Makineler Akıllandıkça İnsanlar Aptallaşır

Makineler Akıllandıkça İnsanlar Aptallaşır
Yazar Mehmet Ali Deniz, gazetemize verdiği röportajda “Teknoloji geliştikçe insanlar gerilemeye başlıyor. Çünkü insan biyolojik bir organizmadır. Biyolojik organizmalar yaşadıkça, yaşamın içine karıştıkça ve zorluklarla mücadele ettikçe öğrenir ve gelişir

Eğer hayatımızda bizi zorlayan her eylemi bir makineye bırakırsak öğrenemez aptallaşırız. Bugün modern hayat teknolojik makinelerle dolu. Bu yüzden de hayatımızda bizim yapmamamız gerekenler gitgide azalıyor” diyen Yazar Mehmet Ali Deniz, toplumda iletişim kurma algısının bile değiştiğini ve çılgınlar gibi kullanılan sosyal medyanın artık insanların sosyalleşmesine izin bile vermez hale geldiğini söyledi. İşte Mehmet Ali Deniz ile yaptığımız keyifli söyleşi…

 

Kendinizi kısaca tanıtır mısınız? Mehmet Ali Deniz kimdir?

-İstanbul’da yaşıyorum. 2016 yılından bu yana Kafasına Göre Dergisinde yazarlık yapıyorum. Burada bilimi ve bilgiyi insanlara anlaşılabilir bir dille aktarmaya çalışıyorum. Bu anlamda toplumda bir farkındalık yaratmayı görev edindim diyebilirim. Bilim kariyerime Marmara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsünde devam ediyorum, aynı zamanda 2017 yılında “MAD Wellness Concept” isimli bir Wellness (Esenlik) merkezi kurdum. Burada bilimi insanların ulaşabileceği bir mesafeye getirerek onların sağlığına katkı sağlamaya çalışıyorum. Uzmanlardan oluşan ekibimle birlikte rehabilitasyon, medikal egzersiz, beslenme ve daha birçok konuda çalışmalar yaparak insanların sağlıklı ve mutlu bir şekilde yaşamasına yardım ediyorum. Özetle hayatı ve insanı çok kıymetli buluyorum ve yaşıyor olmanın hakkını verebilmek için insanların hayatına katkı sağlamaya çalışıyorum. Malum bilgi de mutlulukta paylaştıkça çoğalır.

Yazınızın adı “Makineler Akıllandıkça İnsanlar Aptallaşır” neden böyle düşünüyorsunuz?

-Çünkü insan biyolojik bir organizmadır. Biyolojik organizmalar yaşadıkça, yaşamın içine karıştıkça ve zorluklarla mücadele ettikçe öğrenir ve gelişir. Bunu hem beden hem de beyin için söyleyebiliriz. Eğer hayatımızda bizi zorlayan her eylemi bir makineye bırakırsak öğrenemez aptallaşırız. Bugün modern hayat teknolojik makinelerle dolu ve bu makineler yavaş yavaş yapay zekâ ile donatılıyor. Bu yaptıkları her işi daha iyi yapabilecekleri anlamına geliyor. Bu yüzden de hayatımızda bizim yapmamamız gerekenler gitgide azalıyor. Aslında tek bir atasözü durumu özetliyor. İşleyen demir ışıldar. Makineler bizim yerimize çalıştıkça ışıldayıp yapay zekaya doğru geliştirilirken biz de paslanıp aptallaşıyoruz.

Teknoloji gelişmekte ve geliştikçe insan yalnızlaşmakta neden?

-İletişim insanın bir ihtiyacı ve bu ihtiyacın büyük bir bölümü akıllı telefonlar üzerinden sağlanıyor. Akıllı telefonlarda en yoğun kullanılan uygulamalar ise sosyal medya uygulamaları. Bu modern çağda, bütün çağlardan daha fazla sosyal ve medya kelimeleri kullanılmakta. Bir platform düşünün, kendisi ne sosyal nede medya ama adı sosyal medya. Buradan insanların iletişim ihtiyacının bir simülasyon olarak giderilmesi söz konusu. Halbuki gerçek iletişim ve sosyalleşme bir takım duyu organlarımızı kullanmamızı gerektiren, böylelikle beyinde bazı olumlu kimyasalların salgılanmasını sağlayarak insanı iyileştiren, güven duygusu oluşturan ve geliştiren bir aktivitedir. Toplumlar bu aktiviteyi iletişim kurma yanılgısıyla değiştirdi. Bu sebeple çılgınlar gibi kullanılan sosyal medya artık insanların gerçekten sosyalleşmesine izin bile vermez hale geldi. Sonuç olarak iletişimi yanılgılara teslim ettiğimiz için yalnızlaştık.

Teknoloji insanları nasıl etkiliyor?

-Benim tespit ettiğim en büyük etki insanları kendini geliştirmekten alıkoyması. Bunu tembelleşme gibi düşünmek yanlış olmaz. İnsanlar hayatlarının tamamında daha önceden belirlenmiş teknolojik ara yüzler ve simülasyonlara maruz kalıyorlar. Etrafımıza bir bakalım insanlar kendilerine sunulmuş seçenekler içinde yaşıyorlar. Sosyal medyada beğenen insan beğendiğini ifade etmiyor başparmak işareti koyuyor, seven kalp işareti koyuyor, otobüsteki insanlar inmek istiyorum demiyor dur düğmesine basıyor, arabadakiler yol öğrenmiyor navigasyon kullanıyor derken insanlar kendini ifade etmeyi öğrenemiyor, duygularını ifade edemiyor, yeni şeyler öğrenemiyor yani gelişemiyor. Bu bir süre sonra insanın kendi seçeneğini yaratamamasına sebep oluyor. Herkes bir şekilde var olan seçeneklerden birini seçerek konfor alanında kalıyor. Oysa konfor alanından çıkamayan bir insan gelişemez ve yaratıcı olamaz.

Sizce teknoloji nasıl kullanılmalıdır?

-Ben teknolojiye karşı biri değilim ancak insanlara zarar verme noktasını geçmemeli diye düşünüyorum. Bunu ilaç dozu gibi düşünebiliriz. Hastaysak dozunda kullanılan bir ilaç hayatımızı kurtarabilir. Ancak bir kutu hap yutmanın da bir intihar yöntemi olduğunu unutmamak lazım. Teknoloji de hayatımızda bu anlayışla bulunarak bizi zehirlemeyecek şekilde kullanılmalı. Örnek vermek gerekirse sevdiğiniz biri yanınıza gelince o telefonu bir kenara koymayı bilmeli insan, sokağa çıkıp gezerken kafasını kaldırıp bakmalı etrafına. Sevdiğiniz insanlarla buluşabilmek için kullanılmalı ama buluşunca unutulmalı. Güzel bir anı ölümsüzleştirmek için sürekli fotoğraf çekip o anı yaşamayı kaçırmak yerine, doyasıya yaşamak, kıymetini bilip zihnimizde ölümsüzleştirmek ve hayat boyu hatırlanacak kadar güzel bir anı çıkarmak daha kıymetli. İşte böyle, teknolojiyi zehirlemeden dozunda kullanmanın daha doğru olacağını düşünüyorum. (Umahan Öz)sayi-25-mehmetali-deniz-002.jpg

 

Kaynak:Pusula Haber

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.