FETÖ çatı davası

FETÖ çatı davası
Darbe girişiminden önce açılan ve terör örgütü elebaşı Fetullah Gülen'in de arasında yer aldığı 73 kişinin yargılandığı davada, daha önce FETÖ'den ayrılan tanık Hayati Küçük'ün ifadesi alındı - Küçük: (2)- "Bunların Türkiye'deki bütün sularını kurutun, dü

ANKARA (A) - Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) çatı davasında tanıklığına başvurulan Hayati Küçük, örgütün Türkiye içinde temizlenmesinin yetmeyeceğini belirterek, "Türkiye'deki bütün sularını kurutun, dünyadaki musluklarını kapatmadan bunlardan kurtulmamız mümkün değil." dedi.

Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, daha önce FETÖ'den ayrılan Hayati Küçük tanık olarak ifade verdi. Küçük, Mahkeme Başkanı Selfet Giray'ın sorularını yanıtladı.

Bir soru üzerine, örgütün, yurt dışındaki fakir çocuklara ücretsiz eğitim verdiğini, o çocukları yetiştirdiğini, o ülkelerde de örgüt mensuplarının çeşitli kademelere geldiğini kaydeden Küçük, şunları söyledi:

"Mesela, o ülkelerin Türkiye masalarındaki kişiler de cemaattendir. Cemaat dünyadaki düzenin parçası olunca, üst akıl, cemaatin üyesinin oraya getirilmesini istiyor. Gürcistan okulları niye hemen kapatamıyor? Ortodoks bir ülkenin acilen kapatması gerekir. İngiltere'de Lordlar Kamarasında bir Müslüman vardı. O, Şerif Ali Tekalan aracılığıyla, zaman zaman 'Tüm ülkelerden en başarılı birkaç öğrencinizi gönderin' diyordu. Sonra baktık ki biz sürekli Lordlar Kamarasına öğrenci gönderiyoruz. Kamuoyuna, 'Bu okulların ABD, İsrail ve İngiltere'ye kotaları var.' dedik. Ben bütün terör faaliyetlerinde FETÖ parmağı arıyorum. Zekeriya Öz'ün, diğer polis müdürlerinin Batum yoluyla, elini kolunu sallayarak geçişi tesadüf değil. Aynı şekilde yurt dışında yetişmiş polisler var. Türkiye içindeki temizlik yetmez. Bunların Türkiye'deki bütün sularını kurutun, dünyadaki musluklarını kapatmadan bunlardan kurtulmamız mümkün değil. Yurt dışındaki nüfusa dikkat etmek gerekiyor. Mesela Kırgızistan 25. mezunlarını veriyor. Afrika'nın birçok yerinde FETÖ dışında insan tanımıyorlar. Kuzey Irak'ta FETÖ'nün referansı kabul ediliyor. FETÖ'deki Kürtler, 2005'te bir anda yurt dışından Türkiye'ye çekildi. Mesela bizim bildiğimiz bir kardeşimizin özbeöz kardeşi dağdaymış. Adam oraya da el atmış. FETÖ'nün PKK ile diyaloğunu gösteren delilleri de sunduk. 'Üst akıl' boşa söylenen bir söz değil. PKK, DHKP/C gibi örgütlerin bünyesinde de bunlar var. Biz dünyanın hiçbir yerinde mafya örgütlerince incitilmemişizdir. Böyle bir yapıya artık dini cemaat diyemeyiz."

Küçük, "Reina'daki terör saldırısının başını da sonunu da bu adam yapmıştır" düşüncesinde olduğunu bildirdi.

- "Diplomalar incelense..."

