Ahval ve Şeraitimiz

Prof. Dr. Mehmet Kamanlı

Yazabilmek,

Okuyabilmek,

Yargılamak,

Sorgulamak,

Tartışabilmek,

Paylaşabilmek,

Sevebilmek...

Bütün bunlara ne oldu?

Başımızdan neler geçti de bütün bunlar unutuldu?

Yazamıyoruz; çünkü okumuyoruz...

Yargılamıyoruz; çünkü umursamıyoruz...

Sorgulamıyoruz; çünkü anlamıyoruz...

Paylaşamıyoruz; çünkü sevmiyoruz...

Hülasa,

Sevemiyoruz…

Unuttuk…

Kendimizle bile barışık değiliz,

Egolarımızla başbaşayız.

Ne yaşadığımızın bile farkında değiliz.

Günü kurtarıyor

An'ı yaşıyoruz

Rantlar, benlikler, umursamazlıklar, bencillikler karakterimiz olmuş.

Bize ait ne varsa gitmiş

Ben'e ait ne varsa hepsi gelmiş

Soru çok

Ne oldu? Nasıl oldu? Niye oldu?

Bu sorularında bir anlamı yok artık.

Çözüm de üretemiyoruz.

Bu, şu, o…

Farketmez, farketmiyor da…

Bu coğrafyanın çocuklarıyız

Gelmişimiz, geçmişimiz aynı

Lakin bir gariplik var

Bu coğrafyanın çocuklarına,

Ruhlarında olmayan hatta barınamayan

Kumpaslar, hainlikler, adam satmalar

Yüreksizlikler, arkadan vurmalar…

Türünde yeni haller eklenmiş

Vay ki vay...

Bağlar gitmiş

Değerler yok olmaya yüz tutmuş

Duygular köreltilmiş

Gelecek ipotek altında...

Yazması gereken yazmıyor

Okuması gereken okumuyor

Düşünmesi gereken düşünmüyor.

Aydınlar, danışmanlık peşinde

Üniversiteler, sivil toplum kuruluşları

Kurumlar lal olmuş, susuyor

Vatandaş!

Asıl sorun da bu.

Vatandaştan en iyi Acun anlıyor!...

Televizyona bağlanmış, uyuyor, kalkıyor, yiyor, bağlanıyor, paylaşıyor, tekrar yatıyor.

Düşünmüyor, yargılamıyor, sorulamıyor.

Ne yapsın, öyle dizayn edilmiş.

O kadar…

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.