28 Şubat’ta Konya’da neler oldu? (1)

Mustafa Balkan (Tarih Yazıları)

Ey İmam Hatip Nesli! Bu resmi sakın Unutma!

• Dönemin valisi Namık Günel, hemen hemen her gün Konya Merkez İmam Hatip Lisesi’ne sabah erken saatlerde gidip denetliyordu. Kışın buz gibi soğuğunda talebeler, okul bahçesinde giriş kapısından itibaren sıraya dizilmek suretiyle valiyi karşılama seremonisi yapılıyordu. 12 Eylül 1980 Askerî Darbesi, ülkücüler ile milliyetçileri iktidar yapmamak ve Yunanistan’ı tekrar NATO üyeliğine kabul etmek için yapılmıştı. 28 Şubat 1997 Postmodern Darbesi, dindarlara karşı ve İslâm’ın içini boşaltmak, ‘yeşil sermaye’yi engellemek ve meslek okullarına darbe vurmak için yapıldı. 27 Mayıs 1960, 27 Nisan 2007 E-Muhtırası ve 15 Temmuz 2016 darbesi ve Türkiye’yi işgal teşebbüsü de dahil Türkiye’ deki bütün darbelerin arkasında; seçilmiş Başbakan Menderes’e “sizi buraya tıkan güç böyle istiyor” diyenler ve Amerika vardı. ABD dahil Dünya’yı yöneten gizli güçler vardı. Türkiye’de etkin olan ülkeler ve devletler arasında ABD-İngiltere-İsrail başta sayılabilir. “Türkiye Türklere bırakılmayacak kadar değerli” diyenler de bu devletlerdir.

 

***

28 Şubat darbesini gerçekleştirenler, önce orduda yönetime el koyarak emir-komuta zincirini tahrip etmiş ve Batı Çalışma Grubu (BÇG) örgütünün hiyerarşik yapısına dönüştürmüşlerdi. Yâni TSK aslî görevlerini yapamaz duruma getirilmiş ve Ordu’nun disiplin yapısı bozulmuştu. 15 Temmuz ülkeyi işgal teşebbüsünde olduğu gibi Ordu-Millet bütünleşmesi tahrip edilerek, orduyu millete ve değerlerine karşı gibi gösterilmişti. Aziz Türk Milletinin inanç ve değerlerini iç tehdit olarak gösteren, bu maksatla olmamış olayları olmuş gibi kurgulayarak, Aczimendi, Kalkancı ve Fadime adıyla piyasaya sürülen aktörlerin provokasyonlarıyla irtica tehdit ve tehlikesi varmış gibi gösterilmişti.

 

***

Refahyol Hükümeti’ne karşı yapılan 28 Şubat darbesi döneminde ben Merhaba Gazetesi’nin yazı işleri müdürü idim. Konya’ya 28 Şubat darbe valisi olarak Namık Günel atanmıştı. Garnizon Komutanı ise Tümgeneral M. Kenzi Süner’di. O dönemde Konya Adliye’sinde darbecilerin emir ve direktiflerini uygulamayan savcılar da değiştiriliyordu. Selçuk Üniversitesi başta olmak üzere şehrin bütün devlet kurumlarında toplum, hukuk dışı büyük baskılar altına alınarak fişleniyor, inanç ve fikirlerine göre ayrıştırıp kutuplaştırılıyordu. TSK, Milli Eğitim ve Sağlık Bakanlığı başta olmak üzere devletin kurumlarından, ihraç, disiplin cezaları, istifa ettirme, sicilini bozma, sürgün, işkence, şüpheli/sakıncalı fişlemeleri gibi yollarla çalışanlar tasfiye ediliyordu. 28 Şubat darbesini gerçekleştiren kökü dışarıda irade, en büyük tahribatı eğitim ve eğitim müesseselerinde yapmıştı. “100 yıl sürecek” denilen bu postmodern darbenin ardından 20 sene geçmesine rağmen Millî Eğitimdeki tahribatı ve etkisi hâlâ devam etmektedir. En büyük tahribat meslek okullarına yönelik yapıldığı için sanayimiz de bundan nasibini fazlasıyla almıştı. Günümüzde esnaflar ve organize sanayiindeki fabrika ve atölyeler kalifiye (nitelikli) eleman bulmakta büyük sıkıntı yaşamaktadırlar. Şimdilerde bu sıkıntı Suriyeli (Halepli) göçmenlerle giderilmeye çalışılmaktadır.

***

Sivil BÇG’nin Konya ayağında daha aktif olarak çalışan (yuvalanan) müessese İl Milli Eğitim Müdürlüğü idi. Sivil ayağında kelli felli bir adam vardı ve Konya bürokrasisi bu adamın etrafında el pençe durup fır dönüyordu. Dönemin valisi Namık Günel, hemen hemen her gün Konya Merkez İmam Hatip Lisesi’ne sabah erken saatlerde gidip denetliyordu. Kışın buz gibi soğuğunda talebeler, okul bahçesinde giriş kapısından itibaren sıraya dizilmek suretiyle valiyi karşılama seremonisi yapılıyordu.

YARIN: Fişlenen akademisyenler ve Fetullah Gülen Cemaati

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.