Hububat, Türk Tarımının Omurgasıdır

Hububat, Türk Tarımının Omurgasıdır
UHK’nin 8. Olağan Mali Genel Kurul Toplantısı’nda konuşan UHK Yönetim Kurulu Başkanı Özkan Taşpınar, artan nüfus karşısında hububatın stratejik bir ürün olduğuna vurgu yaparak, “Ürettiğimiz tarımsal ürünlere azami katma değeri sağlama yollarını aramalıyız

Ulusal Hububat Konseyi (UHK) 8. Olağan Mali Genel Kurul Toplantısı gerçekleştirildi. Konya Ticaret Borsası (KTB) konferans salonunda gerçekleştirilen genel kurulda, stratejik bir ürün olan hububatın önemine dikkat çekildi. KTO Karatay Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bayram Sade, Tarım ve Orman Bakanlığı Tohumculuk Daire Başkanı Mehmet Sığırcı, TOBB Yönetim Kurulu Üyesi ve Eskişehir Ticaret Borsası Başkanı Ömer Zeydan, KTB Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Çevik, Tohum Sanayicileri ve Üreticileri Alt Birliği (TSÜAB) Başkanı Dr. Ahmet Yılmaz ile tarım paydaşlarının da hazır bulunduğu toplantıya katılım yoğun oldu.

 ‘HUBUBAT POLİTİKALARINA KATKI SUNUYORUZ’

“Ulusal Hububat Konseyi olarak kurulduğumuz 2010 yılından itibaren stratejik ürün olan hububatın ekiminden ticaretine ve sanayisine kadar oluşturulacak politikalara katkı sağlamaya çalışıyoruz” diyen UHK Yönetim Kurulu Başkanı Özkan Taşpınar, “Hububatın gerek üretim, gerekse ticareti üzerine oluşturulacak politikalar önemini gün geçtikçe artmaktadır. Bu bilinçle doğru politikaların belirlenmesine yönelik görüşlerimizi her platformda ve bakanlığımızla yaptığımız istişarelerle bildirmekteyiz. Raporlar / yayınlar hazırladık, sürdürülebilir sağlıklı bir tarımsal üretim ve ticareti için ilgili kurumlarla istişarede bulunduk, sektörel paneller, çalıştaylar gerçekleştirdik. Bundan sonraki süreçte ilgili paydaş ve karar alıcılarla çözüm noktasında çok daha yakın bir diyalog içerisinde çalışmalarımıza devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

‘BUĞDAY DESTEĞİ 25-35 KURUŞ SEVİYELERİNE YÜKSELTİLMELİ’

Türkiye’nin, ürüne katma değer katarak ihracattan çok daha büyük gelir elde etme potansiyeli olduğuna dikkat çeken Taşpınar, şu tespitlerde bulundu: “Ürettiğimiz tarımsal ürünlere azami katma değeri sağlama yollarını aramalıyız. Planlarımızı ve hedeflerimizi 2023’te 90 milyon nüfus, artı 50 milyon turist toplam 140 milyonu doyurmak ve tarımda Dünya’da ilk 5’e girmek üzerine kurgulamalıyız. Hububatta en önemli sorun stratejik ürün olan buğday ekim alanlarında yaşanan daralmadır. 15 yıl önce 9 milyon hektar olan buğday ekim alanı, giderek azalmış 7,5 milyon hektar civarına düşmüştür. Bu konuda acilen yeni politikalar üretilmeye, uygulamaya konulmalıdır. Tohumluk miktarını da dikkate aldığımızda her yıl en az 18- 20 milyon ton buğday üretmek zorundayız. 8 yıldır 5 kuruş olan buğday desteğinin geçtiğimiz günlerde 10 kuruşa yükseltilmesi de önemlidir. Fakat bunun bölgesel olarak yeterli yağış altında, sulu/ kurak farklılıklar ve maliyetler dikkate alınarak yeniden ele alınması ve bu destek miktarının kiloda 25-35 kuruş seviyelerine yükseltilmelidir. İklime bağlı tarımdan artık kontrollü tarıma geçmeliyiz. Tarımın iklim şartlarına bağımlılığının azaltılması gerekir. Nadasa bırakılan alanların suyla buluşturulması halinde yıllık tarımsal hasılamız 20 milyar TL artış gösterecektir. Sürdürülebilir bir tarım ve verimlilik için belli ilkeler çerçevesinde havzalar arasında su transferinin yapılması gerekir. Ayrıca mevcut sulanan alanlarda sulama sistemlerinin modernizasyonu yapılmalıdır. Ayrıca, hükümetimizin boş arazilerin kiralanması yönündeki almış olduğu karar gereği, bu arazilerin üretime kazandırılması da tarım sektörü açısından son derece önemsiyor ve destekliyoruz.”

