönüşüm geçirmiş olması, CHP ittifak sürecinde siyasi geleneklerinin dışına çıkarak toplumun tamamına açılmak gibi bir gayrete girdi. Daha önce dışladığı Kürt ve dindar kesimleri kapsama eğilimine girdi. Ama yaptıkları işler seçmenlerle uyum sağlamadı ve maya tutmadı. "





Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.