Kılıçdaroğlu: Milli Eğitim Şurası, Milli Değil Gayri Resmi Şura

Kılıçdaroğlu: Milli Eğitim Şurası, Milli Değil Gayri Resmi Şura
Güçlü Çiftçi Güçlü Türkiye etkinliğine katılan Kılıçdaroğlu "Milli Eğitim Şurası, milli değil. Gayri resmi şura. Kararlar uygulanamaz" dedi.

Milli Eğitim Şurası'nın kararlarının uygulanamaz olduğunu belirten Kılıçdaroğlu "Milli Eğitim Şurası, milli değil. Gayri resmi şura" dedi.

MİLLİ EĞİTİM ŞURASI

"Milli Eğitim Şurası, milli değil. Bilimsel şurayı engelleyen, toplumu geriye götüren bir şura. Gayri resmi şura. Kararlar uygulanamaz. Baksınlar dünyadaki uygulamalara, o ülkelerde insanlar nasıl çocuklarına eğitim veriyorlar. Baksınlar, okusunlar. 11 yılda eğitim sistemi 13 kez değişti. Çocuklarına gemi alıyorlar, eğitime yer vermiyorlar."

BEDELLİ ASKERLİK

Yoksul insanlar askere gidecek, zengiler gitmeyecek. Bunu doğru bulmuyoruz.

"MAKAMLARA OTURDUKTAN SONRA KÖYÜ UNUTMUŞ OLMALARINI KINIYORUM"

Etkinlikte Türkiye'nin farklı illerinden gelen çiftçiler, tarım sektöründe yaşanan sıkıntıları anlattı. Burdur ilinin Merkez Çine Köyü'nden gelen üretici Bekir Ceylan, konuşmasında pratikte yaşadıkları köyün sorunlarını aktararak "Geçmişte yanlış politikalar yüzünden tarımın nerelerden nerelere kadar çökertilerek geldiği hala çökertilmekle yetinilmediği tümden yok edilme noktasına doğru götürülmeye zorlandığı bir ortamı yaşıyoruz. Tarımın en büyük ihtiyacının temin edilebileceği makamlara gelmiş, oturmuş, kendilerinin köy çocuğu olduğunu iddia edenlerin o makamlara gelip oturduktan sonra köyü unutmuş görünmüş olmalarını nefretle kınıyorum. Ben Burdur Merkez Çine Köyü'nün bir gariban köy çocuğu olarak yeşil fasulye üretiminde görkemli bir köyün insanıyım. Orada üretilen o yeşil fasulye İstanbul Kadıköy halinde Bayrampaşa halinde güzelim Antalya'da Türkiye'de marka olmuş fiyatlara baktığımız zaman batsın batabildiğine kadar bu köylü diyen bir anlayış hakim. Orada fasulye 75 kuruş ne hazindir İstanbul Kadıköy halinden aynı gün orada 5 lira" açıklamasında bulundu.

"3 AY DAYANDIK 10 SAAT DAYANAMADIK MAALESEF"

Zeytin ağaçlarının kesilmesi ile gündeme gelen Manisa'nın Soma ilçesindeki Yırca Köyü'nün muhtarı Mustafa Akın, konuşmasında Meclis gündeminde olduğunu belirttiği Zeytin Yasasına değinerek "Soma 6-7 ay önce maden faciasıyla gündeme geldi. 301 şehit verdik orada. Tam bu olaylar unutturulurken Soma bir daha gündeme geldi. 6 bin zeytin ağacımız katledildi. Acı olan Danıştay kararı o gün çıktı. Sabah saatlerinde 6 bin ağaç katledildi. Akşam üstü ise Danıştay'ın yürütmeyi durdurma kararı çıktı. 3 ay dayandık, 10 saat dayanamadık maalesef. Meclis'in gündemine gelecek olan zeytin yasası, öngörülen değişiklikler ile Meclis'ten çıkacak olursa zeytinlik alanlar büyük tehlike altındadır. Bu yasa zeytinlik alan tanımını tamamen değiştirmektedir. 25 dekarın altındaki zeytinlikler her türlü yatırıma açılabilecektir" ifadelerini kullandı.

"ÇİFTÇİ BATARSA TÜRKİYE BATAR"

Tarım ürünlerinin ithal edilmesini eleştiren Kılıçdaroğlu, "Biz neden buğday ithal ediyoruz, biz neden pamuk ithal ediyoruz, biz neden soya ithal ediyoruz, neden canlı hayvan ithal ediyoruz? Acaba bunlar bizim ülkemizde yok mu? Bunları yetiştirecek çiftçimiz yok mu? Toprağımız var, çiftçimiz var, suyumuz var. Çiftçinin kralı var. Dünyanın en bereketli toprakları var. Niye ithal ediyoruz? Bizim eksiğimiz şurada. Yanlış siyasetin peşine düştük ve yanlış siyasetin bizi getirdiği nokta, bu nokta. Üretici mağdur, tüketici de mağdur. Üretici kazanamıyor, tüketici pahalı alıyor. Arada bir şey var. Bunun çözülmesi lazım. Emin olun çiftçi batarsa Türkiye batar" diye konuştu.

