"Kadınların iş gücüne katılımı artırılmalı"

"Kadınların iş gücüne katılımı artırılmalı"
AÜ Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Sancar:- "Kadınların iş gücüne katılma oranı 2004'te yüzde 23,3'tü, bu oran 2014'te yüzde 30,3’e yükseldi. Ülkemizde kadın istihdamı oranı ise 2004'te yüzde 20,8 iken 2014'e gelindiğinde bu

ANKARA (AA) - S. AHMET AYTAÇ - Ankara Üniversitesi (AÜ) Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanı ve Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi (KASAUM) Müdürü Prof. Dr. Serpil Sancar, ülkede kadınların iş gücüne katılma oranının 2004'te yüzde 23,3 olduğunu, bu oranın 2014'te yüzde 30,3’e yükseldiğini belirterek, "Kısmi bir artış söz konusu ama yetersiz" dedi.

Sancar, Aile Bakanlığı Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü, TÜİK, YSK ve Dünya Bankası raporları ışığında toplumsal cinsiyet eşitsizliğiyle ilgili yaptığı çalışmalar ve derlediği verilerle ilgili AA muhabirine açıklamada bulundu.

Toplumsal cinsiyet eşitsizliğiyle ilgili kadınların iş, siyaset, eğitim, sağlık, hukuk gibi alanlarda daha fazla görünür ve etkili olmaları gerektiğini vurgulayan Sancar, Türkiye'nin Birleşmiş Milletler Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği Endeksi’nde 2014'te 105 ülke arasında 71. sırada yer aldığını ifade etti.

Türkiye'de 2014 verilerine göre herhangi bir sosyal güvenlik kurumuna kayıtlı olmaksızın çalışan kadın oranının yüzde 48,4 olduğunu belirten Sancar, bunların da yüzde 56’sını ücretsiz aile işçisi olarak çalışan kadınların oluşturduğunu kaydetti.

Aynı yıl kayıt dışı ücretsiz aile işçilerinin yüzde 21,6’sını erkekler, yüzde 78,4’ünü kadınların oluşturduğuna işaret eden Sancar, "İş piyasasında iş ve mesleklerin 'kadın işleri' ve 'erkek işleri' olarak ayrışması veya ayrıştırılması, kadınların geleneksel kadın meslekleri dışında çalışmasını zorlaştırıyor." diye konuştu.

Türkiye’de kadınların iş gücüne katılma oranlarını da Aile Bakanlığı Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü verilerine dayanarak aktaran Sancar, "2004 yılında yüzde 23,3 olan oran, 2014 yılında yüzde 30,3’e yükseldi. Ülkemizde kadın istihdamı oranı ise 2004'te yüzde 20,8 iken 2014'e gelindiğinde bu oranın yüzde 26,7’ye yükseldiğini görüyoruz. Kısmi bir artış söz konusu ama yetersiz çünkü 2014 yılı verilerine göre AB’de kadın istihdam oranı yüzde 46’dır." ifadelerini kullandı.

- TBMM'deki kadın milletvekilleri

Cinsiyet eşitsizliğinin çarpıcı örneklerinin, Türkiye'deki kadın milletvekili sayısına bakıldığında da görülebileceğini belirten Sancar, "YSK verilerine göre, 1999'da TBMM üyesi 550 milletvekilinin yüzde 4'üne denk gelen 22 kadın milletvekilimiz vardı. 2002'de bu oran yüzde 4,4'e, sayı ise 24'e yükseldi. 2007'de oran 9,1, milletvekili sayısı 50 oldu. 2011 yılında ise oran yüzde 14,4'e, sayı ise 79'a yükseldi. 2015 yılında yapılan 7 Haziran seçimlerinde 98 kadın milletvekili Meclis'e girdi ama 1 Kasım'da yapılan seçimde bu sayı 81'e düştü ve oran da 14,7'de kaldı." değerlendirmesinde bulundu.

Dünya genelinde bu oranın ortalama yüzde 22,6, Avrupa'da yüzde 24,1 olduğunu aktaran Sancar, "Afrika'da bile yüzde 23,3'ü görüyoruz. Bu oran Asya'nın genelinde yüzde 19,1, Pasifik bölgesinde ise yüzde 13,2 olarak karşımıza çıkıyor. Biz Türkiye olarak ancak Pasifik bölgesi ortalamasının üzerindeyiz." dedi.

Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) bünyesinde hala kadın general olmadığına dikkati çeken Sancar, yüksek yargı organlarını oluşturan 7 kurumdan sadece Danıştay Başkanı'nın kadın olduğunu kaydetti.

Sancar, şunlara işaret etti:

"Adli yargıda görev yapan 14 bin 799 hakim ve cumhuriyet savcısının yüzde 26'sı kadındır. Dışişleri Bakanlığında 229 büyükelçiden sadece 32’si kadındır. 2 bin 79 mülki idare amiri içerisinde 2 kadın vali, 10 vali yardımcısı, 17 kaymakam ve 4 kaymakam adayı bulunmaktadır. İşveren ve meslek odalarında 14 örgütten sadece TÜSİAD başkanı kadındır."

- Kadına yönelik şiddet

Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsünün 2014 yılında yaptığı "Türkiye’de Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet Araştırması"nın da çarpıcı sonuçları gözler önüne serdiğini belirten Sancar, yaşamının herhangi bir döneminde fiziksel şiddete maruz kalan kadın oranının yüzde 36 olduğuna dikkati çekti.

Prof. Dr. Sancar, "Yaşamının herhangi bir döneminde duygusal şiddet yaşayan kadınların oranı yüzde 44, cinsel şiddete maruz kalan kadınların oranı yüzde 12, fiziksel veya cinsel şiddetin birlikte yaşanma oranı ise yüzde 38’dir. Kentlerde fiziksel şiddet oranı yüzde 35 iken kırsal kesimlerde yüzde 37,5’tir. Yaşadıkları şiddeti kimseye anlatamayan kadınların oranı ise maalesef yüzde 44’tür." bilgisini verdi.

Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.