Abd'deki Magnitsky Yasası Kaşıkçı Olayının Ardından Yine Gündemde

Abd'deki Magnitsky Yasası Kaşıkçı Olayının Ardından Yine Gündemde
ABD'de yürürlükteki Magnitsky yasası, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı olayıyla bir kez daha ülke gündemine geldi.

NEW YORK (AA) - DİLDAR BAYKAN - ABD'de Magnitsky yasası, Senato ve Temsilciler Meclisinden Başkan Donald Trump'a gönderilen mektuplarda Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı olayının bu yasa çerçevesinde soruşturulması ve Suudi Arabistan'ın suçlu bulunması durumunda kapsamlı yaptırımlar uygulanması talebiyle bir kez daha gündeme geldi.

Tam adı Küresel Magnitsky İnsan Hakları Sorumluluk Yasası olan yasa, ismini 2009’da Rusya’da gözaltındayken, işkenceye maruz kaldığı, tıbbi müdahale talebinin reddedildiği ve hapisteki hücresinde ölü bulunduğu belirtilen Hermitage Capital Management Fonu avukatlarından Sergey Magnitsky'den alıyor.

Rusya, Magnitsky’nin kalp krizi nedeniyle öldüğünü iddia etse de bazı insan hakları kuruluşları Rus avukatın ülkedeki üst düzey hükümet yetkililerinin vergi kaçakçılığını ortaya çıkardığı için hedef alındığına inandığını açıkladı. Olayın ortaya çıkmasının ardından ABD ve Avrupa ülkeleri, Rusya'nın gözaltı süresince gerekli önlemleri almadığını savunarak sorumlu bürokratların cezalandırılmasını istedi.

Bu kapsamda 2012’de Magnitsky’nin adını verilen yasa ABD Kongresinden geçti. Bu yasa, ABD Dışişleri ve Hazine bakanlıklarının ciddi insan hakları ihlallerinden sorumlu olduğuna inandığı Rus yetkililerin ABD’deki mal varlıklarını dondurma ve ABD’ye girişlerini yasaklama gibi birtakım yaptırımlar uygulamasını öngörüyordu.

Yasanın kapsamı 2016'da ABD Kongresinde hem Demokrat hem de Cumhuriyetçilerin desteğini alarak genişletildi ve sadece Rusya odaklı bir yasa olmaktan çıkıp küresel boyut kazandı. Dönemin ABD Başkanı Barack Obama, çerçevesi genişletilen yasayı, 23 Aralık 2016’da onayladı.

Küresel Magnitsky İnsan Hakları Sorumluluk Yasası, ABD Başkanına dünyanın herhangi bir yerinde ciddi insan hakları ihlalleri ya da yolsuzluk suçu işleyen kişi ve kurumlara karşı soruşturma açıp bunun sonucunda yaptırım uygulama hakkı tanıyor.

Kimler yaptırım talebinde bulunabiliyor?

Magnitsky yasası kapsamında ABD’nin demokrasi, insan hakları ve çalışmadan sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı, bakanlıktaki diğer yetkiler ile görüşerek yaptırım uygulanması tavsiye edilen kişilerin listesini Dışişleri Bakanına sunabiliyor.

Ayrıca Senatodaki Bankacılık, Konut ve Şehir İşleri Komitesi ve Dışilişkiler Komitesi ile Temsilciler Meclisindeki Finansal Hizmet Komitesi ve Dışilişkiler Komiteleri de yaptırım talebinde bulunabiliyor.

ABD Başkanı, önerilen isimlere yaptırım uygulanıp uygulanmayacağına karar verirken, diğer ülkelerin ya da insan hakları ihlallerini inceleyen sivil toplum kuruluşlarının elde ettiği güvenilir bilgileri de inceleyebiliyor. Genellikle, yaptırım kararı Dışişleri ve Hazine bakanlıklarıyla birlikte veriliyor.

Yasa gereği ABD Başkanı Senato ve Temsilciler Meclisindeki söz konusu komitelerden kendisine gelen talebe 120 gün içinde cevap vermek zorunda.

Bugüne kadarki uygulamalar

ABD yönetimi şu ana kadar Rusya’da 49 kişiye bu yasa kapsamında yaptırım uyguladı. Ayrıca Aralık 2017’de ABD Hazine Bakanlığı insan hakları ihlali ve yolsuzluk faaliyetlerine karıştıkları gerekçesiyle dünya genelinde 50'yi aşkın kişi ve kuruluş hakkında yaptırım kararı aldı. Myanmar, Gambia, Sudan, Kongo, Pakistan, Özbekistan, Rusya ve Çin’in bulunduğu ülkelerden yaptırım listesine eklenenler arasında Myanmar ordusunun Batı Güçleri'nin eski generali Maung Maung Soe da yer aldı.

ABD Kongre üyesi çok sayıda Cumhuriyetçi ve Demokrat isim, ağustos ayında Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki "Müslüman azınlığa kötü muamelesi" nedeniyle Çin'e yaptırım getirilmesini talep eden mektup kaleme aldı.

Kaşıkçı olayı ile Magnitsky yasası yeniden gündemde

Son günlerde hem ABD hem de dünyanın en önemli gündem maddelerinden birini Washington Post yazarı Suudi Gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesi oluşturuyor.

Resmi evraklar için 2 Ekim’de gittiği Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğundan bir daha çıkmayan Kaşıkçı'nın Suudi Velaht Prens Muhammed bin Selman’ın emriyle cinayete kurban gittiği iddiaları devam ederken, ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi, 10 Ekim'de ABD Başkanı Donald Trump'ın, Kaşıkçı'nın akıbeti hakkında Küresel Magnitsky İnsan Hakları Sorumluluk Yasası kapsamında soruşturma açması talebinde bulundu.

Ardından Temsilciler Meclisi, 18 Ekim’de Trump'a mektup göndererek Kaşıkçı'nın akıbetinin Magnitsky yasası kapsamında soruşturulması ve olayda Suudi Arabistan'ın rolünün olduğunun ortaya çıkması halinde bu ülkeye güçlü ve kapsamlı yaptırım getirilmesi çağrısında bulundu.

Trump’a Magnitsky ile yaptırım baskısı

Trump’ın Kaşıkçı olayındaki duruşu ve çelişkili tavırları da bu süreçte en önemli gündem maddelerinden biri oldu. Gerek Trump’ın yaptığı açıklamalarda Suudi Arabistan yanlısı tavrı gerekse Trump’ın damadı Jared Kushner ile Prens bin Selman’ın yakın arkadaşlığı ülkede sık sık mercek altına alınarak sorgulandı.

Mevcut durumda Trump'ın, 120 gün içinde hem Senato hem de Temsilciler Meclisinden gelen taleplere cevap verme zorunluluğu bulunuyor. Olumsuz yanıt verse bile Trump’ın talepleri neden reddettiği konusunda hem Kongreye hem de ABD halkına ikna edici açıklama yapması gerekiyor.

Ülke medyasında, ABD Senatosu ve Temsilciler Meclisinde konuyla ilgili iki partili ortak duruşla Trump’ın Suudi Arabistan’a yaptırım için "köşeye sıkıştırıldığı" yorumları yapılıyor.

Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.