Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş canlı yayında

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş canlı yayında
Kurtulmuş (4) :- "Bizim tercihimiz siyasal zeminlerin sonuna kadar hepsinin açık olmasıdır. Siyasal zeminlerde herkesin görüşlerini açıkça dile getirebilmesidir ve bunun üzerinden müzakerelerin, görüşmelerin devam etmesidir"-"Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da

İSTANBUL (AA) - Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, "Bizim tercihimiz siyasal zeminlerin sonuna kadar hepsinin açık olmasıdır. Siyasal zeminlerde herkesin görüşlerini açıkça dile getirebilmesidir ve bunun üzerinden müzakerelerin, görüşmelerin devam etmesidir" dedi.

Kurtulmuş, gazeteci Hakan Çelik'in sunduğu CNN Türk'te yayımlanan Hafta Sonu programında, gündeme ilişkin konuları değerlendirdi.

Medyanın terörle mücadele sürecindeki olayları yansıtma biçimine ilişkin görüşlerinin sorulması üzerine Kurtulmuş, şu değerlendirmede bulundu:

"Genel olarak olumlu görüyorum ama maalesef Türkiye'nin bu terörle mücadelesini anlamamış, yaptıkları yayınlarla terör gruplarına destek veren, en azından manevi olarak onlara müzaheret gösteren bazı yayın organlarının varlığını da müşahede ediyoruz. Ona da üzüldüğümüzü, onun da doğru olmadığını, önce bu yayınları yapan kuruluşların gerçekten bundan rahatsızlık duyması gerektiğini ifade ediyorum ama geneline baktığımız zaman terörle mücadelede medya büyük oranda duyarlı davranıyor. Daha fazla duyarlı olunması lazım. Biz hükümet olarak 'Şunu şöyle yazın, bunu böyle yazın' noktasında değiliz."

Kurtulmuş, dünyanın birçok yerinde örneğin Fransa'daki terör olaylarında birçok insanın hayatını kaybettiğini anımsatarak, "Allah aşkına bir tane ceset resmi gördük mü ya da orada halkı ajite edecek, halka korku verecek olan herhangi bir görüntüye şahit olduk mu? Bu ülke hepimizin. Bu ülkede basın organları da özgür bir şekilde varlığını sürdüreceklerse ancak Türkiye'nin demokrasisinin gelişmesi, Türkiye'de huzurun gelişmesiyle bunu yapabilirler. Buradaki kilit şu 'Hükümete dayak atacağız' diye kimse terör örgütüne destek olmaya kalkmasın. Hükümeti eleştirmek başka bir şeydir, sonuna kadar meşru, makul her türlü eleştiriyi dinleriz ama biz buradan, 'Hükümete ders vereceğiz, dayak atacağız, hükümeti köşeye sıkıştıracağız, ne yapalım terör örgütüne destek verelim.' Bu vatansever bir tavır olmaz ülkeyi seven bir tavır olmaz" ifadelerini kullandı.

"Siyasi partilerin terörle mücadeleye son dönemdeki yaklaşımlarını nasıl değerlendiriyorsunuz? sorusu üzerine de hiçbir siyasi partinin tabanından, seçmeninden ayrı hareket edemeyeceğini aktardı.

Doğu ve Güneydoğu ile batı bölgelerinde HDP'ye oy vermiş seçmenlerin büyük çoğunluğunun, HDP'nin ortaya koymuş olduğu çukur siyasetinden ve PKK'nın terör olaylarından rahatsız olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, "İnsanlar 'Daha ne istiyorsunuz? Size destek verdik, oy verdik, parlamentoya gönderdik, belediye başkanı seçtik, bizim sözcümüz olun, bize hizmet edin diye sizlere destek olduk ama bu çukurların kazılıp içine bomba ve mayınların konulması için destek olmadık.' diyor" şeklinde konuştu.

- "PKK destek bulamadı"

Kurtulmuş, terörle mücadelede bölgede huzurun sağlanması için en büyük desteği bölge halkının verdiğini vurgulayarak, PKK'nın bir başkaldırı çağrısı yaptığını ancak bu saldırıya karşı hiçbir şekilde cevap alamadığını, bölge halkının büyük oranda buna destek vermediğini anlattı.

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, "Millet şunu söylüyor, belki taraf tutmuyor ama diyor ki 'Bir an evvel bitirin bunu. İnsanlar ölmesin artık silah sesleri, bombalar... Artık yeter. Siz niye buralara bombaları kazdınız, oğlumun, kızımın, gelinimin geçtiği yerin önünde niye bombalı bir saldırı içerisinde oluyorsunuz.' Dolayısıyla burada büyük oranda HDP'ye destek olan kitleler, PKK'nın bu saldırılarına destek vermiyor. Aynı şekilde diğer partilerin taban kitlelerinin, seçmenlerinin de büyük oranda teröre karşı mücadelede yapılan ve atılan adımlara destek verdiğini biliyoruz" diye konuştu.

