“KENDİMİ AYDINLIK YÜREKLERE EMANET EDİYORUM”

Emine Şeyma Yıldız'ın röportajı

Avukat Mehmet Turgay Bilge… 1970 Konya doğumlu, 22 yıldır serbest avukatlık yapıyor. Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu Üyesi, Konya Barolar Birliği Yönetim Kurulu Üyesi ve Türkiye Fotoğraf Sanatı Federasyonu Başkanlığı’nı yürütmüş. İç Anadolu Sanayici ve İşadamları Dernekleri Federasyonu’nda Yönetim Kurulu Üyesi ve delege olarak görev yapan, Konya Sanayici ve İş Adamları Derneği Başkanı Turgay Bilge,  birçok sivil toplum örgütünde gönüllü olarak görev almış. Adalet Bakanlığı’nda üst kurul üye ve mülakat kurulu üyesi olarak Türkiye Barolar Birliği’ni temsil ediyor. Evli ve üç erkek çocuk babası… Tarım ve hayvancılık, fotoğraf sanatıyla yakından ilgili…  1995-2001 yılları arasında Demokratik Sol Parti’de Genel Başkan Yardımcılığı ve milletvekilliği yapan Turan Bilge’nin oğlu olan, Turgay Bilge babasından izinden giderek, Cumhuriyet Halk Partisi’nden Konya Milletvekili Aday Adayı oldu. Ön seçim pusulasında sekizinci sırada olan Bilge, Cumhuriyet Halk Partisi’ni eski günlerine döndürmek için aday olduğunu söyledi.

Milletvekili Aday Adayı olma süreci nasıl gelişti? Neden siyaset?

Siyasetin içinde olmam gerektiğini ilk hissettiğim gün 7 yaşındaydım. 1977 seçimlerinde Rahmetli Bülent Ecevit’in Konya Mitingi’ni yaşamam siyasetin içine girmemde birebir etkili oldu. O coşkuyu hiç unutmuyorum. Sol, Türkiye’de aldığı oy oranı ve Konya’da çıkardığı milletvekili sayısıyla zirve yapmıştı. Benim hayalim o zaman başladı, o an Türkiye’ye ve Konya’ya sol düşüncenin hâkim olması gerektiğine karar verdim. Aktif siyasete girişim ilk kez bu yıl olacak. Yaklaşık bir yıldır CHP Selçuklu ilçesi üyesiyim. Babamın izinden giderek, onun adını yaşatanların ve ailemin desteğiyle milletvekili aday adayı olmaya karar verdim. Ailemden gelen mirası sürdürdüğüm için gurur duyuyorum. Tek dileğim onları mahcup etmemek. Konyalı hemşerilerimi onurlandırmak en büyük duam... Şimdiye kadar edindiğim bilgi birikimlerini ve tecrübeleri değerlendirebileceğimi düşündüğüm için aday adayı oldum. Adaylık sürecimiz yüz ağartan, göğüs kabartan bir şekilde geçiyor. Çünkü hâkim gözetiminde yapılacak olan ön seçimde seçmen kendi iradesini kullanabilecek, partimizin genel merkezi de müdahale edemeyecek. Daha da güzeli Liderimiz Sayın Kemal Kılıçdaroğlu İzmir’den ön seçime girecek. Kendisini üyelerinin oylarına emanet ediyor. Bu büyük bir erdem, örnek bir davranış…

“CHP KURULDUĞUNDAN 50 GÜN SONRA DÜNYADA DEVLET KURAN TEK PARTİ”

Siyaset konusunda CHP’yi tercih etmenizin sebebi nedir?

