2025 yılı ülkemizde "Aile Yılı" olarak ilan edildi

Ali Dutal

Çok önemli, önemli olduğu kadar da çok düşündürücü bir soruna dikkat çekmek amacıyla 2025 yılı hükümetimizce “Aile Yılı” olarak ilan edilmiştir.

Çok düşündürücü dedim; çünkü, hem ülkemiz hem de dünyada aile kurumunu zayıflatmaya hatta yok etmeye yönelik bir çok faaliyetin olduğunu görüyoruz.

Bu sebeplerle, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 20 Eylül 1993 tarihinde aldığı bir kararla 15 Mayıs’ı “Uluslararası Aile Günü”, günün yer aldığı hafta olan 15–21 Mayıs ise “Aile Haftası” olarak kabul edilmiştir.

15 Mayıs’ın “Uluslararası Aile Günü” ilan edilmesinin temelinde; toplumun tüm kesimlerinde ailenin önemi konusundaki farkındalığın artırılması, ailelerin toplumsal sorumluluklarını yerine getirebilmesine yardım edilmesi ile ailelere yönelik mümkün olan tüm korumaların sağlanması yatmaktadır.

Demek ki, ülkemiz özelinde de ailenin durumu iyice kötüye gitmekteki 2025 yılı “Aile Yılı” olarak ilan edilmiştir.

2025 yılında “Ailemiz Geleceğimiz” sloganıyla aile kurumunu güçlendirmeye yönelik çalışmalara ve etkinliklere daha fazla yer verileceği ilgili kurumlar tarafından açıklanmıştır.

"Aile Yılı" kapsamında; aile yapısını koruma, evlilikleri teşvik etme, boşanmaların önüne geçme, doğum oranlarını artırma ve aile kurumuna yönelik toplumsal değerleri güncelleme hedeflenmektedir.

Aile kurumunu güçlendirmeye yönelik Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ‘aileyili.gov.tr’ adresinde yer alan etkinlikleri inceledim.

Samimiyetimle ifade ediyorum yapılan veya yapılacak etkinliklerin aileyi güçlendireceği, evlilikleri artıracağı, boşanmaları önleyeceği ve doğrulandığı artıracağına inanmıyor hem de hiç inanmıyorum!

İsteyen ‘aileyili.gov.tr’ adresine girerek etkinlik planlamalarını inceleyebilirler.

Bir sorunun çözümünün birinci aşaması, sorunun nedenlerini ortaya koyarak bu nedenleri ortadan kaldırmakla olur.

Bizim gibi Müslüman bir toplumda aile, modern çağın tanımladığı sosyal bir kurum olmanın çok ötesinde inancın, ahlâkın ve milli kimliğin taşıyıcısı konumunda yani dini hüviyeti olan bir kurumdur. Çocuğun dili, dini, kültürü, edebi, ahlakı ilk olarak ailede şekillenir.

İslam toplumlarında aile, İslam ahkamıyla evliliğin başlangıcından sonuna kadar koruma altına alınmış hiçbir Müslüman, İslami kurallara riayet etmeden evlenemez ve boşanamaz; “tak sepeti koluna herkes kendi yoluna” İslam’ın hoş göreceği bir davranış değildir.

Cenab-ı Allah, “Kendileri ile huzur bulasınız, diye sizin için kendi (cinsi) nizden zevceler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet var etmesi de O’nun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için (nice) ibretler vardır.” (Rum, 21) buyurmaktadır.

İslâm toplumunun esasını aile, ailenin temelini de erkek ve kadının sahih bir nikâhla birleşmesi teşkil eder. Birbirine yabancı iki farklı insanın Allah’ın emriyle tanışıp bir araya gelerek, belki anadan babadan ve kardeşten daha sıcak bir muhabbet ve şefkatle kaynaşmaları ne müthiş bir hâdisedir.

Bu Ayet-i Kerime sadece iki insan arasındaki ilişkiyi değil, o ilişkiden doğan nesillerin taşıdığı büyük bir misyonu da anlatır; varlığımızı sürdürmek, değerlerimizi yaşatmak ve geleceğe taşımak.

Bu nedenle aileye sahip çıkmak, sadece sosyal bir kurumu yaşatmak değil; bir milletin ruhuna, inancına ve geleceğine sahip çıkmaktır.

Evimizdeki huzur, vatanımızın teminatıdır. Soframızdaki bereket, geleceğimizin ışığıdır. Aile ne kadar sağlam durursa, millet o kadar sarsılmaz olur.

Konu çok uzun olduğu için isteyen “İslam’da Evlilik” konusunu araştırıp ayrıntılı bilgiye ulaşabilir. Her Müslüman bu konuyu en ince ayrıntısına kadar öğrenmeli ayrıca öğretmelidir.

İslam’da evlilik çok kolay boşanma da çok çok zor iken günümüzde tam tersi evlilikler abartılı düğünler, hayat pahalılığı ve işsizlik gibi nedenlerle çok zorlaştırıldı, boşanmalar ise anlaşmalı boşanmalarla kolaylaştırıldı.

Evliliğin korunması için;

1-Evlilikler İslami usullere göre yapılmalı, incir çekirdeğini doldurmayacak sebeplerle boşanmaların önüne geçilmelidir.

2- 20 Mart 2012 tarihinde 28239 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun” aileyi ve kadını koruyamadığı uzmanlarınca dile getirilmiş; ancak, bugüne kadar kanunda bir düzenleme yapılmamış, en kısa zamanda acilen yapılmalıdır.

3-Aileninin nafakasını temin etme erkeğe, evin iç işleri kadına verilmiş olup erkek ve kadın kendi asli vazifelerine dönerek erkeğin yapacağı tüm işlerde erkekler istihdam edilmelidir.

Bugün itibariyle bu söylediklerim kadınlara zor gelse uygulaması çok zor olsa da bu gerçeği yok sayamayız.

Ayrıca, bizim kültürümüzde yaygın olarak kullanılan “Yuvayı dişi kuş yapar” sözünün ne kadar önemli olduğu üzerinde gerekçeleriyle durmalıyız.

2025 Aile Yılı'nın Amaçlarından biri de evliliklerin teşvik edilmesidir.

Evliliklerin teşviklerle artırılması yerine yukarıda ifade ettiğim gibi evliliğin önündeki engeller kaldırılmalıdır.

Yazımı daha fazla uzatmadan, konu eksenli önceki yazılarımı okuyabilirsiniz.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.