Cumhurbaşkanı Erdoğan kaymakamlara hitap etti: (2)

Cumhurbaşkanı Erdoğan kaymakamlara hitap etti: (2)
"Gerek FETÖ gerekse bölücü örgütlerin devlete sızmış elemanları sebebiyle yaşanın sıkıntılara karşı da dikkatli olmalıyız. Terör örgütleriyle iltisaklı kişilerin devletten temizlenmesi en az silah kullanan teröristlerin etkisiz hale getirilmesi kadar önem

ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Gerek FETÖ gerekse bölücü örgütlerin devlete sızmış elemanları sebebiyle yaşanın sıkıntılara karşı da dikkatli olmalıyız. Terör örgütleriyle iltisaklı kişilerin devletten temizlenmesi, en az silah kullanan teröristlerin etkisiz hale getirilmesi kadar önemlidir. Çünkü, birinin desteği olmadan ötekinin hareket alanı elde edebilmesi mümkün değildir." dedi.

Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gerçekleştirilen "Kaymakamlar Toplantısı"ndaki konuşmasında, "10 Ocak İdareciler Günü" vesilesiyle bir araya geldiklerini belirterek, tüm idarecilerin gününü kutladı.

Türkiye'nin bunca badire yaşamasına rağmen, birlik, beraberlik ve huzuru muhafaza edebilmesinin sebebinin milletin feraseti olduğunu belirten Erdoğan, milletin ülkesine ve devletine sahip çıktıkça "karşıdakilerin ahlaksızlık çıtasını" sürekli yükselttiğini bildirdi.

Terör örgütlerinin, 15 Temmuz darbe girişimi başta olmak üzere, bu uğurda ellerindeki tüm malzemeyi kullandığını ve kullanmaya devam ettiğine işaret eden Erdoğan, şöyle devam etti:

"Zahirde birbirlerine düşman gibi gözüken örgütleri, kesimleri bu amaçla bir araya getirip, iş birliği halinde çalıştırıyorlar.

Türkiye'nin karşısında, isimleri farklı harflerden oluşuyor ve söylemleri farklı görünüyor olsa da, aslında aynı örgüt var. Biz, bunların topuna birden 'terör örgütü' diyoruz, mensuplarına da 'terörist' diyoruz.

Maruz kaldığımız saldırılar gösteriyor ki, bölücü örgütte DEAŞ, FETO ve DHKP-C ile arasında bizim açımızdan herhangi bir fark yoktur. Hepsi de ülkemizin ve milletimizin düşmanıdır. Hepsi de gözünü kan bürümüş, ellerine fırsat geçtiğinde devletimizi yok etmeye ant içmiş, zihinlerini ve bedenlerini kiraya vermiş bir katiller güruhudur. Bu örgütler, yıllardır kullananları, sosyolojik tabanları oluşturan kesimleri dahi dehşete düşüren, kan dökücülükleriyle çağımızın barbarları durumundadır.

Dikkat ediniz. Bu tür kanlı yapılar, en büyük gücü, terör konusundaki hassasiyetleri, sadece kendi sınırlarından ibaret olan devletlerden alıyor. Bir terör örgütü Orta Doğu'da, Güney Asya'da, Kuzey Afrika'da ne kadar insan öldürürse öldürsün, aynı örgütün Batı'da bir tek kişiye zarar vermesi karşısında gösterilen tepki, ortaya konmaz. Bunun en basit örneğini Paris'te, Brüksel'de, Berlin'de yaşanan terör saldırılarıyla, İstanbul, Ankara, İzmir'de gerçekleştirilen terör saldırılarına verilen tepkilerde görebiliriz. Daha 15 Temmuz'u saymıyorum bile, daha mültecilere gösterilen insanlık dışı davranışları saymıyorum bile, daha çocukların, kadınların, yaşlıların katledildiği saldırılar karşısındaki duyarsızlığı saymıyorum bile."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyada pek çok ülkenin sergilediği bu tutumu "iki yüzlü tavır" olarak değerlendirerek, bundan dolayı üzüntü duyduğunu dile getirdi.

Myanmar'da yaşananları hatırlatan Erdoğan, "O insanları nasıl acımasızca meydanlarda coplarla döverek öldürdüklerini saymıyorum bile. Ama bu durum, aynı zamanda bize 'kendi göbeğimizi kendimizin kesmesi gerektiğini' de gösteriyor." ifadesini kullandı.

