İslam İşbirliği Teşkilatı Acil İcra Komitesi Toplantısı

İslam İşbirliği Teşkilatı Acil İcra Komitesi Toplantısı
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu: (2)- "Yükselen ırkçı terörün ayak izlerini geriye doğru izlediğimizde İslam düşmanı, yabancı düşmanı, göçmen düşmanı söylemlerin ve bunları yayan siyasetçilerin ve hatta medyanın sorumluluklarını görüyoruz"- "Hiçbir din

İSTANBUL (AA) - Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Yükselen ırkçı terörün ayak izlerini geriye doğru izlediğimizde İslam düşmanı, yabancı düşmanı, göçmen düşmanı söylemlerin ve bunları yayan siyasetçilerin ve hatta medyanın sorumluluklarını görüyoruz." dedi.

Çavuşoğlu, Yeni Zelanda'da İki Camiye Yönelik Terörist Saldırı ve Müslümanlara Karşı Nefret ve Tahammülsüzlükle Mücadele Konusunda İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Dışişleri Bakanları Düzeyinde Açık Katılımlı Acil İcra Komitesi Toplantısı'nın açılışında konuştu.

Son yıllarda İslam karşıtlığının yükselişi ve eyleme dönüşmesinin endişe verici bir eğilime işaret ettiğini dile getiren Çavuşoğlu, göç karşıtı popülist söylemlerin artmasıyla benzer eylemlerin özellikle Avrupa'da artışta olduğunu, birçok Avrupa ülkesinde Müslümanların ırkçılık, ayrımcılık ve yabancı düşmanlığı kaynaklı eylemlere yoğun şekilde maruz kaldığını ve bu eylemlerin sayısının arttığını anlattı.

Çavuşoğlu, insanların inançlarını, kimliklerini, hayatlarını hedef alan bir anlayışı kabul etmediklerinin altını çizerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Beklentimiz, bu İslam düşmanı teröristlerin arkasındaki siyasi desteğin bir an evvel son bulmasıdır. Elbette İslam düşmanlığının ve terörizmin karşısında olan, hoşgörünün ve iyi niyetin tarafında yer alan tüm ülke ve kuruluşlarla iş birliği içinde çalışmak isteriz. Bu olayların yakından takibi ve tekrarlarının önlenmesi için tedbirler alınması da şarttır. İİT'nin 50. kuruluş yıl dönümünde üzüntümüz bununla da sınırlı değildir. İsrail yönetimi Müslümanların ibadet özgürlüğünü kısıtlama ve Kudüs'ün İslami kimliğini yok etme gibi eylemlerini her geçen gün artırıyor. Filistin'de tüm dünyanın gözü önünde ve her türlü uyarıya rağmen çağımızın en büyük zulümlerinden biri yaşanıyor. Yıllardır Mescid-i Aksa'ya sistematik saldırılar gerçekleştiren İsrail'in de tıpkı Yeni Zelanda'da camiyi kana bulayan zihniyet gibi ne inançlara ve kutsal mekanlara saygısı ne de birlikte yaşamaya tahammülü vardır. Bu vesileyle belirtmek isterim ki ABD Başkanının Golan Tepeleri hakkındaki kabul edilemez açıklamaları da bu çarpık zihniyetleri besleyecek niteliktedir. Zamanımızın en büyük trajedilerinden biri olan Rohingya Müslümanlarının durumu, İslam düşmanlığının bir başka örneğidir. Maalesef bu örnekleri daha da çoğaltmak mümkündür. Christchurch'teki katil ve kendisi gibi olanların sapkın dünya görüşünde Müslüman da Yahudi de Budist de beyaz olmayan da hatta kendi çizgisinde olmayan Hristiyan da aynı yerdedir."

- "Atabileceğimiz bir çok adım, katedebileceğimiz uzun mesafe var"

Çavuşoğlu, terör saldırısının bireysel bir nefretin sonucu olmadığını belirterek, "Kendisinden önceki canilere özenen, gelecekte başka ırkçı canilere örnek olmak isteyen, dünyaya bir mesaj veren bir terör çizgisinin son örneğidir. Buna karşı bugün, burada bir adım atacağız. Tüm bu nefret söylemlerine, bunun olağan kıldığı şiddet ve teröre karşı tepkimizi beyanlarımızla ve fiili adımlarımızla inşallah göstereceğiz. Bugün davetimize icabetle İstanbul'a gelmeniz, dünyanın neresinde olursa olsun Müslümanlara karşı yapılan eylemlere duyarsız kalmadığımızın önemli bir göstergesidir. Bugün buradan yükselecek sesimiz, ırkçılık, hoşgörüsüzlük, dışlanma ve şiddet eylemlerine maruz kalan kardeşlerimizle dayanışmamızı güçlendirecek, onlara cesaret verecektir." diye konuştu.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, İslam karşıtı yaklaşımlara ve bunlardan kaynaklanan sorunlara karşı etkin önlem alınmasının artık bir zorunluluk olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi:

