Önce samimi olmalıyız

Önce samimi olmalıyız
Piyasalarda para döngüsünün olmamasının nedenlerini açıklayan, güven ve samimiyet vurgusu yapan Başaran, gününde gelmeyen alacaklar, karşılıksız çek-senet ve en önemlisi de personel sıkıntısının iş dünyasının belini büktüğünü söyledi.

22 YILDIR SEKTÖRÜN İÇERİSİNDEYİM

Konya Tesisat ve İnşaat Malzemeleri Derneği (KONTİMDER) Başkanı Osman Başaran, PUSULA TV’de iş dünyası, STK’lar ve inşaat sektörüne ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Deneyimli gazeteci Uğur Özteke’nin konuğu olarak UĞURLU GÜNDEM’de çarpıcı açıklamalarda bulunan Osman Başaran, güven ve samimiyet vurgusu yaparken gününde gelmeyen alacaklar, karşılıksız çek-senet ve en önemlisi de personel sıkıntısının iş dünyasının motivasyonunu düşürdüğünü söyledi.

Açıklamalarına kendini tanıtarak başlayan Başaran, “1976 doğumluyum ve Sarayönü Kuyulusebil köyündenim. Selçuk Üniversitesi İşletme Fakültesi, Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi mezunuyum. İktisat Bölümü Yüksek Lisansımı da tamamladım. 22 yıldır PVC sektöründe faaliyet gösteriyoruz. 10 aydır da mobilya sektöründeyiz” dedi.

KİMSENİN ARKA BAHÇESİ DEĞİLİZ

STK’ların önemini ve başkanlığını yaptığı KONTİMDER’in yapısını da anlatan Başaran, “Sivil Toplum Kuruluşlarıyla tanışıklığım da 2012 yılında bir vesile ile başladı. Bu işi bu kadar seveceğimi düşünmemiştim. Genç arkadaşlarıma tavsiyem mutlaka bir STK’ya girsinler. Çünkü birey olarak çok anlam ifade etmiyoruz. Yaşanan olumsuzlukları ifade etmek, sesimizi duyurabilmek için bir kuruma ihtiyacımız var. Sivil Toplum Kuruluşları da bunun içtin ideal bir yer. 2015 yılının aralık ayından beri de kısa adı KONTİMDER olan Konya Tesisat ve İnşaat Malzemeleri Derneği’nde görev alıyoruz. 348 üyemiz var. Yapımız diğer iş adamları derneklerine göre biraz farklı. Her hangi bir siyasi partinin, cemaatin ya da bir ideolojinin arka bahçesi değiliz. Doğru bulduğumuz destekler, yanlış gördüğümüzü de eleştiririz. Genç bir yapımız var. 30 kişilik yönetim kurulumuzun yaş ortalaması 34 ve içimizden sadece 10 tanesi eskiden STK deneyimine sahip. Gençler bize göre daha eğitimli ve donanımlı. Onları bu tarz organizasyonlara kanalize ederek, geleceğe hazırlamak arzusundayız. Farklı olmaya çalışıyoruz. Koltuk hırsı bizleri sarmasın diye bir dönem görev yapma kuralımız var. 2019’un Şubat ayında görevi bir başka arkadaşıma devredeceğim. Her organizasyonda başka isimleri öne çıkarıyoruz. Tüm yöneticileri organizasyonlara dahil ediyoruz” diye konuştu.

MOTİVASYONU DÜŞÜREN PROBLEMLER

İnşaat sektörünün temel problemlerini de üç başlıkta toplayan Başaran, “Sektörümüzün ülke ekonomisiyle paralel giden temel sorunları var. Kar marjının düşük olması, tahsilat problemi ve nitelikli/niteliksiz personel eksikliği en önemli sıkıntılarımızdır. Katma Değer Vergisi ile ilgili indirim talebimiz oldu. İnşaat demiriyle ilgili yaşanan problemler bir dönem gündemi çok meşgul etmişti halen izleri devam ediyor. Maliyetler bizim için büyük sorun olmaya devam ediyor. Bunun yanı sıra işçi-işveren uyuşmazlıklarında mahkemelerin yüzde 90 oranında işveren aleyhine kararlar vermesi bizim motivasyonumuzu düşürüyor. Ülkemizin hedeflerine ulaşması için daha çok çalışmak daha çok istihdam ve üretim yapmalıyız ama bu tek başımıza yapamayız. Bu noktada destek ve ziyadesiyle önümüzdeki engellerin kaldırılması gerekiyor. İnsanlar yaşanan sorunlar nedeniyle motivasyon kaybı yaşanıyor. Enflasyonun düşmesi, piyasadaki rekabetin artması nedeniyle kar marjları çok düştü. Bırakın vasıflı personeli, indir bindir işi yapacak vasıfsız personel bile bulamıyoruz” ifadelerini kullandı.

