GRAFİKLİ - Avrupa Birliği yolunda Batı Balkanlar

GRAFİKLİ - Avrupa Birliği yolunda Batı Balkanlar
Batı Balkan ülkelerinden Slovenya ve Hırvatistan'ın üyeliği, ekonomik kalkınma ve istikrarı AB'de gören diğer Batı Balkan ülkelerinin de iştahını kabartıyor- 15 Şubat'ta AB'ye üyelik başvurusunda bulunacak Bosna Hersek yeni bir döneme girmeye hazırlanırke

SARAYBOSNA (AA) - KAYHAN GÜL - Batı Balkan ülkelerinden Slovenya'nın ve ardından Hırvatistan'ın nispeten kısa sürelerde Avrupa Birliği'ne (AB) dahil olmaları, kalkınma ve istikrarı AB'de gören diğer Batı Balkan ülkelerinin de iştahını kabartıyor.

15 Şubat'ta AB'ye üyelik başvurusunda bulunacak Bosna Hersek gelecek yıl "aday ülke" statüsü almayı hedeflerken halen katılım müzakerelerini sürdüren Karadağ ve Sırbistan, bölge ülkeleri arasında üyeliğe en yakın iki ülke.

Karadağ ve Sırbistan'ı "aday ülke" statüsüne sahip olan ancak henüz katılım müzakerelerine başlamayan Arnavutluk ve Makedonya takip ederken, AB ile 2015 yılında İstikrar ve Ortaklık Anlaşması imzalayan Kosova ve Bosna Hersek geriden geliyor

- Slovenya ve Hırvatistan

Eski Yugoslavya'nın parçalanması sürecinden en az hasarla çıkan Slovenya, Almanya'nın da güçlü desteğiyle AB'ye üye olan ilk bölge ülkesi oldu. Yugoslavya döneminde de refah seviyesi en yüksek bölge olan Slovenya, 10 ülkenin üyeliğe kabul edildiği 2004 yılındaki genişleme dalgasında AB üyesi oldu.

Slovenya’nın ardından AB'ye üye olan ikinci bölge ülkesi ise Hırvatistan. AB üyeliğine 2003 yılında başvuran ve 2004 yılında "aday ülke" statüsü alan Hırvatistan, Türkiye ile birlikte 2005 yılında başladığı katılım müzakerelerini tamamlayarak, 1 Temmuz 2013'te AB'nin 28. üyesi oldu.

- Karadağ ve Sırbistan

Hırvatistan'ın üyeliğinin ardından her ne kadar AB'nin uzun bir süre genişlemeyeceği ileri sürülse de olası ilk gelişmede üyeliğe kabul edilecek ülkelerin başında Karadağ'ın geldiği aşikar.

2006 yılında yapılan referandumla "Yeni Yugoslavya" olarak adlandırılan Sırbistan-Karadağ'dan ayrılan Karadağ, 2008'de AB üyeliğine başvurdu. 2010'da "aday ülke" statüsü alan ve 2012'de katılım müzakerelerine başlayan Karadağ, bu süreçte bugüne kadar toplam 35 fasıldan 22'sini açıp 2'sini kapattı.

AB üyelik sürecinde açtığı fasılların yanı sıra geçen aralık ayında NATO üyeliği için de davet alan Karadağ, Avrupa-Atlantik entegrasyonu sürecinde bölgenin en hızlı ülkesi konumunda. Diğer bölge ülkelerine kıyasla etnik sorunlarını nispeten kolay çözmeyi başaran Karadağ, bu özelliğiyle de yeni bir genişleme dalgasında AB'nin kabul edeceği ilk ülke olma yolunda önemli avantaja sahip.

AB katılım müzakerelerine devam eden bir diğer Batı Balkan ülkesi ise Sırbistan. AB'ye 2009 yılında üyelik başvurusunda bulunan Sırbistan, "aday ülke" statüsünü 2012 yılında aldı.

Sırbistan'ın üyelik sürecinde, AB arabuluculuğunda devam eden Belgrad-Priştine müzakereleri kilit rol oynuyor. Katılım müzakerelerine 2014 yılında başlayan Sırbistan, müzakerelerdeki ilk iki faslı ise geçen aralık ayında açtı.

Müzakere sürecinde Sırbistan'ı zorlayacak en önemli konunun Kosova olması beklenirken, 2008 yılında tek taraflı bağımsızlığını ilan eden Kosova'yı hala kendi parçası olarak gören Sırbistan'ın AB'nin üyelik şartı olarak dayatması durumunda Kosova'yı tanıyıp tanımayacağı belirsizliğini koruyor.

Öte yandan Rusya'nın bölgedeki en önemli müttefiki konumundaki Sırbistan'ın, özellikle NATO üyeliği söz konusu olduğunda nasıl bir tavır takınacağı merak konusu.

- Arnavutluk ve Makedonya

Batı Balkan ülkeleri arasında "aday ülke" statüsü almış ancak katılım müzakerelerine henüz başlamamış iki ülke ise Arnavutluk ve Makedonya.