"Bu yönde ilk adımın Müslümanların yaşadıkları toplumların idarecileri, karar vericileri ve siyasetçileri tarafından atılması gerekmektedir. Diğer taraftan İslam dünyasının tehditler karşısında birlik ve beraberlik içinde hareket etmesi elzemdir. Bu noktada İİT üye ülkeleri olarak atabileceğimiz bir çok adım, katedebileceğimiz uzun bir mesafe vardır. Nefret suçlarını olağan kılan, siyaset ve basın aracılığıyla da normalleştirmeye çalışan nefret söylemleriyle mücadele etmeliyiz. Yükselen ırkçı terörün ayak izlerini geriye doğru izlediğimizde İslam düşmanı, yabancı düşmanı, göçmen düşmanı söylemlerin ve bunları yayan siyasetçilerin ve hatta medyanın sorumluluklarını görüyoruz. Bu tür sapkın ideolojilere sahip olanları dışlamak ve küçük oy hesaplarıyla toplumun huzur ve dengesini bozacak söylem ve eylemlerden şiddetle kaçınmak insanlığa karşı bir borçtur. Bu söylemler şiddete meyilli bu zavallı zihinlerde bir eylem dürtüsüne dönüşüyor."

İslamı ve Müslümanları terörle bağdaştırmaya çalışan zihniyet ve söylemler, uydurulmuş tarih farazileriyle güya desteklenerek bu insanların radikalleşmesini körüklediğini anlatan Çavuşoğlu, "Son saldırıda failin dini kimliğine bakarak Hristiyanlık bir terör dinidir diyebilir miyiz? Myanmar'daki soykırıma Budist terörü diyebilir miyiz? Hiçbir din ve inanç, şiddet ve terörle tanımlanamaz. Barış, bizim dinimiz İslam'ın adında ve merkezindedir." dedi.

- "İİT ile sınırlı kalma lüksümüz yok"

Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye'nin başta Birleşmiş Milletler olmak üzere üyesi bulunduğu uluslararası kuruluşlarda diyalog, uyum, çoğulcu yaşam ve hoşgörünün altını çizdiğini aktararak, "Müslümanların karşılaştığı sorunlar ile bunların çözümü konusunda çok taraflı uluslararası platformlarda süreklilik arz edecek şekilde hep birlikte çalışmamız önemlidir. Bu tür saldırılar İslam İşbirliği Teşkilatı bünyesinde bir mekanizma tarafından yakından izlenmeli, kayıt altında tutulmalı ve bunlar Batı dünyası ve kamuoyları nezdinde kararlı bir şekilde gündeme getirilmelidir. Ancak İİT ile sınırlı kalma lüksümüz de yoktur ve olamaz. Uluslararası camianın önde gelen teşkilatları ve sivil toplum ile ortak hareket etmeli, dünya kamuoyuna ulaşmalı ve hesap verebilirlik anlayışını yaygınlaştırmalıyız." diye konuştu.

BM Medeniyetler İttifakı girişimi çerçevesinde somut olarak neler yapılabileceğine de bakmak gerektiğine işaret eden Çavuşoğlu, "Medeniyetler İttifakı'nın etkin ve etkili olması önem taşımaktadır. Bu ihtiyaç maalesef bugün her zamankinden daha fazla geçerlidir." ifadelerini kullandı.

Çavuşoğlu, Ekim 2018'de İstanbul'da "İslamofobi'nin bir insan hakkı ihlali ve ırkçılığın güçlü bir tezahürü olduğu"nun ilan edildiğine değinerek, "Bu kez İslam düşmanlığı dahil ırkçılığın her türünün nedenlerinin tesis edilmesi için etkin stratejiler geliştirilmesi için çağrı yapıyoruz. Uluslararası kuruluşların görevlerini hakkıyla yapması için yeni bir girişimcilik örneği sergiliyoruz. Bugün toplantımızın ve kabul edeceğimiz nihai bildirinin insanlık ve İslam karşıtlarına ayrımcılık, aşırılık ve şiddet yanlılarına en güzel yanıt inanıyorum." dedi.

Bu arada Yeni Zelanda Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Winston Peters, terör saldırısının ardından ülkede Müslümanlara yönelik dayanışma görüntülerini içeren bir video izletti. Videoyu izlerken Çavuşoğlu'nun duygulandığı görüldü.

(Bitti)

Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.