Erol Sunat

Erol Sunat

Hasar Tespiti!

Hasar Tespiti!

Hasar demişken, hasar; deprem, sel gibi doğal ya da çarpışma, bombalanma gibi doğal olmayan bir olayın yol açtığı yıkılma, kırılma, dökülme, bozulma gibi zararların tamamı.

Ancak hasar var, hasar var denilse de, hasar geniş bir kavram!

Bilindiği üzere, her hasar sonrasında ne bir tespit yapılır.

Yani hasar tespiti.

Hasar için, hasar ihbarı yapmak, hasar kaydı tutmak ise olmazsa olmazlardan…

Bizim anlatacağımız hasarın ise ihbarı var, hasar kaydı yok!

Hasar ihbarı yapılmış yapılmasına amma, ne aldıran var, ne merak eden, ne soran, ne de ne oldu diye koşup gelen!

Böyle bir hasarın hasar kaydı tutulabilir mi?

Tutulamadı, tutanda olmadı!

Hasarlı olan kim mi?

Sen, ben, öteki, beri ki, yani hepimiz!

Hatasız kul olmaz misali, bu Pandemiden hasarsız kul çıkmaz gibi bir hal ve ahval içerisindeyiz.

 

*****

Tespit yapmayı severiz, ancak o tespiti paylaşma konusu derin mevzu. 

Hele bu tespit hasar üzerineyse…

Hasar demişken, az hasarlı, orta hasarlı, ağır hasarlı diye de birçok ince ayrıntımız var.

Hasar konusu açıldığında aklımıza ilk önce deprem hasarları gelir. 

Ayakta kalan binalara rapor verilir, hasar tespitleri sonrasında oturulabilir, yada oturulamaz denir ya…

Bizde de ayakta kalan var,

Ayakta zor duran var,

Dibe vurmuş, olduğu yerde kalakalmışlar var!

Virüs ülkemize girdi gireli, hasar görmeyen tek bir hane kalmadı.

Her hane en az karantina gördü. Yoğun bakım gördü. Solunum cihazlarına bağlı olarak ölümle hayat arasında gitti-geldi.

Birçok yakınımız, dostumuz, arkadaşımız, bu ağır hasarı kaldıramadı ve bu dünyadan ayrıldılar.

Pandemi sadece sağlık açısından vurmadı.

Onun gelişiyle birlikte, zil takıp oynayan enflasyon, ekonomi ve fırsatçılar bu hasarın oluşmasında önemli roller oynadılar.

Hasar olacak tabi dediler. Avrupa’yı, Amerika’yı görmüyor musunuz?

Sağlık , eğitim, tarım, kültür ve turizm  hasarın odağında yer aldılar.

Bu alanlarda hasar tespiti yapamadık. Yapıldı denilenlere de insanlar inanmadı.

 

*****

Hasar tespiti konusunda en dikkat çeken şey rakamlar oldu!

Rakamlar üzerindeki hasar tespiti nedir diye soranlar, sordukları soruya bir cevap alamadılar.

Rakamlar yalan mı söylüyor diye bağıran çağıranlar vardı bir zamanlar!

Şimdi onlar dahi sus-pus…

Yalan söyleyen rakam utansın demeye başladı insanlar.

Pandemi aslında önce rakamları vurdu.

Bir yalandan bir şeycik olmaz derlerdi ya…

Yalan, beyaz yalan, pembe yalan derken, kuyruklu yalan oldu.

Yalandan kim ölmüş diyenler iş başındaydılar amma, yalandan kimse ölmediyse de, güven öldü, inandırıcılık öldü, rakam bir değil, her açıklama sonrasında defalarca öldü.

Halen ölmeye devam ediyor!

Bu türden rakamlar üzerinde hasar tespiti yapabilir misiniz?

Yapılamıyor!

Açıklamalar birbirini tutmuyor!

