Aydınlar Ocağı'nda GANDİ konuşuldu

Konya Aydınlar Ocağı’nın Selçuklu Salı Sohbetleri’nde, ‘Vefatının 70. Yıldönümünde Mahatma Gandi’nin hayatı, görüş ve fikirleri ile felsefesi ve mücadelesi anlatıldı.

Selçuk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Erdem Özlük, Konya’da okuyan Hindistanlı Müslüman öğrencilerle birlikle katılımcılara Gandi’yle ilgili çarpıcı bilgiler verdi. İl Halk Kütüphanesi’nde gerçekleştirilen sohbette Yrd. Doç. Dr. Erdem Özlük, Gandi’nin 72 yıllık hayatının anlaşılabilmesi için ortaya koyduğu pasif direniş ile sivil itaatsizlik üzerinde durarak “Bugün en çok konuşulan, dünyadaki birtakım ülkelerin bağımsızlık süreçleriyle ilgili ya da dünyada iktidara ilişkin ortaya konulmuş mücadeleleri tanımlamak adına popüler hale gelmiş sivil itaatsizlik denildiği zaman insanların aklına ilk Gandi gelir” dedi.

Çok uzun süre İngiliz sömürgesi altında yaşayan Hindistan’ın 1947’de bağımsızlığını kazanana değin İngiliz sömürgesinde yaşayan bir toplum olduğunu ve Gandi’nin, İngiltere’nin doğrudan kontrol altına aldığı bir ülkede 1869’da gözlerini açtığını bilmemiz lâzım geldiğini belirten Özlük, bunun da 1498’de Batı’nın emperyal güçlerinin kendisi dışında kalan bütün dünyayı parsellemeye başladığı tarihsel bir döneme denk düştüğünü söyledi.  Sözlerine “Hindistan İngilizler için kraliyet tacındaki mücevher olarak adlandırılır” şeklinde devam eden Özlük, İngilizlerin Hindistan’ı kontrol altına alabilmesi için Ortadoğu’yu kontrol etmesi gerektiği üzerinde durarak petrolün işin içine girmesiyle birlikte Ortadoğu’nun öneminin daha da arttığını belirtti. İngilizlerin Hindistan’ı üçe bölerek yönettiğini ve ilk “Sipahi” adlı ayaklanmanın da İngiliz sömürgesine ve emperyalizmine karşı başlayan bir ayaklanma olduğuna işaret eden Özlük, “Gandi’nin mücadelesi hem Hinduizm’den gelen hem toplumsal ve tarihsel uzantıları olan birtakım gerçekleri var. Kast sistemi diye bir şey var. Hindistan 1947’den beri dünyanın en büyük demokrasisi. Çok ayrıntılı bir anayasaları var ve Kast sistemini anayasaya saklamışlar ve bu sistemin yaratmış olduğu çok ciddi bir ayırımcılık var. Bu ayırımcılık, sömürü düzeni ve emperyalizme karşı mücadele, bağımsızlık konusunda mücadele Gandi’nin felsefesini şekillendiren ana ilkeler ve temel esaslardır” dedi. Özlük ayrıca, Türkiye’de emperyalist güçlere (İngilizlere, Fransızlara, İtalyanlara, Yunanlara) karşı verilen Millî Mücadelenin hem Hindistan’da yaşayan hem de Afrika’daki toplumların bağımsızlıklarını kazanmada örnek teşkil ettiğini de söyledi. Özlük , Gandi’nin doğum gününün de BM tarafından alınan bir kararla “2 Ekim Dünyada Şiddete Hayır Günü” olarak kutlandığını da ifade etti.

MAHATMA GANDİ’NİN OTOBİYOGRAFİSİ

Aabid Majeed Sheikh da, Hindistan’ın millî kahramanı olan Gandi’nin otobiyografisiyle ilgili şu bilgileri verdi: “2 Ekim 1869 tarihinde Hindistan'ın Porbandar bölgesinde dünyaya gelen Mohandas Karamchand Gandhi, özgürlükçü insanlara ilham kaynağı olan pasif direnişin öncüsüdür. Gandi bu felsefeyle Hindistan’ı bağımsızlığına kavuşturmayı başarmıştır. Mahatma kelimesi “Yüce Ruh” anlamına gelir. Hindistanlılar Gandi’ya ayrıca “Bapu-Baba” demektedirler. Hindistan’da Gandi’nin doğum günü olan 2 Ekim ulusal tatil günüdür. İnsanların hangi dilden, hangi dinden, hangi etnik kökenden olursa olsun eşit şekilde yaşaması gerektiğine ve aynı haklara sahip olduğunu savunmuştur. Gandi evlendiği 13 yaşlarında ailesinden canlılara zarar vermeme, et yememe, kişisel arınma için oruç tutmak gibi değerleri edinmişti.  1888’de hukuk okumak için İngiltere'ye geldi. İngiltere’de Vejeteryan Kulübü üyesi oldu. Daha sonra ülkesine dönerek bir süre avukatlık ve öğretmenlik yaptı. Güney Afrika’da Hintlilere yapılan  zulümlere maruz kaldı. Trenden atıldı ve at arabasıyla yolculuk yaparken tekerlek üzerinde yolculuk yapmak zorunda bırakıldı. 1894 yılında Natal Hint Kongresi’ni kurarak Güney Afrika’da yaşayan Hindistan topluluğunu tek çatı altında topladı. Gandi 30 Ocak 1948’de radikal bir Hindu tarafından gerçekleştirilen bir suikast sonucu hayata veda etti. Cenazesi yakılıp külleri kaplara konularak yurdun çeşitli bölgelerine gönderildi. Gandi, “Şiddet göstermeme, inancımın birinci maddesidir. Aynı zamanda o, benim itikadımın da son maddesidir.” demiştir.

GANDİ HİNDİSTAN’IN MİLLİ KAHRAMANIDIR      

Gandi’nin bıraktığı mirasla ilgili açıklamalar yapan Benazir Banu da, “Mahatma Gandi 20. Yüzyılın en büyük halk liderlerinden birisidir. Bağımsızlığın direnişe elde edilebileceğini ispatlayan bir millî kahramandır” dedi.

Soru-cevap kısmından sonra Konya Aydınlar Ocağı Genel Başkanı Yrd. Doç. Dr. Mustafa Güçlü, her konuşmacıya birer kitap hediye etti.