Başbakan Yardımcısı Akdoğan:

Başbakan Yardımcısı Akdoğan:
"Mesele 'Kayseri pazarlığı' değildir, 'mülteci pazarlığı' hiç değildir, insani bir görevdir. Bu verilecek olan para, tahsis edilecek olan fon da Türkiye bütçesi için değil. Doğrudan Suriyeliler ile ilgili bu insani hizmetlerde kullanılacak bir fondur"- "B

ANKARA (AA) - Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Türkiye'nin, Avrupa Birliği'nin "yük paylaşımı" adı altında Suriyeli sığınmacılar için vereceği 3 milyar avroluk fonun artırılması teklifine ilişkin, "Mesele 'Kayseri pazarlığı' değildir, 'mülteci pazarlığı' hiç değildir, insani bir görevdir. Bu verilecek olan para, tahsis edilecek olan fon da Türkiye bütçesi için değil. Doğrudan Suriyelilerle ilgili, bu insani hizmetlerde kullanılacak bir fondur" dedi.

Akdoğan, AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısına katılmak için geldiği parti genel merkezinde, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Türkiye-Avrupa Birliği müzakereleriyle ilgili 6 milyar avroyu biz verelim, mültecileri Avrupa alsın" sözlerine ilişkin açıklamada bulundu.

Suriye kaynaklı ciddi bir insani krizin yaşandığını anımsatan Akdoğan, "Kurnazlık, kandırmaca, Kayseri pazarlığı vesaire, bu konuların ağırlığıyla bağdaşan ifadeler değildir" dedi.

Akdoğan, Türkiye'nin son 4 yıldır bu insani krizle mücadele etmeye çalıştığını, şu anda 2 milyon 735 bin Suriyelinin ülkede bulunduğunu bildirdi.

Türkiye'nin tek başına bu sorunla mücadele etmeye çalıştığını kaydeden Akdoğan, "Bu konuyu Avrupa Birliği'nin gündemine taşıması, 'buyrun siz de elinizi taşın altına koyun' demesi öncelikle bu önemli bir başarıdır. Bütün Avrupa Birliği üyesi ülkelerin, Türkiye ile aynı masada buluşması, müzakere etmesi, bu önemli bir diplomatik başarıdır. Avrupa Birliği, Türkiye'yi sorgulayan, eleştiren taraf değildir. Türkiye, Avrupa Birliği'nin ezberini bozan bir teklifte bulunmuştur. Avrupa Birliği, Türkiye'ye bir şey yaptırmaya çalışmıyor. Türkiye, Avrupa Birliği'ne 'daha çok taşın altına elini koysunlar' diye bir teklif götürmüş durumda. Öncelikle bunu görmek lazım" değerlendirmesinde bulundu.

Akdoğan, Kılıçdaroğlu'nun ve parti sözcülerinin daha önce de "Göçmenleri neden Türkiye alıyor" şeklinde ifadeleri bulunduğunu hatırlatarak, "Biz 2,7 milyon Suriyeliyi, 172 bin Iraklıyı, diğer göçmenleri, birileri dediği için kabul etmedik. Bu bir insaniyet görevidir. Biz kucağımız, sınırlarımızı, gönlümüzü, bütün bu mağdur, mazlum insanlara açtık. Birileri dediği için de bu kadar insana bakmıyoruz" diye konuştu.

Herhangi bir destek görmeden de Türkiye'nin bu insani krizle baş etmeye çalıştığını vurgulayan Akdoğan, şöyle devam etti:

"Mesele 'Kayseri pazarlığı' değildir, 'mülteci pazarlığı' hiç değildir, insani bir görevdir. Burada sadece geçen yıl içinde Türkiye 100 bin civarında insanı kurtarmıştır. Bu herhangi bir tarafla yapılan müzakerenin sonucu değildir. Öncelikle 'Dünyanın, Avrupa'nın neresinde bir Suriyeli varsa bunları tutalım Türkiye'ye verelim' gibi bir durum söz konusu değil. İkincisi '4 yıldır ne kadar Suriyeli hangi ülkeye gittiyse, bunları da bulalım toplayalım, Türkiye'ye verelim' diye de bir durum söz konusu değil veya 'Siz şu kadar Suriyeliyi alın, karşılığında biz, size şu kadar para verelim' gibi bir durum da söz konusu değil. Bu verilecek olan para, tahsis edilecek olan fon da Türkiye bütçesi için değil. Doğrudan Suriyelilerle ilgili, bu insani hizmetlerde kullanılacak bir fondur."

- "Ne kadar iyi insani hizmet verdiğini görmesi açısından da iyi olur"

Türkiye'nin, "Avrupa Birliği'nin daha fazla elini taşın altına koymasıyla" ilgili teklifinin düzenli göçmen almasıyla ilgili olduğunu ifade eden Akdoğan, "Belli bir tarihten sonra Türkiye'den giden göçmenleri alırız ama siz de aynı şekilde düzenli göçmen alın" teklifini Avrupa Birliği'nin kabul etmesini önemli bir gelişme olarak değerlendirdi.

AB'nin Türkiye'ye değil, Türkiye'nin AB'ye bir şey yaptırmaya çalıştığına dikkati çeken Akdoğan, Yunanistan'la geri kabul anlaşmasını da kendilerinin yapmadığının altını çizdi. Bu anlaşmanın 2002'de yapıldığını hatırlatan Akdoğan, "Devlet sorumluluğunun gereği bunu devam ettirmektir. Afganistan'dan veya Kuzey Afrika'dan Türkiye üzerinden Avrupa'ya geçen kişileri geri kabul etmeyle ilgili anlaşma, 2002'den beri yürürlüktedir. Bu da devlet sorumluluğunun gereği bunu yapmaktır" dedi.

Bunun Suriyelileri kapsamadığını belirten Akdoğan, "Suriyelilerle ilgili gelinen noktayı, önümüzdeki hafta Brüksel'de yapılan toplantıda sonucu göreceğiz" diye konuştu.

- Kılıçdaroğlu'na tavsiye


Yalçın Akdoğan, Türkiye'de 26, sınırın karşı tarafında ise 10 kampın olduğunu bildirerek, Kılıçdaroğlu'na Türkiye'deki kampları ziyaret etmesi tavsiyesinde bulundu. Akdoğan, "Oradaki Suriyelilerle empati yapması açısından da iyi olur. Türkiye'nin ne kadar iyi insani hizmet verdiğini görmesi açısından da iyi olur" ifadesini kullandı.

Akdoğan, milletvekillerinin dokunulmazlığına ilişkin bir soru üzerine bu konuları değerlendirdiklerini söyledi.

Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.