Konya’da kişi başına milli gelir Türkiye ortalamasının altında

Konya’da kişi başına milli gelir Türkiye ortalamasının altında
CHP Konya Milletvekili Abdüllatif Şener, Konya’nın müreffeh bir il görünümünde olduğunu ancak 2017 rakamlarına göre Konya’nın kişi başına milli gelirinin ülke ortalamasının 2 bin dolar altında kaldığını söyledi

CHİC SİLLE’DE PUSULA’NIN CANLI YAYIN KONUĞU OLDU

Cumhuriyet Halk Partisi Konya Milletvekili Abdüllatif Şener, Konya’nın gözde mekanlarından Chic Sille’de ülke ve Konya gündemine ilişkin PUSULA’ya özel açıklamalar yaptı. Konya’nın ne sıkıntısı var sorusunu yanıtlayan Şener, sorunun ana kökeninin otoriteleşme ve tek adam rejimi olduğunu ifade etti. Şener, “2001 yılında AK Parti kurulurken iyi mesajlar verilmiştir, kamuoyuna iyi şeyler yapılacağı vaadinde bulunulmuştur. Demokratikleşme, insan hakları, özgürlükler vs. Sürekli çağdaş ve demokratik değerlere vurgu yapmıştır. Çağdaş dünyaya açılacak bir Türkiye resmi çizilmiştir. Bu nedenle de ilk yoğun temasların başladığı yer Avrupa ülkeleri, AB ilişkileri olmuştur. Bunun birçok sebebi var. Birincisi genel başkanın siyasi yasaklarıdır. İçerdeki siyasi yasağını kaldırmak için Batı Avrupa Birliği vurgusunu bilinçli olarak yapmıştır. Yani dışarıda Türkiye’yi kuşatmak suretiyle içerdeki engelleri aşmayı denemiştir ve AB sürecinde hiçbir hükümetin göstermediği ölçüde büyük bir AB yanlısı tavır ve ilişkiler göstermişlerdir. Neticede de müzakere süreci AK Parti döneminde başlamıştır. Fakat içerde yerleştikçe, gücü toparladıkça, önündeki demokratik veya anti demokratik engelleri aştıkça otoriterleşmeye, yerleşmeye ve bir taraftan yetkilerini artırmaya bir taraftan da para üzerindeki kontrolünü genişletmeye başlatmıştır. Bütün problem buradan kaynaklanıyor. Türkiye 100-150 yıldır demokratikleşme yolunda mesafe alamıyor. Dünyadaki imajı budur, ekonomisi buna göre şekillenmiştir ve siz Türkiye’de demokratik kurulları tahrip ederseniz, temel hak ve özgürlükleri ortadan kaldırırsanız, yargıyı siyasallaştırsanız, bütün siyasi rakiplerini yargı kırbacı ile hizaya getirmeye çalışırsanız, ülkedeki bütün parayı ben yöneteceğim diye üzerine oturursanız ekonomi iyi işlemez. İnsanlar mutlu olmaz. Bugün bana kalırsa hem Türkiye’nin hem Konya’mızın içinde bulunduğu en önemli sorunun özünde bu var. Otoriterleşme ve tek adam rejimini yerleştirme var” şeklinde konuştu.

“SERMAYENİN EN FAZLA GÜVENDİĞİ YER KENDİ ÜLKESİDİR”

Sermayenin ürktüğünü, büyük ve orta ölçekli yatırımcıların kendilerini garanti altına almak için genelde yurt dışı yatırımlarına yöneldiğini belirten Şener,  “Bütün büyük sermaye kuruluşları hatta orta ölçekli kuruluşlar dahi kendilerini garanti altına alabilmek için Türkiye’de yatırım yapmak yerine kendisini dışarıda daha güvenli hissediyor. Hâlbuki sermayenin bir özelliği vardır. Dünyanın neresine giderseniz gidin sermayenin en fazla güvendiği yer kendi ülkesidir kendi vatanıdır. Sermayeyi siz kendi vatanında ürkek hale getirirseniz o ülkenin ekonomisi iflah olmaz. Bunu ortadan kaldırmak içinde hukuk devleti olması gerekmektedir. Vatandaşlar bilecek ki devlet kurumları, mahkemeler objektif, tarafsız, işin gereklerine göre karar veriyor” dedi.

