Dink Cinayeti Davasında Eski Samsun İl Jandarma Komutanının Tanıklığına Başvuruldu

Dink Cinayeti Davasında Eski Samsun İl Jandarma Komutanının Tanıklığına Başvuruldu
Eski Samsun İl Jandarma Komutanı Serdar Yücel: - "(Ogün Samast'ın bayrakla görüntüsünün alınması) İlk önce tesadüfen olduğunu düşündük biz ama Samast'ın görüntülerinin alınması sırasında yapılan hareketlerin disiplinsiz olduğunu düşündüğüm için ertesi gün

İSTANBUL (AA) - Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin 76 sanığın yargılandığı davada tanıklık yapan eski Samsun İl Jandarma Komutanı Serdar Yücel, "Ogün Samats'ın Türk bayraklı takvimle görüntüsünün alınmasıyla ilgili ilk önce 'tesadüf' diye düşündüğünü ancak yapılan hareketlerin disiplinsiz olduğunu düşündüğü için ertesi gün idari soruşturma başlattığını" belirtti.

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlantısı sağlanan tanık Yücel, Dink cinayeti faili Ogün Samast'ın jandarma bölgesi olan Samsun Otogarı'nda yakalanması ve Samsun emniyetinde görüntülerinin alınmasıyla ilgili konularda bildiklerini anlattı.

Tanık Yücel'e, Dink ailesinin avukatı Hakan Bakırcıoğu tarafından, Samsun Emniyet Müdürlüğü'nde, Ogün Samast'ın, "Vatan toprağı kutsaldır kaderine terk edilemez." yazısı ile Türk bayrağının olduğu takvimin önünde görüntülenmesiyle ilgili, "Bunun bir tesadüf olabileceği" beyanında bulunup bulunmadığı ve bunun bir tesadüf olup olmadığı soruldu.

Cevap veren Yücel, şunları söyledi:

"İlk önce tesadüfen olduğunu düşündük biz ama Ogün Samast'ın görüntülerinin alınması sırasında yapılan hareketlerin disiplinsiz olduğunu düşündüğüm için ertesi gün hemen idari soruşturma başlattım. Bu soruşturma devam ederken İçişleri Bakanlığı müfettişlerinin geleceğinin duyulması üzerine, işlemi durdurdum ve müfettişlerimize sunmak üzere bütün evrakı komutanlıktan teslim aldım. Müfettişler tarafından inceleme yapıldıktan sonra rapor verilince, ilgili personelin disiplinsizlik nedeniyle cezalandırılması kararı aldık. Yani bu görüntülerle ilgili olarak Samsun Cumhuriyet Başsavcılığı, İçişleri Bakanlığından gelen 3 müfettiş, Samsun İl Jandarma Komutanlığı ve Jandarma Genel Komutanlığından gelen 2 müfettiş vasıtasıyla olmak üzere 4 soruşturma yapıldı ve personelimizin cezalandırılmasına karar verildi."

- "Emir gereğince görüntü aldık"

Avukat Bakırcıoğlu'nun "Görüntülerde, çekimi yapan kişinin Samast ile ilgili 'Bu yazıyı kafasının üstüne denk getirin.' şeklinde beyanları duyuluyor. Siz bu görüntüleri izlediğiniz halde bunu mu söylediniz? Bunun tesadüften ibaret olduğunu mu yazdınız görüntüleri izleyip?" şeklindeki sorusunu yanıtlayan Yücel, "Bu ifadeyi yazdığım ilk etapta verilen ön bilgi formuydu o olayla ilgili olarak. Daha sonra detay incelemesinde zaten kararımızı verip kendilerine durumu ilettik." ifadesini kullandı.

Tanık Yücel, Bakırcıoğlu'nun, "Failin yakalanmasında jandarma katkısı olduğunun ispatı için neden ayrıca görüntü ihtiyacı hissedildi?" sorusuna karşılık da "Jandarma Genel Komutanlığından gelen emir gereğince görüntü alınması tekrar istendi ve görüntüyü o şekilde aldık." dedi.

Çekilen fotoğraflarla ilgili bir değerlendirmenin, jandarma bölge komutanının Samsun'a gelmesiyle birlikte yapıldığını ve onun öncesinde de kendisinin idari tahkikatı başlatmış olduğunu anlatan Yücel, "3 müfettişin geleceği ve soruşturma yapılacağının" bildirilmesi üzerine herhangi bir tahkikat yapılmadığını, bu konuda soruşturma neticesinin beklenildiğini dile getirdi.