‘YURTDIŞINDA ARAZİ KİRALAMALIYIZ’

Taşpınar, hububatta önemli bir unsurun da kalite olduğuna dikkat çekerek, “İthal ettiğimiz buğdayın çoğunluğunun kaliteli buğday ihtiyacımızdan dolayı olduğu gerçeğini dikkate alarak, üreticilerimizin kendi gelirlerini artırmaları için kaliteli üretime dikkat etmeleri konusu üzerinde daha hassasiyetle durulmalıdır. Üretim aşamasında tarlasıyla ilgilenen, sertifikalı tohum kullanan, yeterli gübreleme yapan, kaliteli ürün yetiştiren çiftçimiz daha çok kazanmaktadır.  Gerekirse Sudan’da kiralanan arazi örneğinde olduğu gibi diğer ülkelerde de arazi kiralanarak, un, makarna, bulgur gibi ihraç ettiğimiz mamul madde karşılığı ithal ettiğimiz hububatı da kendimiz üretmeliyiz. Ülkemiz tarım arazilerinin yüzde 75’ini kaplayan hububat ürünleri ülkemizin bitkisel ve hayvansal üretiminin omurgasını oluşturmaktadır. Bu ürün grubu ile ilgili üretimden, ticaretine ve sanayisine kadar olan tüm aşamalarda ortaya çıkan sorunların çözümü, ülke tarımında sorunların birçoğunun çözülmesi anlamına gelmektedir.  2023 yılında hububatla ilgili tüm sorunların çözüldüğü, ekonomimizin rahatladığı bir ortamda, Türkiye’yi tarımsal üretimde ve ticaretinde bölgesinde merkez ülke haline getirmek için ortak akıl etrafında herkese görev düşmektedir” diye konuştu.

KTB BAŞKANI ÇEVİK: BİRLİKLER SÜRDÜRÜLEBİLİR OLMALI

KTB Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Çevik, Ulusal Hububat Konseyi’nin üretimden tüketime tüm tarım paydaşlarını bir araya getiren önemli bir oluşum olduğuna dikkat çekti. “Tarımın bütün paydaşlarıyla birlikte üretiminden satımına kadar hangi birlik, konsey olursa olsun bu tür programları maddi manevi destekliyoruz” diyen Çevik, şöyle konuştu: “Bu tür kurumların sürdürülebilmesi için buralara üye olmamız gerekiyor. Konseyin kurulduğu 2010 yılından itibaren burada gönüllülük esasına göre üyeler bu faaliyetleri gerçekleştiriyor. Birliklere ve konseylere yeni bir düzenlemeyle bütçe artışı sağlanmalıdır. Aksi takdirde gönül esasına dayalı bu tür yapıların sürdürülebilirliği kolay olmamakta, bu noktada tarımın tüm paydaşlarına görev düşmektedir.”