"SİZİN İNANÇLARINIZI SÖMÜREREK SİYASET YAPIYORLAR"

Kemal Kılıçdaroğlu, konuşmasında şunları kaydetti: "Son 12 yılda ekilmekten vazgeçtiğimiz toprak alanı, 2 Trakya büyüklüğünde. Dışarıdan geliyor. Sadece 2013'te dışarıdan gelen tarım ürününe verdiğimiz para 37 milyar lira veriyoruz. Onun 4'te 1'ini bizim çiftçiye verse daha fazlasını üretecek. Bir arkadaşım söyledi. Anlayamıyorum diyor. Bu kadar perişan vaziyetteyiz, neden oy alıyor bunlar? Sizin inançlarınızı sömürerek siyaset yapıyorlar. Sizin inancınızı sömürenler sizi bu noktaya getirenlerdir. Bunların din, iman edebiyatına hepiniz inandınız. Şimdi görüyorsunuz ki o edebiyat kendileri için değilmiş, sizin içinmiş. Onlara göre çiftçinin bir derdi yok. Bize göre çiftçinin derdi çok büyük"

"BU DÜZENİN ADI HARAMİLERİN DÜZENİDİR"

Anadolu'da yaşanan göçlere değinen CHP Lideri Kılıçdaroğlu, "Anadolu boşaldı. İstanbul'a gidiyor, İzmir'e gidiyor, Adana'ya gidiyor. İşin garip tarafı şimdi Adana da göç vermeye başladı. Narenciye para etmiyor. 25 kuruş. Markette 2,5 lira. 25 kuruş, 25,5 lira. Nasıl oluyor bu? Neyin düzenidir bu düzen? Bu düzenin adı Haramilerin düzenidir. Biz ne diyoruz? Ne ezen ne ezilen. İnsanca hakça bir düzen diyoruz" şeklinde konuştu.

"MAKUL ŞÜPHEDEN ÖTÜRÜ SİZİ HAPSE ATABİLECEKLER"

Yeni yargı paketi içerisinde yer alan makul şüphe uygulaması hakkında konuşan Kılıçdaroğlu, "Türkiye tarımıyla beraber batış noktasına doğru gidiyor. Kimse konuşmasın diye baskı inşa ediliyor bu ülkenin üstüne. Yeni bir kanun çıktı. Makul şüpheden ötürü sizin evinizi, fabrikanızı, iş yerinizi arayabilecekler. Sonra makul şüpheden ötürü sizin mal varlıklarınıza el koyabilecekler. Sonra makul şüpheden ötürü sizi hapse atabilecekler. Siz gidip bir avukat tutacaksınız. Makul şüpheden ötürü dosyanıza gizlilik kararı alacaklar. Sizin avukatınız da dosyanın içinde ne var onu öğrenemeyecek. Bunların getirdiği ileri demokrasi bu. Demokrasinin yolu üretimden geçer. Demokrasinin yolu herkesin karnının doymasından geçer. Demokrasinin yolu alın terinden geçer" ifadelerini kullandı.

"PARAYI YANDAŞIN İÇİN Mİ HARCAYACAKSIN VATANDAŞIN İÇİN Mİ?"

Devlette 27,5 sene hesap uzmanlığı yaptığını anlatan Kılıçdaroğlu, sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Bize güvenin. Biz öyle 12 falan da istemiyoruz. 4 yıllık yetki istiyorum sizden 4 yıl. Bakın bakalım 4 yılda bu ülkenin tarımı ne oluyor. 4 yılda bu ülke nasıl şaha kalkıyormuş. Bizim paramız var. Biz zengin ülkeyiz. Bu ülkenin kaynakları yeterli. Kimseye el avuç açmaya gerek yok. 27,5 yıl ben bu devlete hizmet ettim. Benim asıl görevim devlette hesap uzmanlığıdır. 27,5 yıl her kuruşun nerelere harcanması gerektiğinin hesabını yaptım. 27,5 yılın sonunda hiçbir Allah'ın kulu çıkıp sen şuradan malı götürdün demedi. Türkiye Cumhuriyeti bütçesinden sonra en büyük bütçeleri yönettik. Para var, kaynak da var. Sorun parayı nerede ve kimin harcayacaksınız. Parayı yandaşın için mi harcayacaksın vatandaş için mi, sorun bu"

"KORKUYORSA KOLTUĞUNDAN AYRILACAK"

Ziraat Odaları'nın olmadığını savunan Kemal Kılıçdaroğlu, "Ziraat Odası Başkanı da yok. Buraya geldi bir arkadaşım Finike'den geldi. Narenciye'nin içine düştüğü durumu anlattı. 25 kuruş, alıcı yok. Bunu illa bir sanayici mi seslendirecek? İlla bir siyasetçi mi seslendirecek? İlla bir esnaf mı seslendirecek? Ziraat Odaları Başkanı ne yapıyor? Korkuyorsa koltuğundan ayrılacak oraya yürekli bir adam gelecek. Finike'den gelip burada yiğitçe konuşuyorsa getireceksiniz onu Ziraat Odası başkanı yapacaksınız. Korkuyorum, konuşamıyorum. İyi de o koltukta niye oturuyorsun o zaman? Ayrılacaksın o koltuktan" dedi.

 
     

    HABERE YORUM KAT
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
    Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.