İlk olarak ailemden gelen bir geçmişin olması… Ben Atatürk ilke ve devrimlerinin bu ülkeyi esenliğe çıkaracağına yürekten inanan biriyim. Şu anda kendisini iyi anlatamayan CHP, geçmişte üreticinin, köylünün, çiftçinin, ezilen halkın yanında ve inançlara saygılı olduğunu bilerek, bunu içimde hissederek CHP’de yer aldım. CHP kurulduğundan 50 gün sonra dünyada devlet kuran tek partidir. Bu ülkenin kuruluşunda, demokrasinin getirilişinde CHP vardı, ülkemizin şu anda yaşadığı problemleri ortadan kaldıracak olan yine Türkiye’nin birleştirici gücü CHP’dir. Halkın isteklerine samimiyetle cevap verebilecek, halkı aldatmayacak bir parti olduğu için CHP ile bu yolda yürüyorum.

Adaylık sürecinde ne gibi çalışmalar yaptınız?

Konya’nın 31 ilçesini de 3-4 kere turladım. Son 1-1,5 aylık dönemde 12 bin kilometre yol yaptım. Görüştüğüm insan sayısı mektup ve posta iletişimiyle 20 bini, elini bizzat sıktığım kişi sayısı da 10 bini buldu. Bu öncelikle partimize güç katacak bir çalışma. Bunu 28 aday adayının yaptığını düşünürsek Konya’nın ilçe, belde ve mahallelerinde sadece CHP var. Seçim çalışması anlamında CHP sahada, başka bir parti yok. Bunun karşılığını 7 Haziran Seçimleri’nde alacağımıza inancım sonsuz.

Size göre siyaset nedir?

Hizmet etmenin bir yoludur. Ülke çıkarları için yürütülmesi gereken zorlu bir uğraştır. Siyaseti pek çoğunun anladığı gibi bir rant, menfaat ya da ülkeyi kutuplaştırarak elde edilen bir takım başarıların aracı olarak görmüyorum. Ben siyasetin ülkemizin yararı, milletimizin çıkarı ve elbette devletimizin iyiliği için, olması gereken her neyse onu savunmak olduğuna inanıyorum. Aynı zamanda azınlığa da değer veren, çoğunluğun istekleri doğrultusunda azınlığın haklarını koruyan hizmet aracı olduğunu düşünüyorum. Yapıcı olarak yürütülmesi gereken siyaset yeri geldiğinde karşı tarafın doğrularını söyleyebilmektir.

Peki, bir siyasetçi nasıl olmalıdır?

Öncelikle dürüst olmalıdır. Elini sıktığı, gözünün içine baktığı insanın yüzüne karşı söylediği her şeyi yerine getirecek cesarete ve samimiyete sahip olmalıdır. İnsanlar siyasetçiler yeterli güven vermediklerinden ve yapılan yanlışlardan dolayı siyasi partilere olumsuz bakıyor. İnsanlarımızın istediği samimi, dürüst insanların siyasette yer alıp hizmet odaklı çalışmalarıdır. Siyasetçi söz verdiği şeyi yapmalı, yapamayacağı şeye de söz vermemeli.

“KONYA’NIN ANKARA’DAKİ SESİ OLACAĞIM”

Pazar günü yapılacak ön seçimden beklentiniz nedir?

Ön seçimlerden ilk beklediğim CHP’nin güçlenerek çıkmasıdır. CHP güçlü çıkarsa Konya güçlü çıkar, Türkiye güçlü çıkar. Şimdiye kadar gezdiğim her yerde, her partiden insanın bana karşı bir sempatisi olduğunu gördüm. Eğer ön seçimden başarıyla çıkarsam sadece genel merkezin değil, bana oy vermesini beklediğim 9 bin 800 Konya Cumhuriyet Halk Partisi seçmeninin de gücü, desteğiyle taleplerinin temsilcisi olacağımı bilerek gideceğim. Tüm Konyalı hemşerilerimin desteğiyle milletvekili olmayı başarabilirsem, sadece bir milletvekili değil, hiç kimseyi ayırt etmeden büyüklerimin kardeşi, küçüklerimin ağabeyi, yakınlarımın da bir dostu olarak, Konya’nın Ankara’daki sesi olacağım. Konya’yı en iyi şekilde temsil edeceğime sizin aracılığınızla söz veriyorum.