AB üyeliğine 2009 yılında başvuran Arnavutluk, 2014 yılında ise "aday ülke" statüsü alabildi. Arnavutluk'un aday ülke statüsü almasındaki en önemli gelişme, 2013 yılında yapılan genel seçimin, uluslararası toplum tarafından "başarılı" olarak nitelendirilmesi oldu. Her ne kadar "aday ülke" statüsü almış olsa da hala katılım müzakerelerine başlayamayan Arnavutluk, İstikrar ve Ortaklık Anlaşması'nda öngörülen 12 maddelik reform paketini uygulamaya devam ediyor.

Bir diğer "aday ülke" Makedonya da üyelik başvurusunu 2004'te yaptı. 2005 yılında "aday ülke" statüsü alan ve 2009 yılında Avrupa Parlamentosu'nun "müzakerelere başlanabilir" tavsiyesinde bulunduğu Makedonya'nın üyelik yolculuğu, Yunanistan ile yaşadığı "isim sorunu" nedeniyle yaklaşık 7 yıldır duraklamış durumda.

Son olarak 2015 yılının İlerleme Raporu'nda ülkedeki hükümet ve muhalefet liderlerinin geçen temmuz ayında imzaladığı Prjino Anlaşması'nın uygulanmasını müzakereler için ön şart olarak sunan AB, anlaşmadaki maddelerin ivedilikle uygulanmasını talep etti.

Makedonya'nın AB üyeliği önündeki en önemli sorun ise Yunanistan ile yaşadığı isim anlaşmazlığı. Yunanistan, kendi sınırları içerisindeki "Makedonya" isimli bölge nedeniyle Makedonya'nın anayasal ismi olan "Makedonya Cumhuriyeti"nin değiştirilmesini talep ediyor, aksi halde veto kartını kullanmaktan çekinmeyeceğini belirtiyor. Bu sorun hem AB hem de NATO üyelik süreçlerinde Makedonya'ya engel olmaya devam ediyor.

- Zincirin "son halkaları" Bosna Hersek ve Kosova

15 Şubat'ta AB'ye üyelik başvurusunda bulunmaya hazırlanan Bosna Hersek, potansiyel aday ülkelerden.

İstikrar ve Ortaklık Anlaşması'nı 2008 yılında imzalamasına rağmen, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Bosna Hersek aleyhine verdiği ve ülkedeki azınlıkların seçilme haklarına ilişkin kanunlarda değişiklik yapılmasını öngören "Sejdic-Finci" kararının uygulanmaması, üyelik sürecinde Bosna Hersek'in ilerlemesini engelledi.

AB üyeliği sürecinde altı yıl boyunca bir adım dahi ilerleyemeyen Bosna Hersek'in önü, geçen yıl Almanya ve İngiltere'nin girişimleriyle kısmen açıldı.

Üyelik başvurusu öncesinde "Sejdic-Finci" kararının uygulanmasını geçici olarak rafa kaldıran AB, başvuru öncesinde Bosna Hersek'ten AB ile ilişkileri yürütecek etkili bir koordinasyon mekanizması kurulmasını ve İstikrar ve Ortaklık Anlaşması'nın komşu ülke Hırvatistan'ın AB üyesi olmasının ardından yeniden düzenlenmesini talep ediyor. Talep edilen koordinasyon mekanizması Bakanlar Kurulu kararıyla kurulurken, ilgili anlaşmanın yeniden düzenlenmesi, ithalatta gümrük vergilerinin tamamen kaldırılmasını öngördüğünden Bosna Hersek tarafınca olumlu karşılanmıyor.

Bosna Hersek gibi potansiyel aday ülke konumundaki Kosova, 2008 yılında tek taraflı bağımsızlığını ilan edip Sırbistan'dan ayrıldıktan sonra AB ülkelerinin büyük çoğunluğunca tanındı. Yunanistan, Kıbrıs Rum kesimi, Romanya, Slovakya ve İspanya olmak üzere 5 AB üyesi ise, genellikle bağımsızlığının rmsal oluşturmasından duydukları kaygı nedeniyle bu ülkeyi tanımamakta ısrar ediyor.

2015 yılında AB ile İstikrar ve Ortaklık Anlaşması imzalayan Kosova'nın da AB üyelik süreci büyük ölçüde Belgrad-Priştine diyalog sürecine bağlı. Son olarak iki ülke arasında ağustos ayında imzalanan ve Kosova'da Sırp Belediyeler Birliği kurulmasını, ayrıca Karadağ sınırının yeniden düzenlenmesini öngören anlaşmaya katı bir şekilde karşı çıkan Kosovalı muhalefet partileri, hükümetin söz konusu anlaşmalardan imzasını geri çekmesini talep ediyor. Muhalefetin tepkisi karşısında hükümetin atacağı adımlar dikkatle izlenirken, AB arabuluculuğunda sürdürülen diyalog sürecinin kesilmesi, hem Sırbistan hem de Kosova’nın AB'ye üyelik sürecinin de kesilmesine neden olabilir.

Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.