Aralık ayında oldukça başarısız bir grafik çizen Konyaspor; üst üste aldığı ağır mağlubiyetler ile tabir-i caizse dibe vurmuştu. Hafta arasında kupa mücadelesinde deCizrespor’adeplasmanda kaybeden ekibimiz, Rize’ye en azından 1 puan ümidiyle gitti. Oyunun genelinde vasat bir performans göstermesine karşın kendisi için önemli 1 puanı alarak çok sancılı dönemler geçirdiğimiz sezonun devre arasına girmiş oldu.

                Hleb’in kızağa çekilmesinden sonra son 3 maçtır enerji düzeyi daha üst oyunculardan kurulu bir orta sahayla karşılaşmalara çıkan Konyaspor, Rizespor mücadelesinin ilk 10 dakikalık periyodunda da önde basan ve rakibi yarı sahasından çıkarmak istemeyen bir oyun tarzı benimsedi. Ancak bu oyun sisteminin en büyük handikaplarından biri, alan daraltarak oynanan mücadelelerde rakibin savunmamızın arkasına atabileceği toplardır. Nitekim savunmayı orta alana yapıştırmak istediğimiz bir pozisyonda orta alanda kaybettiğimiz bir top sebebiyle golü kalemizde gördük. Topu kazanan Silvestre’ye refakatçi koşusu yapan Ali Çamdalı ve kademesini kaybeden Ali Turan golü hazırlayan etkenlerdendi. Bu golden sonra oyundan düşen Konyaspor ve aslında çok da etkili olmayan Ç.Rizespor, izlenebilirlik kalitesi dipte olan bir mücadele izlettiler bizlere. İnanın Konyaspor’lu olmasam bu maça vakit ayırıp da izlemezdim. Tamamen zaman israfı şeklinde geçen bir 90 dakikaydı. İkinci yarıda Torje ve Fuchs hamleleriyle biraz da olsa toparlanan Konyaspor zaten ahı gitmiş vahı kalmış Rizespor karşısında daha etkili oynamaya başladı. Hücumda daha çok adamla var olan Konyaspor, bu atakların birinde golü bularak üstümüzden ciddi bir yükü almış oldu. Çünkü bu mücadelenin de kayıpla kapatılmış olması ligin 2. yarısında oyun zihniyetimizi bile ciddi şekilde etkileyecekti. Sezon başında şahsım olarak koyduğum hedeflerle kıyasladığımda rakibimiz bile olamayacak ancak mevcut durum itibariyle de ciddi rakibimiz olan bir takım karşısında deplasmanda alınan puan önemliydi. Aykut Hoca,Torje hamlesini ikinci yarının başında yapabilseydi belki de 3 puanın sahibi biz olacaktık. Futbolcu kardeşlerimize iyi bir tatil ve kamp dönemi geçirmelerini diliyorum.

                Yönetim kurulumuz ve Aykut Kocaman önderliğindeki teknik heyetimiz de sanıyorum artık kolları sıvayacaklardır. Bu mücadele dahil bu sene en az 7-8 karşılaşmada da görüldü ki bu takımın savunma hattının ciddi oyuncularla takviye edilmesi gerekiyor. Özellikle savunma beklerimizin kalitesi ne yazık ki PTT 1. Lig seviyesinde. Her iki bek noktasına da transfer gerekiyor. Önde basarak ve alan daraltarak oynayacağımızı düşündüğümüzde, rakibin tek silahının savunmamızın arkasına atacağı uzun toplar olması bu ihtiyacı daha da ayyuka çıkarıyor. Bek oyuncuların hızlı ve diri olması, hem hücumda hem de savunmada çabuk pozisyon alması bu dezavantajımızı da avantaja çevirecektir. Bunun yanında orta alanda biraz kavga edecek, biraz takım arkadaşlarını hırsıyla motive edecek ve takım savunması zafiyetimizi de minimize edecek bir oyuncuya da ihtiyaç var.Fransa’da özellikle Afrika ülkelerinden(Senegal vs)devşirilmiş bu tarz birçok oyuncu mevcut. Marica’nın durumuna göre de santrafor takviyesi yapılabilir ama sanıyorum gerek maddi durum gerekse takım kimyasının bozulmaması noktasında bu en son hamlelerden biri olacak gibi gözüküyor. Bu kritik 3 bölgeye yapılacak üst düzey takviyelerle bu takımdan ilk 6-8 performansını görmek zor değil. Yönetim kurulumuza da yakışan;ismi artık her alanda üst sıralarda yer alan Konya’mızın ciddi markası olan Konyaspor’u da bu seviyeye taşıyacak hamleleri yapmaktır.