Küçük, örgütün 2005'te bir anda yurt dışındaki örgüt mensuplarından isimleri istediğini, bu kişilerin Türkiye'de devlet kademelerine girdiğini, bunlar arasında örgüte ait üniversitelerden alınan sahte diploma sahiplerinin de bulunduğunu anlatarak, "Hiç oralara gelmemiş, gitmemiş. Üniversite ise size ait. Türkiye'deki kadroları yükselteceksiniz. Zaten YÖK ele geçince, yok oldu. O yurt dışındaki diplomaların, yabancı dil ile ilgili belgelerin nasıl alındığı incelense... Tiflis'teki Uluslararası Karadeniz Üniversitesinden mezun olanların listesini alın. Bir de askerlik tecilleri var. Bunların da çoğu sahtedir." diye konuştu.

Örgütün, faaliyette bulunduğu ülkelerde sivil toplum kuruluşları kurduğunu ve buralara bütçe aktardığını kaydeden Küçük, "İpleri FETÖ'nün elindeydi. O ülkede ayaklanma mı olacak, bu STK'ları kullanıyorsunuz." ifadesini kullandı.

Mahkeme Başkanı Giray'ın, "Gülen'in örgüt içinde mehdi, Mesih olarak görülmesi var mı? Bu size anlatıldı mı?" sorusunu Küçük, "Ben o insan için mehdiliğin de az olduğunu düşünüyorum. Bu insan bizim dünyadaki hayatımızı çalsa, ben buna el kaldırırsam, 'Abi, ahiretimi yakıyorsun.' diyenler var. Örgütten ayrılamayanlar, 'Ahiretim yanar.' diyor" sözleriyle yanıtladı.

Giray'ın sanıklara ilişkin sorularını da yanıtlayan Acar, sanıklardan Alaaddin Kaya'yı tanıdığını, cemaatin önde gelenlerinden olduğunu, yönetici konumunda bulunduğunu söyledi. Tanık Küçük, sanıklardan İrfan Yılmaz, Necdet Başaran'ın örgütte üst düzey görev yaptıklarını, Sait Aksoy'un eğitim bölümlerinden sorumlu olduğunu, en son ABD'de imamlık yaptığını, Mustafa Özcan'ın ise Gülen'in mali kasası olduğunu belirtti. Bu isimleri "hocanın gölgeleri" olarak tanımlayan Küçük, firari sanıklardan Şerif Ali Tekalan'ın, "Örgüt içindeki Türkiye'nin başbakanı" olduğunu ifade etti.

Bir soru üzerine, cemaat tarafından organize edilen Abant toplantılarında, terör örgütü elebaşı Gülen'in Türkiye'nin iç politikasının yanı sıra dış politikasıyla ilgili isteklerinin hükümete iletildiğini savunan Küçük, bu toplantılarda alınan kararlarla, ülke gündemine etki etmenin planlarının yapıldığını söyledi.

- "Obama'nın Kenya'daki sülalesini ele geçirdi"

Firari sanıklardan Ahmet Kara'nın, "İstanbul imamı" iken Barack Obama'nın ABD Başkanı seçilmesinin ardından Kenya'da görevlendirildiğini anlatan Küçük, "Ahmet Kara, Kenya'da Obama'nın sülalesini ele geçirdi, oradan yola çıkarak, Beyaz Saray'daki o malum fotolar çekilebildi." diye konuştu.

Hayati Küçük, bir başka soru üzerine, casusluk ve usulsüz dinlemelerin örgüt üyelerinin mesleği haline geldiğini, herkesin dinlendiğini, herkesle ilgili casusluk faaliyetleri yürütüldüğünü belirtti.

Bir başka soruya karşılık Küçük, cemaatin usulsüz topladığı paraların, dünyanın pek çok yerindeki, özellikle Avrupa'daki bankalara yatırıldığını, bu bankalarda ortaklık payı bile bulunduğunu söyledi. Örgüt elebaşı Gülen'in parayı çok sevdiğini ifade eden Küçük, "Mesela, Akın İpek'e 'cennet gözlüm' diyor, o kadar aşıklar birbirlerine. 'Melek oğlu melek' diyor. Tamamen paraya tapan biri." dedi.

