Prof. Dr. Martin Löffelholz, İstanbul Ticaret Odasında Konferans Verdi

Prof. Dr. Martin Löffelholz, İstanbul Ticaret Odasında Konferans Verdi
Ilmenau Teknik Üniversitesi Medya ve İletişim Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Martin Löffelholz: - "İletişim disiplininde karışık bir portfolyö, teoriler ve araştırma metotları var. İletişim disiplininde günümüzde yaşanılan problemler bu teori ve met

İSTANBUL (AA) - Ilmenau Teknik Üniversitesi Medya ve İletişim Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Martin Löffelholz, iletişim disiplininde karışık bir portfolyö, teoriler ve araştırma metotlarının olduğunu belirterek, “İletişim disiplininde günümüzde yaşanılan problemler bu teori ve metotların 20. yüzyıldaki kitle medyasına göre yapılmasından kaynaklanıyor. 20. yüzyılda yapılan bu teorilerin ve metotların iletişim dünyasına faydalı hale getirilmesine çalışılıyor.” dedi.

İstanbul Ticaret Üniversitesi tarafından İstanbul Ticaret Odası (İTO) Meclis Salonu'nda düzenlenen Bilim ve Toplum Buluşmaları etkinliğinde konuşan Prof. Dr. Martin Löffelholz, iletişim bilimindeki trendlerin çok çeşitli olduğunu belirterek, iletişimde sosyal medyanın hibritleştirilmesi, sanallaştırma, algoritmalaştırma, otomasyon, yapay zeka gibi trendlerin önemine değindi.

Dünyada iletişimi ve toplumu etkileyecek bir sonraki şeyin ne olduğunun merak edildiğini kaydeden Löffelholz, sanayi devrimi ile birlikte aslında Toplum 5.0 temellerinin atıldığını aktardı.

Löffelholz, endüstriyelleşmiş toplumla endüstri sonrası toplum arasındaki farklar hakkında bilgi toplumundan çok fazla mekanizmaların öğrenildiğini kaydederek, “İş mekanizmaları, finans, şirketler tamamen yeni trendlerle birlikte değişiyor. Buralarda politik, ekonomik, kültürel, sosyal olarak büyük bir değişim var. Buradaki değişimler gelecekte tecrübe ettiğimiz şeylere bağlı olacak. Rekabet ve yetenek yine önem arz edecek.” diye konuştu.

Toplum 5.0 yerine bilgi sonrası toplumu teriminin de kullanıldığını anımsatan Löffelholz, “Ekonomide ve farklı alanlarda bilgi ve iletişim kaynak haline geliyor. Sermaye ve insan kaynakları gibi alanlarda bilgi önem arz ediyor. Yapay zekanın gelişmesi ile insansız toplumlar mı yaratıyoruz? Yeni toplum formunu insan sonrası toplum olarak mı tanımlamalı mıyız? Buna inanmıyorum.” ifadelerini kullandı.

Löffelholz, risk toplumunun modernleşme ve toplumun değişimi ile ilgili olumlu etkiler yarattığına, daha yüksek üretime katkı sağladığına işaret ederek, “Ama bu modernleşme süreci riskleri de beraberinde getiriyor. İletişim gelişimi, modernleşme, sosyal medya, sanal ağ ve iletişimin otomasyonu negatif etiler yaratabilir, ama buradaki fırsatlara bakmalıyız. Ne olacağını önceden görebilmemiz lazım. İletişim bilimi genç bir disiplin. Yüzyıllardır farklı ülkelerde farklı hızlarda gelişiyor. İletişim biliminde inovatif bir disiplindeyiz.” değerlendirmelerinde bulundu.

- "Geçen yüzyılın iletişim teori ve metotlarının 21. yüzyıla katkı sağlaması bekleniyor"

İletişim disiplininde karışık bir portfolyö, teoriler ve araştırma metotlarının olduğuna dikkati çeken Löffelholz, iletişim disiplininde günümüzde yaşanılan problemlerin bu teori ve metotların 20. yüzyıldaki kitle medyasına göre yapılmasından kaynaklandığını aktardı.

Löffelholz, 20. yüzyılda yapılan bu teorilerin ve metotların iletişim dünyasına faydalı hale getirilmesine çalışıldığını vurgulayarak, “Bu iletişim disiplindeki büyük mücadelelerden biri. Televizyonlar, gazeteler ve sinema gibi bütün bu gelişmelerin oluşumu yüzyıllar aldı. Fakat sosyal medyanın 15 yıllık bir geçmişi var. Üniversitelerde daha fazla esnekliğe ihtiyacımız var. Sosyal medya dünyasında hep bir gelişim var. Bunu üniversitelerde dikkate almalıyız.” diye konuştu.