“İŞİ BİLMEYENİ İŞİN BAŞINA KOYARSANIZ EKONOMİK BİRİMLER TEDİRGİN OLUR”

Otoriterliğin ekonomi yönetimine sirayet etmesinin yanlış olduğuna da vurgu yapan Şener, “Türkiye’nin ekonominse el koymuş vaziyetteler” diyerek şunları söyledi;  “Şu an ki Türkiye’de hiç liyakatli bir insan yokmuş  gibi getirip damadı ekonominin başına koyarsanız, hiç tecrübe ve tarım bilgisi olmayan bir takım insanı tarım bakanlığına, diğerini bir yerlere koyarsanız ülkede bütün ekonomik birimler tedirgin olur. Biz iyi niyetli işler yapacağız, istihdamı artıracağız, milli gelire katkı sağlayacağız fakat hükümetin elinde ekonomi batarsa bende iflas edeceğim ama tedbirli olayım diyerek hareket etmek tedirginliğin göstergesidir. Dünyada damat bakan işine çok gülüyor. Bir taraftan kendisi bir taraftan damadı Türkiye’nin bütün ekonomisine el koymuş vaziyetteler. Türkiye Varlık Fonu olayında bu Varlık Fonu’nun başkanı Recep Tayyip Erdoğan’dır diye atama yapıldı, imzalayan yine Recep Tayyip Erdoğan. Bu fonun başkanvekili Berat Albayrak’tır diye kayınpederinin imzasıyla atama yapıldı. Bu tablo dışa açık ekonomide sürdürülebilir bir şey değil. Bakınız geçtiğimiz cuma günü piyasa kapandıktan sonra Merkez Bankası başkanı değiştirildi. Merkez Bankası başkanı belli bir süre için atanır ve süresi dolmadan onu görevden alamazsınız. Bu durumun birkaç istisnası var. Zaten tüm dünya Türkiye’de Merkez Bankası bağımsızlığı var mı diye tartışıyor. Bunun nedeni; siyasetçilerin çıkarları dışında objektif, ekonominin gereklerine göre karar verecek, tüm ekonomik birimler için en iyi kararı bağımsızca verebilecek bir Merkez Bankası var mı diye bakıyor. Bir kişi talimat vermeye başladı mı ekonominin kurallarına aykırı işler yapılır ve ekonomi bozulur. Bir kişi toplum adına hem düşünüyor hem konuşuyor hem de karar veriyor. Böyle bir ekonomi yönetimi olmaz. Ekonominin dünyanın her tarafında uzmanlıkları vardır. 1 kişiyi seçip devletin başına koyarsınız ama ülkede bağımsız kurumlar vardır, o konularda yüzlerce uzmanları vardır. Bu uzmanlar bir yandan dünyayı izler, ülke ekonomisindeki gelişmeleri ayrıntıları ile incelerler ve en isabetli kararı verirler. İşte Türkiye’nin ekonomi yönetimindeki kurumsal yapısının çökmesinin sebebi budur. Geldiğimiz noktada da bakıyorsunuz birçok şey değişmiş. Yan faktörler var. Mesela Türkiye’de 3 buçuk milyon Suriyeli’den bahsediyoruz. Konya’da da 108 bin Suriyeli var. Bu il nüfusunun yüzde 5’i demek oluyor. Yani Konya’da her 20 kişiden biri Suriyeli demektir. Bunlar daha düşük ücretlerle çalışıyor, iş alanlarını kapatıyor. Bunun karşılığında vatandaş biz neden sıkıntılıyız diyor. Ekonomik krizin ve sıkıntıların başlıca sorunları bunlardır.”

