"Bizim Sinemamız Da Dünya Sineması İçinde Yerini Mutlaka Alacak"

"Bizim Sinemamız Da Dünya Sineması İçinde Yerini Mutlaka Alacak"
Sinema yazarı Sadi Çilingir:- "Bakıyorsunuz hep örnek olarak İran sineması veriliyor. İnşallah bizim sinemamız da bir gün o başarıyı sağlayacak. Bizim sinemamız da dünya sineması içinde yerini mutlaka alacak"- "13 senedir sinemalarımızda vizyona giren büt

İSTANBUL (AA) - AİŞE HÜMEYRA BULOVALI - Sinema yazarı Sadi Çilingir, Türkiye'de yapılan sinema filmlerinde Türk insanının ve değerlerinin ele alınması gerektiğine vurgu yaparak, "Bize has olayları perdeye getirmemiz lazım. O zaman başarılı oluruz. Bizim sinemamız da dünya sineması içinde yerini mutlaka alacak." dedi.

Harita teknisyenliğinden emekli olduktan sonra hobi olarak başladığı sinemaya olan ilgisini mesleği haline getiren 68 yaşındaki Sadi Çilingir, 1995 yılında girdiği sinema sektöründe büyük bir şevkle çalışıyor.

Meslek hayatında ilk olarak Pinema Film bünyesinde bir sinema dergisi çıkaran Çilingir, "www.sadibey.com" isimli kişisel internet sitesinde basın bültenleri, fotoğraflar ve fragmanlar gibi sinemaya dair birçok şey paylaşıyor.

Kariyerinin bir kısmını Avşar Film'de tanıtım işleriyle yürüten Sadi Çilingir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, hobi olarak açtığı internet sitesini sinema yararına bağımsız bir iletişim platformu olarak tasarladığını söyledi.

- "Sadibey.com büyük bir arşivi bünyesinde barındırıyor"

Çilingir, film tanıtımları yaptığı sıralarda iş hacminin artması nedeniyle, oğlunun yardımıyla siteyi kurduğunu belirterek, sitenin kurulmasından sonra zamanla basın bültenleri, fragmanlar ve fotoğraflarla beraber sadibey.com'un büyük bir arşivi içinde barındırdırmaya başladığını dile getirdi.

Şu an sitede 162 binin üzerinde fotoğraf olduğuna dikkati çeken Çilingir, şöyle devam etti:

"13 senedir sinemalarımızda vizyona giren bütün filmlerle ilgili yazılı bilgiler, fotoğraflar ve fragmanlar var. Sinemayla ilgili istisnasız ne bulursam bakıyorum ve hemen arşivime atıyorum. Bu internet sitesi parayla yapılabilecek bir iş değil. Hobi olarak yapıldığı için daha çok itina gösteriyorsunuz. Mesela sabahın 6'sında da, gecenin yarısında da bilgi giriyorum."

Sadi Çilingir, kullanıcılardan site hakkında olumlu görüşler aldığını dile getirerek, "Bu durum insana bir misyon da yüklüyor, şevk veriyor diyeyim. Dolayısıyla bıkmadan çalışmaya devam ediyorum, inşallah böyle devam eder." ifadelerini kullandı.

- "Yeşilçam'da öncelik sanata hizmet etmekti"

Türk sinemasında Yeşilçam döneminin 1960 ile 1985 arasında zirvede olduğu yorumunu yapan Çilingir, şöyle devam etti:

"Bir daha o dönem gelmeyecek. Günümüzde o dönem filmlerinden çok daha iyi filmler de yapılıyor ama o Yeşilçam sineması bir bütünlük arz ediyordu. Şimdi ise bireysel gayretlerle filmler yapılıyormuş gibi. Yani o zamanlar figüranından yapımcısına, yönetmenine, oyuncusuna kadar öncelik sanata hizmet etmekti, film yapmak amacıyla hareket ediyorlardı. Şimdilerde iş paraya odaklandı gibi."

Çilingir, Yeşilçam filmlerinin farklı bir özelliği daha olduğundan bahsederek, "O dönemin filmlerine bakıyorum, bazen belgesel niteliğini haiz olmuşlar. Bakıyorsun şehirlere, kasabalara, insanlara, elbiselere, binalara sanki belgesel gibi. Yani sıradan bir filmde bile belgesel tadı var, bir çeşit hazine gibi. Bu bakımdan dönem filmleri muhafaza edilmeli ve geleceğe kalmalı." diye konuştu.

- "Nuri Bilge Ceylan bu kapıyı açtı"

Türkiye'de geçmişe göre birçok yönden gelişen sinema alanında imkanların arttığını vurgulayan Çilingir, şunları kaydetti:

"Eskiden sinema okulu yoktu, şimdi bir sürü var. Teknikler gelişiyor, insanların bilgi birikimleri, yetenekleri gelişiyor. 'Yeşilçam dönemi bitti' diyoruz ama mutlaka daha mükemmelleri yapılacaktır, yapılmalıdır da... Umudum var. İnsanları aydınlatan, doğru bilgiler veren, yaşanır bir dünyaya hizmet edecek filmler yapılması benim isteğim. Teknolojinin getirdiği güzel imkanlar biraz film enflasyonuna yol açtı gibi. Teknik imkanlar olduğu halde çok kötü filmler yapılıyor, o da film enflasyonunu artırıyor."

Sadi Çilingir, Türkiye'de yapılan sinema filmlerinde Türk insanının ve değerlerinin ele alınması gerektiğine vurgu yaparak, "Bize has olayları perdeye getirmemiz lazım. O zaman başarılı oluruz. Çünkü dünya özelinde sinemada tanınma açısından ülkemiz yetersiz. Bakıyorsunuz hep örnek olarak İran sineması veriliyor ve o kadar kısıtlı imkanlarla ne güzel şeyler başarıyorlar. İnşallah bizim sinemamız da bir gün o başarıyı sağlayacak. Nuri Bilge Ceylan bu kapıyı açtı. Bizim sinemamız da dünya sineması içinde yerini mutlaka alacak." yorumunu yaptı.

Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.