CHP bu seçimlerde beklediği başarıyı gösterebilecek mi?

Gösterecek, bunun işaretlerini hep birlikte alıyoruz. Konya’nın tamamını gezdim ve şunu gördüm. Mevcut siyasal iktidara karşı büyük tepki var. Yapılan yolsuzluklara, halkın aldatılmasına, kendi deyimleriyle bu vatanı parsel parsel satanlara, sadece CHP’liler değil AK Parti’ye oy vermiş, her partiden seçmen tepkili. Bunların önüne geçmek için CHP’nin vaatlerden ötürü teminatları var. Nedir bunlar derseniz, CHP hırsızlığı, yolsuzluğu durdurmaya ve bunları yapanları yargıya göndermeye ant içmiştir. Sayın Başbakan’ın “hırsızlık yapanın kolunu koparırız” demesine rağmen, tırnağına dokunamamasına karşın, CHP kim halkı aldatma yoluna giderse onu yargıya teslim etmede en ufak bir tereddüt yaşamayacaktır. Böyle bir güvenceyi verdikten sonra CHP yanında devleti, hükümeti bulamayan insanlarımızın güvencesi olacaktır.

Sizce CHP Konya’da kaç milletvekili çıkartabilecek?

Gerçekçi olmak gerekirse iki milletvekili elimizde, üç ve dört için çalışıyoruz. Seçimlere kadar partimizin göstereceği performans, bizim yaptığımız çalışmalar, halkımızın teveccühü bize güç katarak hedefimize ulaşmamıza yardımcı olacaktır. Bize yardımcı olacak olan parti ise AK Parti olacaktır. Öyle bir konuma geldiler ki birbirlerinin açıklarını yakalayarak sürekli birbirlerine giriyorlar. Hatta küfretmeye başladılar, halkımız bunları üzüntüyle, ibretle izliyor. AK Parti’yi ve hükümeti bu hale getiren Sayın Erdoğan, Çankaya’dan ülkeyi ve partiyi nereye sürüklediğini üzülerek izlemektedir. Ben şu anda AK Parti seçmeninin tereddütte olduğunu düşünüyorum. Bunlara seçmenimizin dur diyeceğine ve AK Parti’ye gereken dersi vereceğine gönülden inanıyorum.

Toplum gelecek nesillerle ilgili özellikle siyaset konusunda çok olumsuz konuşuyor. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Bu düşüncenin gelecek nesillerin siyasette yer almayışından kaynaklandığını düşünüyorum.12 Eylül Faşizmi’nin sonuçlarından biri de o dönemdeki gençlerin siyasetten uzak tutulmasıydı. Yurtsever politika yapmak ülkede suç haline gelmişti. En büyük darbeyi de sol aldı. Hâlbuki Cumhuriyet Halk Partisi gençlerin kendilerini en iyi ifade edebileceği yenilikçi partidir. Dünyanın her yerinde sol, gençlere ve emekçilere en yakın siyasal oluşumdur. Biz darbelerin yaşattığı olumsuzluklar neticesinde bir kuşağı siyasete kurban vermiş bir ülkeyiz. Bu nedenle o kuşak siyasetten tasfiye edildi ve bugün siyasette ciddi anlamda etkili olacak devrimci kitle siyasette olamadı. Günümüzde siyasette etkin olanların yaş ortalamaları altmışın üzerinde. Ülkede siyaset gençleşmedikçe geleceğinden de umutlanamaz. Ülke ne kadar gencini, kadınını siyasete kazandırırsa o kadar umut verir. Ben gençlerin bu ülkenin istikbali olduğuna inanıyorum. Sol düşünce umut vaat eder. Sol düşüncenin olduğu yerde engel yoktur, başarmak, umut vardır. Umut da gençler olduğuna göre ben gençlerimizin engelleri aşarak, ülkeyi iyi yerlere taşıyacağına inanıyorum.