“KONYA’DA KİŞİ BAŞINA DÜŞEN MİLLİ GELİR 2 BİN DOLAR AŞAĞIDADIR”

 Konya’da kişi başına milli gelirin 2017 verilerine göre 2 bin dolar aşağıda olduğunu belirten Şener, “Türkiye ortalamasına göre önemli sıkıntıların olduğu alanlar var. Konya’yı müreffeh bir il gibi görürsünüz. Burada sanayi, tarım var. Fakat Konya’da kişi başına düşen milli gelir Türkiye ortalamasının 2 bin dolar altındadır. Türkiye ortalamasının 2017’de 10 bin 602 dolar iken Konya’da kişi başına milli gelir 8 bin 349 dolardır” ifadelerini kullandı.

“TÜM TÜRKİYE DEĞİŞİRKEN DEĞİŞİMİN BURAYA DA UĞRAYACAĞI KESİNDİR”

Yerel seçimleri değerlendiren Şener, metropol illerde güzel netice aldıklarını ve bunun zamanla İç Anadolu’ya da yansıyacağını söyledi. Şener, sözlerini şöyle sürdürdü; “Konyalı istikrar görüntüsüne düşkündür, sürpriz yapmazlar. Bu seçimde de sürpriz yapmadılar ama tüm Türkiye değişirken değişimin buraya da uğrayacağı kesindir. İç Anadolu bu değişimi geç alıyor. Değişim metropollerden başladı. Özellikle tarım kesimi Türkiye’nin değil dünyanın her tarafında daha muhafazakardır. Dolayısıyla Konya’dan hemen bir değişim beklemeye gerek yok. Partiler iyi şeyler yapacaklar. Konyalı neden az oy verdi? Daha iyisini yapacağız ya da daha fazla umut görecek ve daha fazla oy verecek.”

“İNSANLAR ARTIK DAHA İYİ ANLIYORLAR”

Genel ve yerel seçimlerle birlikte güzel bir gelişim gösteren Cumhuriyet Halk Partisi’nin ötekileştirmeyici politikasının önemli olduğunu belirten Şener, “İktidar partisi kendi seçmeninin manipüle edebilmek için diğer partiler hakkında olur olmadık ağır ithamlarda bulundu. Kendi seçmeninin gönlüne diğer partiler hakkında kin nefret düşmanlık duyguları ekmeye çalışıyor. Bu AK Parti genel başkanı ve sözcüleri açısından siyaset tarzı haline geldi. Bu siyaset tarzının gerçekleri değil de sadece siyaseten kullanıldığı vatandaş anladıkça bundan vazgeçiyor. Bu ülkede bütün partiler bu memleketin partisidir. Hepsi bu ülkenin anayasasına, siyasi partiler kanununa göre kurulmuştur. Seçim kanunlarına göre seçimlere girmektedir. Bu partilerin tamamına oy veren vatandaşlar bu ülkelerin insanlarıdır. Ama bazen hayret ediyorum. Hükümetten öyle laflar duyuyorum ki sanki CHP uzaydan gelmiş. Bir kere insan Allah’tan korkar. Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran parti CHP’dir. Önce CHP vardı arkasından bu parti Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmuştur. Bu ülkeyi kuran bir partiyi akla hayale gelmeyecek bir şekilde, insanların gönlünden çıkarmak için karalamanın bir manası yoktur. İnsanlar gittikçe bunu daha iyi anlıyorlar. Siyasi menfaatleri için ötekileştirme çabasında olan bir iktidarı gören halk cevabını verdi” diye konuştu.

“ODALARIN GÖREVLERİ SORUNLARI SİYASİ ORGANLARA İLETMEKTİR”

