"Bebek Demek Emek Demek" Projesi

"Bebek Demek Emek Demek" Projesi
TSRM Derneği 2. Başkanı Prof. Dr. Barış Ata:- "İnfertilite yani kısırlık, insanların bazen doktora başvurmakta çekindikleri, çevreleriyle paylaşamadıkları ya da mevcut tanı ve tedavileri bilmedikleri için şansları olduğu halde tedavi aramadıkları bir konu

İSTANBUL (AA) - Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi ve Koç Üniversitesi Tüp Bebek Merkezi Direktörü Prof. Dr. Barış Ata, "Her çiftin eğer bir problemi varsa kendi problemine göre bazen bir ilaç kullanarak, bazen tek bir ameliyatla, bazen de tek gereken şey çifte güven verip, yatıştırıp bir süre daha denemeleri gerektiğini söylemektir. Her çiftin kendine has bir yaklaşımı vardır. Bu şekilde çiftlerin çoğu sonunda doğuma ulaşır." dedi.

Üreme Sağlığı ve İnfertilite Derneği (TSRM) 2. Başkanı da olan Ata, derneğin, Üreme Tıbbı ve Cerrahisi Derneği ve Merck İlaç'ın desteğiyle "Bebek Demek Emek Demek" projesini hayata geçirdiklerini ifade etti.

Ata, toplumu bilgilendirmek ve bir bilinç oluşturmak için infertilite bakımı ve tedavisine olan ihtiyaç konusunda farkındalık oluşturmak için yola çıktıklarını belirterek, "İnfertilite yani kısırlık, insanların bazen doktora başvurmakta çekindikleri, çevreleriyle paylaşamadıkları ya da mevcut tanı ve tedavileri bilmedikleri için şansları olduğu halde tedavi aramadıkları bir konu. O yüzden Bebek Demek Emek Demek Projesi'yle hem altında yatan sebepleri hem olası tedavi imkanlarını ve başarı oranlarını anlatarak farkındalık yaratıp daha çok ihtiyaç duyan çiftin erişim sağlamasını amaçlıyoruz." diye konuştu.

İnfertilitenin "korunmasız, düzenli cinsel ilişkiye rağmen, bariz bir neden olmaksızın 1 yılda gebelik olmaması" şeklinde tanımlandığını ifade eden Ata, endüstrileşmiş ülkelerde her 10 çiftten birinin problem yaşadığını dile getirdi.

Ata, çocuk sahibi olmakta güçlük çekenlerin başvurmaları gereken tek bir tedavi seçeneği olmadığını belirterek, şunları kaydetti:

"Her çiftin eğer bir problemi varsa, kendi problemine göre bazen bir ilaç kullanarak, bazen tek bir ameliyatla, bazen de tek gereken şey çifte güven verip, yatıştırıp bir süre daha denemeleri gerektiğini söylemektir. Her çiftin kendine has bir yaklaşımı vardır. Bu şekilde çiftlerin çoğu sonunda doğuma ulaşır. Ülkemizde de sık görüyoruz, kadınlar değerlendirme ya da soru için tek başlarına gelebiliyor. Halbuki çocuk sahibi olamamak bir çiftin problemidir, bir kadının ya da bir erkeğin tek başına problemi değildir. Çocuk sahibi olmakta güçlük çeken çiftlerin yaklaşık yüzde 40'ında her iki eşte de problem vardır. Bu nedenle değerlendirme sürecine beraber gelinmesi, beraber başlanması hem biyolojik olarak önemli hem de bir belirsizlik içerdiği için insanlarda gerginlik ve üzüntü yaratabilen bir durum. Bunu çift olarak paylaşmak da önemli."

Bu nedenle çiftlerin konuya mutlaka beraber eğilmesi gerektiğini vurgulayan Ata, "Dünyada olduğu gibi Türkiye'de de doğurganlık yaşındaki kadınların sayısına ve hastanelerde uygulanan değerlendirme ve tedavi sayısına bakıldığında aslında ihtiyaç duyması beklenen sayıdan çok daha az çiftin hem değerlendirmeye hem tedaviye erişebildiğini görüyoruz. İnsanların erişimini sınırlayan iki temel faktör var, sosyal-duygusal sebepler ve maddi sebepler. Buna olacak desteği artırabilirsek erişimi artırabiliriz." diye konuştu.

Ata, çiftlerin bir kısmının da birkaç denemeden sonra tedaviyi yarım bıraktıklarına dikkati çekerek, tedaviye devam eden çiftlerin yüzde 90'ından fazlasının sonuca ulaştığını söyledi.

- "SGK, 3 tüp bebek tedavisini karşılıyor"

Üreme Tıbbı ve Cerrahisi Derneği, Akdeniz Ülkeleri Üreme Cemiyeti Başkanı Prof. Dr. Timur Gürgan da infertilite veya istediği zaman çocuğa ulaşamama durumunun Türkiye'de giderek arttığını belirterek, "Yaklaşık olarak evli çiftlerin yüzde 10'u, yaklaşık 1 milyon çift şimdi veya yakın gelecekte kısırlık problemini çekecekler. Bu konuyla ilgili dernekler yeni bir proje başlattı. Bu projenin amacı da kamuoyunun kısırlık için bilinçlendirilmesi ve bu tedaviyle ilgili neler yapıldığı hakkında bilgi sahibi olması. Çünkü yaptığımız çalışmalarda 700 bin çiftin bir şekilde kısırlık tedavisine ihtiyaç duyduğunu gördük." dedi.

Türkiye'de devletin sağladığı maddi imkanlardan vatandaşın haberdar olmadığını belirten Gürgan, şöyle devam etti:

"Ülkemiz sosyal devlet olarak Sağlık Bakanlığı ve devletin önemli bir şekilde bu çiftlere yardımı var. Fakat yaptığımız çalışmalarda gördük, Sosyal Güvenlik Kurumu aracılığıyla yapılan bu yardım maalesef halk tarafından bilinmiyor. Mesela ilaçların yüzde 70'e kadarını ve 3 tedaviye kadar desteği SGK sağlıyor. Tedavi kapsamına alınan kadın yaşı 38'di, şimdi 40 yaşına kadar yardım alabiliyorlar. Destekten faydalanmak için çiftlerden herhangi birinin 900 prim ödeme günü vardı, şimdi ikisinin prim ödeme gününün birleştirilip 900 olması yeterli. Ayrıca herhangi bir şekilde anomalisi bilinen veya riski olan çiftlere devlet genetik inceleme için de destek sağlıyor. Hiç spermi olmayan çiftler yaşa bakmaksızın hemen tüp bebek tedavisine alındığında devlet bunlara yardım sağlıyor. Tüp bebek tedavisine ihtiyacınız varsa lütfen gidin araştırın, tüp bebek tedavisinin en aşağı üçte ikisine kadar destek alabilirsiniz."

Türkiye'de 2017'de 33 bin hastanın tüp bebek tedavisi gördüğü ve 678 bin potansiyel infertil hasta olduğu bilgisini paylaşan Gürgan, infertilite sebeplerinin kadınlarda yumurtlama bozuklukları, tüplerin deforme veya tıkalı olması, edometriozis, rahim ve rahim ağzı problemleri ile primer over yetmezliği, erkeklerde ise anormal sperm üretimi ya da fonksiyonu, spermin taşınması problemi, kanser tedavileri ve maruz kalınan çevresel faktörler olabileceğini kaydetti.

Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.