Lübnan'ın 4. Arap Birliği Ekonomi Zirvesi'nden Beklentileri

BEYRUT (AA) - MAHMUT GELDİ - Lübnan'daki genel seçimlerin üzerinden yaklaşık 9 ay geçmesine rağmen hala yeni hükümeti kurma konusunda bir sonuca varamayan ve bunun ekonomik yansımalarıyla mücadele eden Beyrut yönetimi, geçen pazar günü ev sahipliği yaptığı Arap Birliği Ekonomik ve Sosyal Gelişim Zirvesi'nden ümitli.

"İnsan Gelişimi ve İnsana Yatırım" sloganıyla başkent Beyrut'ta 6 yıl aradan sonra düzenlenen 4. Arap Birliği Ekonomik ve Sosyal Gelişim Zirvesi, Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad Al Sani ile Moritanya Cumhurbaşkanı Muhammed Veled Abdulaziz'in dışındaki liderlerin ilgisizliği nedeniyle kısıtlı katılıma sahne oldu.

Suriye ve Libya'nın davet edilip edilmemesi tartışmalarının gölgesinde gerçekleşen zirvede, Lübnan'ın son zamanlarda sık sık dile getirdiği Filistin ile Suriyeli mülteciler konusu önemli gündem maddesi olarak ele alındı.

Zirvede komşu ülkelerdeki Filistin ve Suriyeli mülteciler ile ilgili mutabakatların yanı sıra 29 karar alınırken 2 öneri sunuldu. Ayrıca bir sonraki zirvenin, 4 yıl sonra Moritanya'da gerçekleştirilmesi kararı alındı.

- "Zirvenin başarısı sonuçların hayata geçmesine bağlı"

Zirveye ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulunan Lübnan Ticaret ve Ekonomi Bakanı Raid Huri, "Beyrut'ta gerçekleştirilen ekonomik zirve başarılıydı. Ancak bu zirvenin başarısı, varılan sonuçların hayata geçirilmesine bağlı." dedi.

Huri, Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn ile Kuveyt'in zirvedeki girişimlerine dikkati çekerek, Kuveyt'in teknoloji alanında 200 milyon dolar sermayeli bir yatırım fonu oluşturulması yönündeki girişimini önemli ve takdire şayan bir adım olarak değerlendirdi.

- Suriyeli mültecilerin kendi vatanlarına dönmesi

Suriyelilerin kendi vatanlarına dönmelerinin teşvik edilmesi konularında sağlanan mutabakatı hatırlatan Huri, zirvenin sonuç bildirisindeki Suriyeli mültecilere ilişkin maddeyi, "Lübnan için bir zafer" olarak nitelendirdi.

Huri, bunun aynı zamanda Lübnan'ın mülteciler konusunda gerçekleştirdiği fedakarlığın farkına varılarak dile getirilmesi anlamı taşıdığını da söyledi.

Ükesindeki mülteci nüfusu yoğunluğu ve bunun ekonomi ile sosyal hayat üzerindeki etkilerine dikkati çeken Huri, mültecilerin topraklarına bir an önce dönebilmesi için uluslararası ortak çabaların yoğunlaşması gerektiğini vurguladı.

- Lübnan ekonomisinin desteklenmesi

Huri, Katar'ın, Lübnan devlet tahvillerine 500 milyon dolar yatırım yapma yönünde atabilecek adımına işaret ederek, diğer Arap ülkelerinin de aynı şekilde Lübnan ekonomisini destekleyecek girişimlerde bulunmalarını temenni etti.

Katar'ın ayrıca Kuveyt tarafından sunulan 200 milyon dolar sermayeli teknoloji fonuna da 50 milyon dolar finans sağlama taahhüdünde bulunduğunu hatırlatan Huri, "Beyrut zirvesi, Lübnan ve Araplar için olumlu bir atmosfer oluşturdu. Lübnan, zirve sırasında sunulan önerilerden kesinlikle yararlanacaktır." diye konuştu.

- Arap ülkeleriyle ilişkilerin önemi

Lübnanlı ekonomi uzmanı Viyolet Gazal el-Balaa da iki gün önce Beyrut'ta düzenlenen ekonomik zirvenin olumlu geçtiği ve Lübnanlılara bir destek sağlayacağı görüşünü dile getirdi.

Zirveden çıkan sonuçların, Arap ülkeleri arasındaki ilişkilerin gelişmesiyle hayata geçebileceğini belirten Balaa, 3 ay sonra zirve kararlarını hayata geçirme yönünde bir mekanizmanın oluşturulması için yapılacak toplantının, Arap ve Lübnan ekonomisi için fırsata dönüştürülebileceğini ifade etti.

- "Zirvenin sonuçları beklentinin üzerinde"

Ekonomi uzmanı Kamil Vezni ise 4. Arap Birliği Ekonomik ve Sosyal Gelişim Zirvesi sonuçlarının, teşvik edici olduğu ve beklenenin üzerinde gerçekleştiğini kaydetti.

Zirvede, Suriyeli mültecilerin sığındığı ülkelerin yatırım projeleriyle desteklenmesi ve Suriyelilerin kendi vatanlarına dönmelerinin teşvik edilmesi konularında mutabakat sağlandığını hatırlatan Vezni, olumlu sonuçların hayata geçirilmesi noktasında da umutlu olduklarını belirtti.

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK), 2017 sonunda Lübnan'daki Suriyeli mülteci sayısını 997 bin olarak açıklamıştı.

Lübnanlı yetkililer, bir süredir ülkedeki Suriyeli mültecilere gönüllü olarak ülkelerine dönmeleri çağrısı yapıyor. Yetkililer, mültecilerin ülkedeki sınırlı kaynaklara baskı yaptığını ve uluslararası toplumun mülteciler konusunda desteğinin eksik olduğunu belirtiyor.