Oda başkanlarının kendi menfaatleri için oda mensuplarını ve çıkarlarını gözetmediğini belirten Şener, “Diyalog kurma konusunda bazı sorunlar olabiliyor. Refah Partisi döneminde hiçbir sivil toplum örgütü yakınlığı olmadığı dönemlerde ve basının tamimiyle uzak olduğu dönemde bile bizimle sohbet etmek isterlerdi. Yine aynı dönemde hiçbir ziraat odası bize yakın olmadığı halde hangi konuyla ilgili bilgi istesek gönderirlerdi. Muhalif olanlar bile istediğimiz her türlü bilgiyi gönderir üyelerinin sorunlarını iletirlerdi. Bu bize yaptıkları iyilik değil, kendi üyelerine ve kendilerine yaptıkları bir iyiliktir. Şimdi çiftçinin sorunlarını siyasetçiye ulaştırmayan ziraat odaları yönetimleri, kendi çiftçisinin düşmanı gibidir. Çünkü sorunların çözümüne katkı sağlamıyor. Esnaf odası, sanayi odası hakeza aynı şekilde. Odaların görevleri kendi üyelerini ve sektörlerinin sorunlarını siyasi organlara iletmek hatta siyasi organlar üzerinde baskı oluşturmaktır. Bu baskıyı, muhalefeti de konuşturarak oluşturabilirler. Krizin nasıl etkilediği ile ilgili odalarla görüşme yapacağız korkularından randevu veremiyorlar. Yönetimdekiler kendilerini düşünüyorlar. Başıma Ankara’dan bir sıkıntı çıkmasın, oda üyelerimi ihmalde etsem olur diye bakıyorlar. Basın kuruluşları da bunlardan farksızdır. Bir basın kuruluşu iktidarın borazanlığına soyunuyorsa, toplumun doğru bilgilenme hakkını gasp ediyor demektir. Vatandaş bu mantıktan giden basın yüzünden tek yönlü yönlendiriliyor. Basın kuruluşlarının yüzde 95’i hükümetin görüşü doğrultusunda yayın yapıyor. Bu toplumu bilgilenme hakkını gasp etmektir” ifadelerine yer verdi.

“EĞİTİM SİSTEMİ YAZBOZA ÇEVRİLDİ”

Eğitimin yaz boza çevrildiğini ve nitelikli eleman yetiştirme noktasında başarılı olmadığımıza vurgu yapan Abdüllatif Şener, “Nitelikli eleman olmadığı taktirde devlet iyi yönetilmez, bir ülkede nitelikli eleman olmadığı takdirde de özel sektör küresel rekabette başarılı olan bir yapıya kavuşamaz. Eğitim sisteminde sürekli değişiklik yapıldı. Bir ülkenin eğitim sistemi yazboza çevrilirse o sistemi mahvedersiniz. Böylesine yazboza dönmüş bir ülkede eğitimin dünya standartlarına uygun olması mümkün değildir. Her tarafa üniversite açtık. Dünya standartlarında Türkiye’deki üniversitelerin yüzde 90’ı üniversite sayılmıyor. Buradaki diplomalar dünyada çok yerde geçmez. Ders, içerilikler müfredat, öğrenciye veriliş biçimi hepsinde sorun var. Sürekli dini eğitime dayalı bir yapıyı genişletirseniz burada da problem olur. Sadece sosyal bilgilere dayalı yapıyı genişletirseniz burada da problem olur. Dünya ile yarış halindeyiz. Türkiye dünyaya açık bir ülkedir. Eğer dünyada güçlü değilseniz dünya seni ezer geçer.  Sadece bu sorun Türkiye’de değil bütün İslam ülkelerinde aynı. 57 İslam ülkesinin milli gelirinin toplamı sadece Japonya kadardır. Eğitim sistemi, aydınların bilim adamlarının dünyada örnek gösterileceği bir ülke olması lazım” şeklinde konuştu

“TÜRKİYE’NİN FELAKETE GİTTİĞİNİ YAKINDAN GÖRDÜM”

Ali Babacan’ın istifası ile ilgili de değerlendirmede bulanan Şener, Türkiye’de eşit siyasi rekabet koşullarının bulunmasının faydalı olduğunu kaydetti Şener, “17 senedir bir parti yüzde 50’lere yaklaşan oylarla iktidar oluyorsa o memleket batar. İktidar kendisinin değişmeyeceği psikolojisine girdiği zaman memleketi batırır. Bu durum herkese zarar verir. Bu arkadaşlarla 2001’de birlikteydik. 1 sene çalıştık. Ben zamanında bu arkadaşlara işler iyi gitmiyor dedim. Düzeltmek için el birliği yaptıklarını görmedim. İdare edelim, düzelir diye baktılar. Ben sabırla bir yere varılmayacağını anladığım için bırakmıştım. Bırakmamı da hep eleştirdiler. Ama şimdi Türkiye’nin felakete gittiğini daha yakından gördüm” dedi. (Ayşegül Ertul)

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum