Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş: (2)

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş: (2)
"(Yeni anayasa) Parlamentonun içinde iyi bir çalışmayla 330'un bulunacağını düşünüyorum"- "Cumhurbaşkanının halk oyuyla seçilmesiyle birlikte aslında Türkiye melez bir sisteme döndü. Şimdi burada bir dengesizlik ortaya çıkmaya başladı. Türkiye'de gidişat

İSTANBUL (AA) - Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, yeni anayasa çalışmalarıyla ilgili, "Parlamentonun içinde iyi bir çalışmayla 330'un bulunacağını düşünüyorum" dedi.

Kurtulmuş, ÜlkeTV'de katıldığı canlı yayında, toplumda yeni bir anayasa talebi olduğunu belirterek, 2002 yılından bu yana devam eden değişimi dönüşüm sürecine geçirmek mecburiyeti olduğunu, sistematik dönüşümler sayesinde 2023 hedeflerine ulaşılabileceğini anlattı.

Türkiye'nin siyaset ve hukuk alanında bir takım dönüşümlere ihtiyacı olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, bunları üç dört maddede toplamanın mümkün olduğunu belirterek, birinci maddenin yeni anayasa olduğunu söyledi.

Numan Kurtulmuş, şöyle konuştu:

"Türkiye'nin bütün antidemokratik yasalarından kurtulması, Türkiye'de bütün sosyal sınıfların, toplumsal sınıfların eşit, birinci sınıf yurttaşlığını sağlayacak adımların atılması... Bunların yapılması da Türkiye'deki siyasette, hukukta dönüşümü tamamlayacak olmazsa olmaz adımlardır. Şimdi bu perspektiften baktığınız zaman reform hükümeti diyoruz... 64. Hükümetin reform hükümeti, kendisinden önceki AK Parti hükümetlerinden farklı olarak sadece değişim ekseninde değil dönüşüm ekseninde bir reform hükümeti olmasıdır. Birileri, hem bir taraftan diyeceksiniz ki 'reformcu özelliğinizi hızlı bir şekilde kuşanın', öte taraftan da diyeceksiniz ki 'yeni anayasa olmaz'. Böyle bir şey kabul edilemez. Bir kere şunu çok net söylemek lazım, Türkiye'deki bundan sonra siyasal dönüşümün kilit noktası yeni anayasadır. Çok net söylüyorum, bu parlamento ne yaparsa yapsın eğer yeni bir anayasa yapmazsak aslında siyaseten hiçbir şey yapmış olmayacağız. Bu yeni anayasa meselesi de sanki yeni duyulmuş bir işmiş gibi kimse davranmasın. Türkiye'de şimdiye kadar bütün parlamentoda yer alan tüm siyasi partiler, Türkiye'nin yeni bir anayasaya ihtiyacından söz etti. Şu anda var olan partilerin tamamı da bir anayasa, yeni anayasanın gerekli olduğunu ortaya koydu. Yeni anayasa gerekli mi gerekli."

"Ancak kurucu irade yeni anayasa yapabilir" şeklindeki görüşlere ilişkin Kurtulmuş, "Kurucu irade nedir? Tankların şakırdıtılarıyla işbaşına gelen darbe hükümeti... Köprünün altından çok sular aktı. O devirler geride kaldı. Artık Türkiye sivil, demokratik katılımcı yeni bir anayasayı baştan sona, ruhuyla, felsefesiyle, ön gördüğü sistemiyle kurduğu mekanizmalarıyla yeniden, Türkiye kurgulamak mecburiyetindedir. Eğer Türkiye bunu yapamazsa şu an karşılaşmış olduğu toplumsal sorunların bir çoğunu çözme yeteneğine sahip olamayacaktır. Çok açık söyleyeyim. Bu tehir edilemez, rafa kaldırılamaz bir toplumsal taleptir. Toplumda böyle bir talep vardır ve bundan hiçbir siyasi parti kaçamaz" ifadelerini kullandı.

Anayasa yazmak değil anayasa yapmak mecburiyetinde olduklarını vurgulayan Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, ikisi arasında çok büyük fark olduğunu dile getirdi.

Kurtulmuş, şunları kaydetti:

"Şimdiye kadar Türkiye’de anayasa paletlerin şakırtısı ardında gücü eline alanların buyruklarıyla yazıldı. Şimdi anayasayı yapmak zorundayız. Milli iradeye sahip olan TBMM bu anayasayı yapacak. Biz burada iyi niyetimizi, sabrımızı göstermek, samimiyeti ve ciddiyeti ortaya koymak bakımından ve çok da eleştiri aldık. Parlamentodaki 317 gibi sayısal çoğunluğumuza rağmen 'sayıya göre değil, her parti eşit olarak üçer kişi versin' dedik ve başladık. Milleti temsil edenler gelsinler görüşlerini ortaya koysunlar. Anayasanın yapılması için bir şekilde uzlaşı oluşsun. İnşallah burada bir metin ortaya çıkar. Bizim Anayasayı yapacak çoğunluğumuz yok. Sadece partimiz üzerinden 330’u sağlayıp millete gitmede böyle bir rakamımız yok. Ama parti grupları anayasa meselesinde grup kararı almıyor. Milletvekilleri kendi vicdanlarına göre anayasayla ilgili oy veriyorlar. 367’yi bulacak bir çalışmanın yapılabileceği kanaatindeyim. Olmadı 330 ile millete gideriz, millet kararını verir. Parlamentonun içinde iyi bir çalışmayla 330’un bulunacağını düşünüyorum. Daha henüz anayasa tartışmalarına da yeni başlıyoruz. AK Parti’nin yeni anayasayı sadece başkanlık üzerinden dayatıyor şeklinde oluşturulan algı son derece yanlış ve yersiz bir algı oluşturma işidir. Cumhurbaşkanımız defalarca bunu açıkladı. Sayın Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere hepimizin temel meselesi nasıl daha iyi bir Türkiye oluşturulabilir? Biz bunu ortaya koyarken sadece başkanlık sistemi demiyoruz. Büyük bir reform perspektifinin, bu reformlarımızı tamamlayacak cüzlerimizin birisi başkanlık sistemdir. Örneğin 'anayasanın şu maddesini gelin değiştirelim' desek de karşı çıkarlar. Hiçbirisine dokunmayalım tek bir maddeyi değiştirelim, bürokratik oligarşiyi anayasanın içine gizlemiş olan şu maddeyi; 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Millet bu egemenliğini anayasal kurumlar eliyle kullanır'. Hadi hodri meydan. Bunu şöyle değiştirelim; 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Millet bu egemenliği seçilmiş kurumlar ya da seçilmişler vasıtasıyla kullanır’ diyelim. Bunun önünü açalım. Yasama, Yürütme ve Yargı bunlar birbirinden bağımsız olsun, birbirine hiçbir şekilde etki etmesin. Ama sonuçta millet bunların üstünde söz sahibi olsun. Bunları dediğiniz an bir tek maddeyi bile değiştirmezler."

Kurtulmuş, Türkiye’de 2014’ten sonra bir değişiklik olduğunu ve cumhurbaşkanının doğrudan doğruya halkın oyuyla seçildiğini belirterek, şöyle devam etti:

"Biz o zamanki seçim kampanyasında da söyledik. Böyle olduğu sürece halkın içinden gelmeyen, halkın duygularını taşımayan, halkın kültürünü, endişelerini, türküsünü, şarkısını, üzüntüsünü, kederlerini taşımayan hiç kimse, organik bir şekilde halkını temsil etmeyen kişi bu ülkede Cumhurbaşkanı olamayacak. Bundan sonrası için de böyle diyorum. Siz halkın önünü açar ve Cumhurbaşkanını sandık ve milletin doğrudan oyları seçsin derseniz Türkiye’nin sosyolojisi çalışır. Türkiye’nin sosyolojisi de bu söylediğim tipte bir cumhurbaşkanı seçer. Bundan sonrada böyle seçer. Şimdi problem buradadır. Cumhurbaşkanının halk oyuyla seçilmesiyle birlikte aslında Türkiye melez bir sisteme döndü. Şimdi burada bir dengesizlik ortaya çıkmaya başladı. Türkiye’de gidişatın başkanlık sistemine doğru olduğunu düşünüyorum. Bu ifade ettiğim sistemin parçalarından sadece birisi. Puzzle'ın sadece tek bir parçası olduğunu öngörüyorum. Puzzle'ın diğer parçalarını da doğru yere yerleştirdiğiniz takdirde Türkiye’de şahıslar, kişiler ve partilerden uzak Türkiye’nin daha iyi yönetilebileceği bir sisteme kavuşabileceğimizi ümit ediyorum. Bu kaçınılmaz, Türkiye için zorunlu olan bir istikamettir" diye konuştu.

Numan Kurtulmuş, iki eski ABD büyükelçisinin açıklamalarına ilişkin bir soru üzerine, "Bazı zatların Türkiye diye üzerinde konuştukları ülke tarihi boyunca müstemleke yapılamadı. Kusura bakmasınlar 1.Dünya savaşı öncesinde ve sonrasında elindeki kazması küreği bile olmayan bir milletin içinde birileri mandacılık peşinde koştular. Onlara bile prim vermemiş olan bir millet böylesine kasıtlı yorumlara asla pirim vermez. Herkes işine baksın herkes haddini bilsin. Türkiye bağımsız bir ülkedir. Başka yerlerde sömürgeleştirdikleri insanlarla Türkiye’deki aziz milletimizi karıştırmasınlar. Dolayısıyla bu sözleri hiçbir şekilde kabul etmenin imkanı yoktur. Külliyen bunları ret ediyoruz" diye konuştu.

(Bitti)

Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.