Örgütün her işi bir disiplin ve istişare içinde yaptığını, bu nedenle darbenin ardından kimlerin Türkiye'de kalacağı, kimlerin kaçırılacağının istişaresinin de yapılmış olduğunu düşündüğünü dile getiren Küçük, Alaaddin Kaya'nın burada tutuklu olmasına şaşırdığını söyledi. Küçük, Kaya'nın, Tansu Çiller'in Başbakanlığı döneminde 1995'te Gürcistan'a yapılan resmi ziyarette heyette Nurettin Veren ile yer aldığını, bu temaslara ilişkin fotoğrafları terörle mücadele ekiplerine verdiğini belirtti.

Hayati Küçük'ün bu sözlerine itiraz eden sanık Kaya, Tansu Çiller ile bir kez yemekte bir araya geldiğini, bunun dışında buluşmadığını savundu. Kaya, Küçük'e, "Bir istişare varsa ben neden kaldım, aptallığımdan mı?" diye sordu.

Kaya'nın itirazlarını sürdürmesi üzerine, Mahkeme Başkanı Selfet Giray, tanık Küçük'e, Kaya'nın cemaatle ilgisi olmadığını söylediğini aktardı.

Küçük'ün, "Siz örgütün üst düzey yöneticisisiniz, Gülen'in yanına randevu almadan giren şahıslardansınız, özel odasına kadar girecek kadar güçlüsünüz." sözlerine karşılık Kaya, "Bunlar efsane." dedi. Alaaddin Kaya, Gürcistan'da Tansu Çiller ile çekilen fotoğrafı görmek istediğini, fotoğrafın ortaya çıkması halinde susma hakkını kullanacağını belirtti, Küçük de fotoğrafı mahkeme heyetine sunacağını söyledi.

Bazı sanıklar ve sanık avukatları da Küçük'e, tutuklu örgüt elemanlarının bir istişare sonucu Türkiye'de kalıp kalmadıkları konusunda somut veri bulunup bulunmadığını sordu. Tanık Küçük, bu konuda somut bir belge bulunmadığını, bunun tamamen kendi düşüncesi olduğunu belirtti.

Tanık Hayati Küçük, müştekilerin ve avukatlarının da sorularını yanıtladı. Bir soru üzerine, suikast sonucu öldürülen Prof. Dr. Necip Hablemitoğlu'nun, örgüte ilişkin kitabının o dönemde cemaati çok rahatsız ettiğini, ciddi sıkıntılar yaşandığını, kitaptaki bilgilerin özellikle yurt dışına çıkmaması için önlemler alındığını anlattı.

Küçük, bir başka soruya karşılık da Gürcistan'daki üniversite aracılığıyla alınan sahte diplomaların kimlere verildiğini açıkladığını belirterek, "Kemal Gürüz bu örgüte kapı bile açmıyordu, o gittikten sonra bu üniversitelerin denklikleri kabul edildi, ondan sonra kapı açıldı zaten. Denklikler kabul edildikten sonra sahte diplomalarla Türkiye panayır yeri gibi oldu. Örgütten ayrıldıktan sonra acilen bu uygulamanın iptal edilmesini talep ettim, 27 ülkenin denklik sistemi iptal edildi." diye konuştu.

FETÖ'nün diğer cemaatlerle ilişkisine yönelik bir soruya karşılık da Küçük, "Kendi dışındaki hiçbir yapıyı barındırmazdı. Hepsinde bir numara olmak istediğinden o cemaatleri nasıl yuttuğuna da şahit olduk." ifadesini kullandı.

Tanık Hayati Küçük, bir başka soru üzerine Türk Silahlı Kuvvetleri ve Polis Akademisine diğer ülkelerden eğitim için gelen askerlerin yüzde 60'ının da bu örgütün içinden seçildiğini iddia etti.

Küçük'ün dinlenmesinin ardından duruşmaya ara verildi.

(Bitti)

Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.