Çiftlik sahipleri, sütlerini kendileri satmak istiyor

Çiftlik sahipleri, sütlerini kendileri satmak istiyor
TÜSEDAD Yönetim Kurulu Başkanı Yıldız:- "Biz süt üreticileri olarak sütün kalitelisini üretiyoruz. Çiftliklerimiz hastalıklardan arınmış. Bu kalitedeki bir sütü soğuk zinciri kırmadan, gereken mevzuata uygun olarak satmak istiyoruz."- "Sanayiciler aldıkla

İSTANBUL (AA) - MEHMET ALİ DERDİYOK - Çiftlik sahipleri, elde ettikleri sütü, soğuk zinciri bozmadan tüketiciye doğrudan satmak istiyor.Süt üretiminin en büyük kaynağı olan hayvan çiftlikleri sahiplerinin, elde ettikleri sütü vatandaşa direkt olarak satma yetkileri bulunmuyor. Sütlerini sattıkları büyük üretici firmalar, sütü çeşitli yöntemlerle pastörizasyon işleminden geçirerek tüketiciye sunuyor. Hastalık yapıcı mikroorganizmalardan arındırmak amacıyla uygulanan ısıtma yöntemiyle sütteki yararlı bazı enzimlerin de bu işlem sırasında yok olduğu biliniyor.Doğal süt içmek isteyen bazı tüketiciler, sokak sütçülerine yöneliyor. Böylece, sokak sütçüleri haksız kazanç elde ederken, vatandaş da kaynağını bilmediği sütü içmek zorunda kalıyor.Bu nedenle çiftlik sahipleri, hijyenik tesislerde üretecekleri doğal sütlerini, doğrudan vatandaşa satabilmeleri için kendilerine yetki verilmesini talep ediyor.
- Ucuza alınan süt, vatandaşa pahalıya ulaşıyor
Tüm Süt, Et ve Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği (TÜSEDAD) Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Yıldız, AA muhabirine yaptığı açıklamada, süt üreticileri olarak, çiğ sütün vatandaşa doğrudan satışının yapılabilmesine yönelik taleplerinin bulunduğunu söyledi.Yıldız, 13 yıldır çiftlik işlettiğini belirterek, "Türkiye'de çiğ süt, illegal olarak sokak sütçüleri tarafından satılıyor. Bu sütün niteliği ve içeriği konusunda kimse bilgi sahibi değil. Biz süt üreticileri olarak diyoruz ki; 'sütün kalitelisini üretiyoruz. Çiftliklerimiz hastalıklardan arınmış. Bu kalitedeki bir sütü soğuk zinciri kırmadan, gereken mevzuata uygun olarak satmak istiyoruz. Şu anda bazı üyelerimiz AB standartlarına uygun olarak üretim yapıyor. Çiğ süt satışına ilişkin maliyet hesabı yaptık. Bunun sadece lojistik ve cam şişe maliyeti var. Vatandaşa kaliteli çiğ sütü verelim, 72 derecede ısıtsın ve tüketsin.' Sanayici bizden sütü çok uyguna alıyor. Bizden aldığının 4 katına tüketiciye satıyor. Sokaktaki satıcı üç katına satıyor. Burada haksız rekabet ortaya çıkıyor. Sokak sütçülerine tedarikçilik yapanlar var, sütü üreticiden alıyor ve bunlara dağıtıyor. Ama ben üretici firma olduğum halde bunu yapamıyorum." diye konuştu.
- "Talebimize cevap bekliyoruz"
Çiğ sütü doğrudan tüketiciye ulaştırmaya yönelik bir projelerini daha önce Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'na sunduklarını anlatan Yıldız, "İzlenebilir Çiğ Süt Satış İzni" taleplerine cevap verilmesini istedi.Yıldız, çiğ sütün besin değerinin çok yüksek olduğunu da vurgulayarak, "Sanayiciler aldıkları sütü, soğuk zincirini kırmadan pastörize ediyor. UHT'ye (Uzun ömürlü süt) süt demiyoruz. UHT dediğimiz ürünü 130 dereceye saniyede çıkartıp tekrar soğutma tekniği demektir. Doğal olarak zararlılarla yararlıları da öldürüyor. Ama, sokak sütçüsünün sattığı ise nereden, kimden olduğu ve hangi koşullarda elde edildiği bilinmeyen sütlerdir. Sütün artı 4 derecede tutulması gerekir. Eskiden güğümlerde satılırdı. Ağustos sıcağında bile aynı koşullarda satılırdı. Şimdilerde de bazı araçların arkasında satılıyor. Dolayısıyla bu ısı yükseldiğinde, sütün içerisindeki bakteri de çoğalıyor. Bunun önüne geçmek için de bazıları soda bile koyuyordur." ifadelerini kullandı. Pastörize edilmiş sütten yoğurt yapılamadığını anlatan Yıldız, çoğu kişinin özellikle yoğurt yapmak için çiğ sütü tercih ettiğini dile getirdi.
- "Vatandaş daha ucuza süt içsin"
Yıldız, kendilerine izin verilmesi durumunda çiğ sütü ya da pastörize edilmiş sütü vatandaşa daha sağlıklı koşullarda ulaştırabileceklerini aktararak, şunları kaydetti:"7-8 yıldır bunun mücadelesini veriyorum. Ancak, bize izin vermiyorlar. Bunun sebebinin de süt sanayicilerinin oluşturduğu lobiden kaynaklandığını düşünüyorum. Kaliteli sütün adresi bensem ve sana uygun koşullarda üreteceğim garantisini veriyorsam neden haksız rekabete sokuyorsun beni. Ver izni bende üreteyim. Aracılar aradan çıkmış olur. Hem vatandaş daha sağlıklı hem daha ucuz süt içsin. Sokak sütçüleri İstanbul'da günlük 500 ton süt satıyor ve vergi ödemiyor. Ama ben veriyorum. Yani devlet de kazanmış olur. Ayrıca vatandaş sokak sütünün aksine, aldığı sütün hangi çiftlikten geldiğini bile bilecek bu sayede. Bunun için en kısa sürede biz çiftlik sahiplerine de sütümüzü satma izni verilmesini istiyoruz."

Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.