Rakamlar hiç bu kadar can sıkmamıştı, can yakmamıştı. Hiç bu kadar yalan söylememişti.

Neticede hasar meselesi.

Demek ki, en çok hasar alanlarda biri de rakamlar oldu.

 

*****

Pandemi toplum olarak psikolojimizi bozdu. Ayarlarımızla oynadı. Bizim üzerimizde hasar tespiti yapan olmadı. Yapmayı düşünen de…

Eve sığdırdığımız her ne varsa, hemen hepsiyle kavgalı hale geldik. Her eve sığdırdığımız nesne, bizlerde hasar bıraktı.

Bir Allah’ın kulu çıkıp da, moraliniz nasıl, ne derdiniz var, nedir haliniz diye sormadı!

Yasakları delenler, macera arayanlar, bugünde yakalanmadım diyenler, ben her gün dükkanıma geldim kapattım kapıyı diyenler, kendini kandıranlar, kendini avutanlar sandılar ki, bizde hiçbir hasar yok!  

Keşke aynalara baksalardı biraz!

Hasar deyip geçmeyin.

İşini kaybedenlerin hasarı az mıydı?

Bir ay ücretini ve maaşını alamayan insan ne yapar?

Ya esnafın hasarı?

Bu hasar bir yılda falan düzelebilir mi?

Ya piyasaların açtığı hasar ne olacak?

Haziranla birlikte, her şey yüzde elli ucuzlayacak mı?

Döviz mi düşecek, altın mı?

Yoksa bir yıl boyunca zam mı yapılmayacak iğneden ipliğe?

 

*****

Hasar tespiti yapmadan giriyoruz Haziran ayına…

Hasar tespiti yapmak demek, yapılan tespit sonrası, o hasarın karşılanması demek!

En azından maddi olanlarının…

Böyle bir şey var mı?

Var amma, çok cüzi…

Tabiri caizse devede kulak!

Esas hasar ruhumuzda, gönlümüzde…

O hasarın boyutunu bizler bile tam olarak bilemiyoruz!

O hasar elimizden tutulmakla, gönlümüz alınmakla hafifletilebilirdi. Hiç kimsenin aklına gelmedi!

Bu hasar ağır hasar! Bu hasar, ağır basar!

Dost kim, arkadaş kim, kardeş kim, komşu kim, hısım-akraba kim sorgulatır insana…

Bu ağır hasarları alırken, bir çoğumuz tahminlerin çok ötesinde yalnız kaldık!

Bir başımıza kaldığımızı dibe vurduğumuzda daha da derinden anladık

Herkes öyle bir sınandı ki, bu sınanma hasarın boyutlarının bir göstergesi oldu, yine anlamadık!

 

*****

Yalan rüzgarları pek bir yaman esti bu dönemde…Açıkgözlerin, sahtekarların, göz boyayanların, sözüm ona yanımızda olduklarını söyleyenlerin, iyi zamanımızda bizlere övgüler yağdıranların foyaları meydana çıktı, boyaları ve cilaları tel tel döküldü.

Kime güvendiğimizi, kime dayandığımızı, kime inandığımızı net bir şekilde gördük.

Hasar ağırdı. Hasar sonrası oluşan enkaz kaldırılamayacak kadar çoktu.

Ne mi yaptık?

Hiçbir şey! Hasar tespitinin kenarından dahi geçmedik!

Ancak herkesin dilinde gezen; Haziran yeni bir milat…Yeni bir başlangıç. Yeni bir sayfa…

Oysa biz, yüzümüze doğruları direkt olarak söyleyen doğrucu Davutları dokuz köyden kovmuştuk.

Gerçeklerle yüzleştiğimizde, bir çoğumuz dondu kaldı. Hepsi o kadar!

2021 Haziranına girerken, neden hasar tespiti yapmadığımız sorusu ise cevabını bekliyor!

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Erol Sunat Arşivi

Sazan

17 Nisan 2024 Çarşamba 00:02
SON YAZILAR