MESLEK LİSELERİNİN BİZE KATKISI YOK

“Meslek Liselerinin misyonlarını tam anlamıyla yerine getiremediğini düşünüyoruz. Bunun için ciddi anlamda personel sıkıntısı yaşıyoruz” diyen Başaran, “İş dünyasının tamamı işsizlik gibi bir probleme inanmıyor. Bizim temel problemimiz iş beğenmeme ve mesleksizlik. Meslek liseleriyle ilgili komisyon kurduk. Gerekli çalışmalar yapılıyor ama ne yazık ki meslek liselerinin bize katkısı yok. Meslek liselerinde hiç kullanılmayan PVC üretim makineleri var. Bu çocuklar işi öğrenecekse her şeyden önce çalışan işletmelerde öğrenmeleri gerekiyor. Ama bu çocuklara günlük sigorta yapabilmek lazım. Allah göstermesin başlarına bir şey gelse ne ailesine ne de devlete bir şey anlatamayız. Bu noktada sistemdeki tıkanıklıklar giderilmeli. KTO Karatay üniversitesi ile yaptığımız uygulamalı eğitimlerde günlük sigortalar var. Bunun diğer eğitim kurumlarına da yaygınlaşması ve pratik eğitimlerde bu yükün bizim omuzlarımızdan alınması gerekiyor” dedi.

FİRMALAR İŞKUR’A KAYITLI OLMALI

Konya Ticaret Odası öncülüğünde kurulacak Meslek Edindirme Merkezi’nin önemine de dikkat çeken Başaran, “İstihdam edilecek nitelikli personel yetiştirme noktasında KTO tarafından kurulacak bu merkezin çok faydalı olacağını düşünüyoruz. Buraya taşradaki işsiz gençleri getirmek gerekiyor. Ancak bu gençlere konaklayacakları merkez de lazım. Bununla ilgili de özellikle belediyenin destek vermesi kanaatindeyiz. İşkur İl Müdürümüzle sıkça görüşüyoruz. Çok personel arayan ve çok da iş arayan var ama ortada ciddi de bir sıkıntı söz konusu. Konya’da kayıtlı işletme sayısı 45 bin ve bunlardan yaklaşık 35 bini aktif. Ama sadece 7 bin 500 şirket İşkur’da kayıtlı. İşkur, gazetelerden ilan takip edip yardımcı olma noktasında. Bu kez de firmalar buna karşı geliyor. Kısaca samimiyetsiziz. İş arayanda da işçi arayanda da bu sıkıntı mevcut” şeklinde konuştu.

GÜVEN, AVANS VE ÖDEME SIKINTISI

İş dünyasının temel problemlerine de vurgu yapan Başaran, güven sorunu nedeniyle işe yeni başlayanların önünün tıkandığını ifade ederek, “Eskiden güven vardı. Şimdi yok. Yeni başlayana güvenilmiyor, referans aranıyor. Ayrıca üretim için peşinat olayı ortadan kalktı. Bence sorun parada değil ahlakta. Eskiden de gününde gelmeyen paralar, ödenmeyen çekler senetler varmış ama insanlarda mahcubiyet söz konusuymuş. Mağduriyet olmaması, mahcubiyet doğmaması için mal yarı fiyatına satılır yine ödeme yapılırmış. Bugün bu yok. Avans sisteminin de ortadan kalkması hatta ödemelerin harmana, pancara vadelenmesi nedeniyle üretici sıkıntı yaşıyor” dedi.

SENETLER İTİBARLI HALE GELMELİ

2012’de yürürlüğe giren çek ve icra yasası ile piyasalardaki barter (takas, değiş-tokuş) sisteminin piyasalarda ciddi sıkıntılar yaşanmasına yol açtığını da sözlerine ekleyen Başaran şöyle konuştu: “Günümüzde artık barter sistemi oluştu. İş karşılığı daire veriliyor. Üstelik temeli bile atılmamış bloklardan daireler veriliyor ya da iki daire verip birinin parası isteniyor. Böyle olunca da piyasada para dönmüyor. Dostlar alışverişte görsün misali bir döngü oluştu.

Yine 2012’de yürürlüğe giren yeni çek ve icra yasası sıkıntılı bir süreci başlatmışı. Bir başka konu da senetler. Senetlerin daha itibarlı hale gelmesi için çalışmalar yapıyoruz. Senet yaprağının matbu bir evrak olması ve banka ya da PTT aracılığıyla alınmasını talep ediyoruz. Bu sayede bazı olumsuzlukların önüne geçilecek ve alış veriş daha ciddi haline gelecektir. Üstelik mezar taşı senetlerinin önüne geçilebilecek ve icralık durumlarda avukatı gönderecek bir adres olacak. Bu iş dünyasının halledilmeyi bekleyen en önemli sorunlarından birisi haline geldi.”

Kaynak:Pusula Haber

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.