"MHP ve CHP'den (terörle mücadele konusunda) destek alıyor musunuz?" sorusu üzerine de Kurtulmuş, "Tabii bu anlamda büyük oranda destek alıyoruz, seçmeni itibarıyla söylüyorum. Kurumsal olarak da bu desteği bekliyoruz. Biz bu anlamda her türlü bilgiyi diğer partilerle de paylaşmaya hazırız. Terörle yapılan mücadele AK Parti'nin mücadelesi değil ki, Türkiye Cumhuriyeti'nin mücadeledir, bütün ülkenin mücadelesidir" dedi.

Kurtulmuş, "Kurumsal olarak bu partilerin de devletin ve hükümetin terörle mücadele sürecine daha büyük katkı vermelerini bekliyoruz mu diyorsunuz?" sorusunu ise "Normali budur, katkı vermelerini bekliyoruz, desteklerini bekliyoruz. Tabanlarının, kitlelerin, seçmen kitlesinin çok büyük oranda bu desteği verdiğini görüyoruz, biliyoruz. Çünkü bu topyekun birlikte yapılacak bir mücadeledir" şeklinde yanıtladı.

"Şunu da söyleyeyim, bu ilanihaye devam etmesini istediğimiz bir süreç değildir" diyen Kurtulmuş, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Onun için 'Silopi'de parantez kapandı' dedim. Aslolan kamu düzenidir. Kamu düzeni derken de devlet otoritesi tabirini asla kullanmıyoruz. Kamu düzeni, yani kamu hepimizdir, millet demektir kamu. Milletin düzen içerisinde, dirlik içerisinde, birlik içerisinde yaşamasıdır. Bombaların, çatışmaların sona ermesidir. Bunun bittiği yerlerde inşallah bu parantezi kapatıp, ondan sonrada restorasyon çalışmalarımızı sürdüreceğiz."

- "HDP'nin bir siyasal aktör olarak varlığını sürdürmesi Türkiye demokrasisi açısından önemlidir"

"Hükümet kanadında bu dönemde HDP'nin muhatap alınmayacağı gibi bir hava var. Bu olayı daha da içinden çıkılmaz bir hale dönüştürür mü?" yönündeki soru üzerine Kurtulmuş, 1 Kasım seçimlerinde HDP'nin siyasal bir parti olarak 5, 7 Haziran'da seçimlerinde ise 6 milyon oy aldığını anımsattı.

HDP'nin, bir siyasi parti olarak varlığının Türkiye demokrasisi için önemli olduğunu belirten Kurtulmuş, "Bu aynı zamanda bir şanstır. Başından itibaren bizim yapmaya çalıştığımız HDP'li siyasetçileri demokrasinin sınırları içerisinde teröre karşı bir tavır almaya önce oraya doğru onları teşvik etmek. Toplumda bu anlamda rahatlayacak. HDP kurumsal olarak kalkıp dese ki, 'Biz terörün her türlüsüne karşıyız, o bombalara, tuzaklara, mayınlara, şehirlerin içerisinde halkımızı zorlayan, bize oy verip parlamentoya gönderen, o seçmenlerimize hayatı dar eden bu terör saldırılarına son verin' dese... Dönüp bunu söylese ve 'Bizim yegane isteğimiz parlamento içerisinde var olmaktır' dese" diye konuştu.

Kurtulmuş, HDP'lilerin bunu söyleyip söylemediklerine ilişkin soru üzerine de şunları anlattı:

"Bu netlikte söyleyemiyorlar belki onu da bilmiyorum. Birebir görüşmelerimizde bizlere bunu söylüyorlar ama HDP'nin bir siyasal aktör olarak varlığını sürdürmesi Türkiye demokrasisi açısından önemlidir. Parlamento içerisine gelin, hangi fikrinizi söylüyorsanız söyleyin. En aykırı fikir, milletin hiç kabul etmeyeceği, çok marjinal fikri bile buyurun parlamentoda söyleyin. Bizim tercihimiz siyasal zeminlerin sonuna kadar hepsinin açık olmasıdır. Siyasal zeminlerde herkesin görüşlerini açıkça dile getirebilmesidir ve bunun üzerinden müzakerelerin görüşmelerin devam etmesidir. Önümüzdeki dönemde bizim için temel hassasiyet şu; belki çözüm sürecinde bir tek muhatap ya da tek muhatap olarak İmralı ve çevresi, örgütün unsurları alındı. Biz başından itibaren toplumun bütün kesimlerinin de bu sürece katılmasının doğru olduğu kanaatindeyiz. Geçen hafta çok yoğun bir süreç Sayın Başbakanın başkanlığında yaşandı. Önce Doğu ve Güneydoğu Anadolu'dan gelen ticaret odaları, ziraat odaları, esnaf odaları, ekonomik kuruluşlarının temsilcileriyle çok uzun toplantılar yapıldı. Arkasından Doğu ve Güneydoğu Anadolulu milletvekilleriyle, arkasında Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki insan hakları dernekleri diğer sosyal nitelikli kuruluşlarla... Şimdi istiyoruz ki bu dönemde kimin bir cümle sözü varsa 'Ben Türkiye'de barışa dönük, esenliğe dönük, bu bölgenin halkının sorunlarının çözülmesine dönük her hangi bir görüşe sahibim' diyen kim iyi niyetle ortaya bir söz söylüyorsa, onu dinlemeye hazır olduğumuz ifade ediyorum."

"Buna İmralı dahil mi?" sorusu üzerine Kurtulmuş, "Toplumun önce bütün sivil unsurlarının bu sürece katılması lazım. Sayın Cumhurbaşkanının da ifade etiği gibi zaten bir türlü devletin güvenlik birimleri İmralı ile bu konuda görüşmelerine devem ettiler geçmişte. Gerekirse bu süreç devam eder ama aslolan toplumun bütün kesimlerinin sürece dahil olmasıdır. Sadece bir grubun değil, sadece örgütlü bir yapının değil, bütün toplumsal kesimlerinin, bütün Türkiye'nin. Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki yaşadığımız bu mesele sadece Kürtleri ilgilendiren bir mesele de değildir. Bütün Türkiye'nin meselesidir. Bunu etnik meselenin bir parçası olarak görmeden, Türkiye'nin genel barış ve esenliğinin temel unsurlarından birisi olarak gören herkese bu anlamda kulağımız, gönlümüz açıktır" diye konuştu.

- "AK Parti, ret, inkar asimilasyon politikalarını reddetti"

"HDP'nin, Kandil'in ya da PKK'nın lider kadrosuna teslim edildiği şeklinde eleştiriler var. HDP bütünüyle Kandil'in baskısı ya da etkisi altına mı girdi?" şeklindeki soruyu Kurtulmuş, "Bütünüyle diyemeyiz" diye yanıtladı.

HDP'nin içerisinde de farklı kanatların olduğunu dile getiren Kurtulmuş, "Hatta belki Kandil'de de farklı kanatların olması söz konusu" değerlendirmesinde bulundu.

"Çatışmaların böyle devam etmesinin yanlış olduğunu savunan bir kanat mı Kandil'de?" sorusu üzerine Kurtulmuş, "Bu şekilde sürmemesi gerektiğini, Kürt halkı açısından da aslolanın bir türlü barışın sağlanması olduğuna inanan çevrelerin olduğunu tahmin ediyoruz" dedi.

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, konuşmasına şöyle devam etti:

"Ama sonuçta, nihayetinde genel manzaraya baktığımız zaman silahtan yana olanlar, bombadan yana olanlar maalesef şu aşamada kazanmış gibi görünüyor. HDP'nin içerisinde de belki Kandil çevrelerinde de... Bu anlamda herkes samimi olarak şu tercihi yapmak durumunda, demokrasi istiyor muyuz, istemiyor muyuz? Demokrasi istiyoruz ama önce Suriye'deki meseleye dönersek, 'Tamam Suriye'de bir demokrasi olsun ama önce şu barış masasında elimi güçlendireyim, onun için daha çok adam öldüreyim, daha çok savaş yapayım.' Böyle bir şey olmaz. Biz bu ülkede Türkler ve Kürtler tesadüfen bir araya gelmedik. Örgüt var diye de buradaki Kürt halkımızın hakları, hukukları gelişiyor değil. Türkiye'de 13 yıldır iktidarda olan AK Parti, ret, inkar asimilasyon politikalarını reddetti. Çok büyük mesafeler alındı. Hatta bir sürü eleştirilen olmasına rağmen büyük mesafeler alındı. İki temel unsurumuz var. Terörü bütünüyle sonlandıracak kararlılık içerisinde mücadele ediyoruz. Bu başka bir şeydir ama bizim eşit özgür yurttaşlarımız olan, 78 milyonun ayrılmaz bir parçası olan Kürt kardeşlerimizin hakkını hukukunu onurunu korumak da başka bir şeydir."

(Sürecek)

Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.