Samast ile mülakat yapan jandarma görevlileriyle neden görüşme yapmadığı sorulan Yücel, "Birebir görüşme yapan personel Birol Ustaoğlu, uçakla İstanbul'a gitti. Samast'ın olayla ilgili Samsun sorumluluk sahasında herhangi bir şahısla irtibatı olduğuna dair bilgi yoktu ve biz de herhangi bir işlem yapmadık. Sadece yollama işlemini yaptık." diye konuştu.

- "Samast'ın ilk uçakla İstanbul'a gönderilmesi emrini verdiler"

Tanık Serdar Yücel, jandarma görevlisi Birol Ustaoğlu ile İstanbul dönüşü görüşme yaptığını belirterek, bu kişinin kendisine "Samast'ın teslim edildiği, kendilerinden herhangi bir bilgi istenmediği ve geri döndükleri" yönünde bilgi aktardığını ifade etti.

Sanık avukatlarından Ahmet Çavuş da tanık Yücel'e, "Samsun Otogarı, jandarma bölgesine giriyor, emniyet bölgesi değil. Siz jandarma komutanı olarak failin Samsun emniyetine götürülmesine itiraz etme gereği duydunuz mu? Kim emniyete götürülmesine karar verdi, başsavcı veya vali sizle görüştü mü, muvafakatınız oldu mu?" şeklinde soru yöneltti.

Yücel, soruyu "İlk yakalama, el koyma işlemlerini yaptığımız sırada başsavcı geldi. İl emniyet müdürü de oradaydı. Görüşme yapılırken, başsavcı ve valinin görevlilere, 'Sanığa jandarma ve emniyet görevlilerince herhangi bir işlem yapılmayacağı, sanığın Samsun Emniyet Müdürlüğünde bekletilip ilk uçakla İstanbul'a gönderilmesi' emrini verdiklerini duydum. Yazılı bir emir yoktu. Vali ve başsavcı, 'telefonla emir aldıklarını ve işlemin böyle yapılacağını' sözlü olarak verdiler." diye yanıtladı.

- "Bilgilerin sızdırıldığına dair ciddi şüphelerimiz vardı"

Cinayetin Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile bir bağlantısı olduğuna dair duyum alıp almadığı sorulan Yücel, "Böyle bir kumpas kurulduğuyla ilgili şüphemiz yoktu. Yalnız bilgilerin sızdırıldığına dair ciddi şüphelerimiz vardı. Müfettişlere, ifadem alınmaması kararı alınmasına rağmen, bizzat kendi isteğimle ifade verdim. Orada, 'ciddi şüphelerimiz olduğunu ve değerlendirilmesi gerektiğini' iletmiştim o zaman. 'Bilgilerin sadece sızdırıldığını, bunun da kasıtlı bir hamle olduğunu, incelenmesi gerektiğini' söyledim. FETÖ veya cemaatle ilgili bir ifadede bulunmadım." diye konuştu.

Diğer olaylarda da şüphelilerle mülakat yapılıp yapılmadığı sorusunu yanıtlayan Yücel, mülakatla ifade alma işlemi arasında fark olduğu, mülakatın şüpheliyi rahatlatmak ve gerekli bilgiyi alabilmek için ifade alma işleminden önce yapıldığı, teknik bir hamle olduğu ve herhangi bir düzenleme olmamasına rağmen rutin bir işlem olduğunu aktardı.

- Duruşma yarına ertelendi

Yücel, görüntülerin bir televizyon kanalında yayımlanmasıyla ilgili de "Zaten onunla ilgili gidip ifade verdim. Görüntü aktarımının ağa bağlı bilgisayar üzerinden yapıldığı, burada izlenen görüntülerin başka yere aktarıldığına dair ciddi şüphelerim olduğunu söyledim." dedi.

Mahkeme heyeti başkanı, bugün dinlenilmesi kararı alınan diğer tanıklar Şenol Çınar ve Zeki Erdem'in hazır edilmediğini belirterek, duruşmayı Kürşat Yılmaz'ın da aralarında bulunduğu diğer tanıkların dinlenilmesi için yarına erteledi.


HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.