- "Türkiye, terörle mücadelesini kendi evlatlarıyla yürütmek mecburiyetinde"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaşananların gerçekleri ortaya koyduğunu vurgulayarak, Türkiye'nin terörle mücadelesini ve bunun için bölgesinde yürüttüğü tüm operasyonları tek başına, kendi imkanlarıyla ve kendi evlatlarıyla yürütmek mecburiyetinde olduğuna dikkati çekti.

Bu durumu anlamayan veya buna karşı çıkanların, hakikatlere gözünü kapattığı değerlendirmesinde bulunan Erdoğan, şu görüşlere yer verdi:

"Dostluk, müttefiklik, iyi ilişkiler, dayanışma, iş birliği gibi hususlar ancak siz güçlüyseniz bir kaşılık buluyor. Yoksa, inanın sözden ibaret kalıyor. Bunun için Türkiye olarak, güçlü olmak zorundayız, ülke olarak güçlü olmalıyız, Hükümet olarak güçlü olmalıyız. Askerimizle, polisimizle, istihbaratımızla, savunma sanayimizle, hariciyemizle güçlü olmalıyız. Elbette, en başta mülkiye teşkilatımızla güçlü olmalıyız.

Sizlerin, normal zamanlardaki görevleri, şöyle bir rutin kavramı içinde ifade edilebilir. Fakat, yaşadığımız dönem, rutin bir dönem değildir, olağanüstü bir dönemdir. Bugün Türkiye, unutmayın, yeni bir istiklal ve istikbal mücadelesi vermektedir. Öyleyse, çalışmalarımızı da bu olağanüstü hale mütenasip bir şekilde yürütmek durumundayız.

Öncelikle, hiçbir terör örgütüne karşı en küçük müsamaha göstermeyeceğiz. Mülki idare amirlerimiz, merkezde ve her ilimizde, ilçemizde isim isim, bina bina, ev ev, sokak sokak, mahalle mahalle her şeye hakim olmalıdır. Bir defa, emriniz altındaki muhtarlarımızla birlikte, çok iyi diyalog kurup, onlarla birlikte bu çalışmaları çok hassas yürütmelisiniz."

Muhtarların da asla ihmal edilmemesi gerektiğine işaret eden Erdoğan, "Zira, sizler oraları onlar kadar iyi tanımayabilirsiniz ama onları siz yanınıza aldığınız, çektiğiniz zaman çok şey değişebilir." ifadesini kullandı.

Erdoğan, güvenlik güçlerinin teröristleri yakalama konusundaki çabalarını ve elde ettikleri neticeleri çok iyi bildiğini belirterek, şunları kaydetti:

"Ama aradan kaçan bir tane terörist bile amacına ulaştığında bunun tabii ki acı sonuçları ortaya çıkıyor, çok ciddi yansımaları oluyor. Bunun için, siz mülki idari amirlerimizin meseleye çok daha sıkı sarılması, her şeyi çok daha yakından takip etmesi gerekiyor.

Diğer taraftan gerek FETÖ, gerekse bölücü örgütlerin devlete sızmış elemanları sebebiyle yaşanan sıkıntılara karşı da dikkatli olmalıyız. Terör örgütleriyle iltisaklı kişilerin devletten temizlenmesi, en az silah kullanan teröristlerin etkisiz hale getirilmesi kadar önemlidir. Çünkü, birinin desteği olmadan ötekinin hareket alanı elde edebilmesi mümkün değildir. Terör eylemleri, ancak çok sayıda kişinin organize hareket etmesiyle neticeye ulaşabilir. Dolayısıyla örgütleri gerçek anlamda etkisiz hale getirmenin yolu, topyekun mücadeleden geçiyor.

Eğer görev yaptığınız yörelerde terör örgütleri taban buluyorsa, öyle veya böyle oradan bir teröristin çıkıp silahını size ve bu ülkedeki herhangi bir masuma doğrultması, unutmayın, kaçınılmazdır. Bu bakımdan işimizi savsaklama, hata yapma, gaflete düşme, rehavete kapılma hakkımız olmadığını çok iyi bilmemiz lazım. Hani 'milli seferberlik' diyorum ya, işte bu çağrımın en başta gelen muhatapları sizlersiniz. Sizler, bu milli seferberliğin en önemli planlayıcısı ve uygulayıcısı olarak arazidesiniz. Böyle bir anlayışla çalışarak, önümüzdeki dönemde büyük başarılara imza atacağınıza, ben yürekten inanıyorum."

(Sürecek)

Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.