ZEYDAN: TÜRK TARIMI DAHA İLERİ GİTSİN

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Yönetim Kurulu Üyesi ve Eskişehir Ticaret Borsası Başkanı Ömer Zeydan da, “Burada söylenen her söz, gerçekleştirilen her faaliyet Türk tarımına bir hizmettir. Türkiye tarıma muhtaçtır, tarım sektörü dünyanın en stratejik sektördür. Bundan asla vazgeçemeyiz. Dünyanın en büyük tarımsal üretim ve ticaret şirketlerine ve Avrupa Birliği dayatmalarına Türk tarımını teslim edemeyiz. Dolayısıyla buradaki çalışmalarımız çok değerli. Gönüllük esasına göre sımsıkı sarılarak tek hedefe değişik yönlerden ulaşmalıyız ki Türkiye’de belirlenecek tarımsal politikalarda bizim de doğru politikaların üretilmesinde bir nebzede olsa katkımız olsun, Türk tarımı daha ileriye gitsin. Akaryakıt, gübre, ilaç da yaşanan artış ve bunların buğday fiyatlarına yansımaması nedeniyle buğday üretiminden çiftçi kısmen de olsa vazgeçiyor. Buğdayda, dünya fiyatlarına bakıldığında fiyat olarak aynı olduğu görülebilir ancak ne olursa olsun stratejik ürün buğday devlet tarafından desteklenmeli. Bu noktada hükümetimizin attığı adımlar oldukça önemli. Tarım ve Orman Bakanlığımıza teşekkür ediyorum. Diğer taraftan kaliteli buğday ithal etmek durumunda kalıyoruz. Dolayısıyla bizim buğday üretiminde verimliliğe ve kaliteye çok dikkatli ve istekli bir şekilde yönelmemiz gerekiyor. Nadas alanları da küçültülmelidir. Türkiye, Avrupa ve Dünya’da tarım alanında parlayan bir ülke ama çok daha fazlasını yapabilme potansiyelimiz var.  Bu noktada çalışmaların ivedilikle yapılması gerekiyor. Toprak Mahsulleri Ofisi, Ticaret Borsaları, lisanslı depolar, tarım ürünleri piyasasını düzenleyici diğer kurumlar tarımsal üretimin devamlılığını sağlayacak şekilde daha aktif hale getirilmelidir. İthalatı azaltmayı üretimi çoğaltmayı hedefleyen, sürdürülebilir, planlı, milli ve en az 15-20 yıllık ulusal tarım ve hayvancılık politikaları oluşturmalıyız ve bu politikaları sıkı sıkı uygulamalıyız” dedi.

SIĞIRCI: UHK SEKTÖRE YÖN VERİYOR

“Ulusal Hububat Konseyi, fonksiyonu itibariyle önemli bir oluşum.  Rapor ve görüşlerinden her zaman istifade ediyoruz. Sektöre yön veriyor” diyen Tarım ve Orman Bakanlığı Tohumculuk Daire Başkanı Mehmet Sığırcı, “Konseyler şu süreçte daha aktif olarak çalışması gerekiyor. Çünkü her zaman sahada gelen ses yerinde bir sestir. Planlanmış, zamanlanmış bir sestir. Karşılığını da bakanlık nezdinde bulur. Ulusal Hububat Konseyi’nin hububat üretimi ve ticareti üzerine çok önemli katkıları var. Bakanlık olarak tarım paydaşlarıyla hep iletişim halinde olmaya gayret ediyoruz. Tarımın her kesimi ile görüşüyor, fikirlerini alıyoruz. Amacımız Türk Tarımını daha ileri bir seviyeye getirmek, üretim kadar global ticaretten de aldığımız payı artırmaktır” ifadelerini kullandı.

UHK Araştırma ve Danışma Kurulu Üyesi Prof. Dr. Süleyman Soylu’nun ‘Türkiye’de Hububat Üretimi 2018 Yılı Değerlendirmesi’ sunumuyla devam eden program, katılımcıların sektörle ilgili görüşleriyle son buldu.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.