Dijitalleşmenin yeni bir dünya yarattığını, verileştirme ile bütün verilerin dijitalleştiğini aktaran Löffelholz, “Nesnelerin internetini artık her şeyin interneti olarak konuşmalıyız. Bugün her şeyi internete bağlayacak duruma geldik. Kitle medyasının stabilizasyonu bozuluyor. İletişimde akış sistemde çoğu şey görülmüyor. Eksik takip edilen bilgilerden yanlış kararlar alınabiliyor. Bu durum hem politika hem de ticaret dünyasını etkileyebiliyor." yorumunda bulundu.

- “İletişim büyük bir denize benzer, bu denizde gemiyi yürütmek maharet ister”

Etkinliğin açılışında konuşan İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İsrafil Kuralay ise başarılı iletişim için çok yönlü olmak ve farklı kaynaklardan beslenmek gerektiğini dile getirdi.

İstanbul Ticaret Odası’nın 438 bin üyesiyle iletişim sağlamasının ve bunu başarılı bir şekilde sürdürmesinin büyük bir organizasyon gerektirdiğini dile getiren Kuralay, İTO çatısı altında çok yönlü bir iletişim kurmak zorunda olduklarını vurguladı.

Kuralay, dünyanın her noktasına heyet ziyaretleri yaptıklarını, fuar organizasyonlarına katıldıklarını aktararak, “Bir tarafta İstanbul’daki 430 bin firmanın bilgilerini kaydedip yasal düzeyde gerekli belgeleri verirken, diğer yandaysa üyelerimiz için sektörel bilgilerini ve deneyimlerini artırmaya yönelik çalışmalar yapıyoruz. 137 yıllık birikimi, yeni ve modern bir sistemle geleceğe taşıyoruz.” diye konuştu.

İletişimin büyük bir denize benzediğine dikkati çeken Kuralay, şunları kaydetti:

“Bu denizde gemiyi yüzdürmek maharet ister. Fırtınada yapacaklarınız ayrı. Sakin sularda giderken yapacaklarınız ayrı. Suyun üstünde durmak yetmez, hedefe doğru ilerlemek de gerek. İşin temelinde insan var, insanın zihni, duyguları, istekleri, arzuları ve elbette doğruları kadar hataları da var. İnsanın hatalarını kabullenememe dürtüsü, iletişimi yıkan, parçalayan, onu yok eden sonuçlarıyla büyük bir problem. Hem kişisel hem de kurumsal ilişkilerde bunu görüyoruz.

Doğru iletişim akılcı, doğru ve gerçekçi duyguların diliyle konuştukça başarılı olur. Yeter ki bulduğu her fırsatta başını kaldırıp ne olursa olsun yalnızca gerçekleri söyleyen bir iç sesiniz ve onları işiten kulaklarınız olsun. Nitekim yeni ve modern tekniklerin başarısını belirleyecek olan da öncelikle bu insani gerçek olacaktır.”


- “İletişim, yapay zekâ ile insan, makine ilişkileri yeni bir boyuta ulaşıyor”

İstanbul Ticaret Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yücel Oğurlu da sadece öğrencilerine değil, hizmet verdiği topluma karşı da sorumlu olan üniversitelerin, öğrencilerini sorgulayabilen, muhakeme edebilen, analitik düşünebilen bir insan olarak yetiştirmesi yanında bilimsel çalışmalarıyla toplumun ilerlemesine de katkı sağlaması gerektiğini kaydetti.

Oğurlu, İstanbul Ticaret Üniversitesinin, sosyal bir sorumluluk olarak Bilim ve Toplum Buluşmaları konferansları serisini hazırladığına işaret ederek, “Birçok alanda olduğu gibi iletişimde de çok hızlı gelişmeler oluyor, yapay zekâ ile insan, makine ilişkileri yeni bir boyuta ulaşıyor. Bir yandan geleneksel iletişim yeni bir boyuta evrilip dönüşürken bir yandan da yeni teknolojilerle tanışıyoruz. Bilim ve Toplum konferanslarının öğrencilere ve topluma faydalı olmasını ve ülkemizin gelecek vizyonuna katkı sağlamasını temenni ediyorum.” ifadelerini kullandı.

Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.