AK PARTİ’LİSİ, MHP’LİSİ, CHP’LİSİ: MİLLETİN KENDİSİ

Prof. Dr. Fikret Akınerdem

Geçen hafta sonu Ilgın’a yakın bir dostumun oğlunun düğününe davet edildim. Evlenen delikanlı aynı zamanda benim öğrencim, halen de devam ediyor. İşin tuhaf tarafı Damat-Delikanlı aynı zamanda inşaat mühendisi ve şu anda ziraat mühendisliği okuyor. İyi bir düğündü. Kasaba düğünü olmasına rağmen katılım oldukça fazla idi. Hayırlı olsun.

Köy veya kasaba düğünlerini az-çok bilirim. İnsanlar birbirini yakinen tanıdığı için bayramlar, düğünler, eğlenceler daha samimi bir ortamda yapılır. Şakalaşmalar, atışmalar, yarenlikler; eski-yeni hatıralar, çocukluk yılları yaramazlıklar; tüm bunların belli bir ölçüsü olmaz, her ne varsa ortaya serilir.

Bunu bildiğim için, düğün sahibi beni yörede tanınan, hatırlı adamlar dediğimiz, ağalar kesiminden biraz da yaşlı insanların arasına beni kattı ve tanıtmadan ayrıldı. Şahsımın herhangi ortamda olursa olsun onların dilinden konuşması bu sebeple de kaynaşması zor olmaz. Masada üç adam, biri eski muhtar, ikincisi bir beldede belediye başkanlığı yapmış, üçüncüsü de oldukça muzip, her ikisinin yakın dostu. Sanki aralarında katalizör görevi yapıyor.

Selam verdim, oturdum, 10-15 saniye sustum, yüzlerine bile bakmadım; beklentim, bakalım ne olacak. Katalizör görevini yapan adam; “hocam burası suskunlar masası değil, hoş geldin ama bir şeyler anlat” diye ikazda bulundu. Ben de adamcağızı biraz daha deşmek ve kışkırtmak için "efendi siz ağa takımına benziyorsunuz, sizin dilinizden ben, benim dilimden de siz anlamazsınız, bırak da kendi halimde oturayım” dedim. Adam iyice çıkıştı “hele de şunun lafına bak, ne demek ağa takımı, biz adam falan yemeyiz, konuş da dinleyelim”. Biraz daha sustum, 15-20 saniye sonra “iyi de ben tarımcıyım, tarımı konuşsam maşallah benden daha iyi bilirsiniz, yaparsınız, uygularsınız.

İyice kızdırdım. Ardından da “önce tanışalım sonra anlaşırsak konuşuruz” dedikten sonra kendilerini kısaca tanıttılar. Ben de “sadece tarımcı, köylüyüm” dedim. Artık şakalı, esprili, latifeli; asık suratlar gülmeye, söz yerini bulmaya, laf üstüne laf konmaya başladı. Geçmişlerinde yaşadıkları enteresan olayları, birisi nasıl muhtar olduğunu, diğeri nasıl belediye başkanlığına getirildiğini uzun uzun anlattılar. Bu arada tabii ki ters sorularla onları kurcalamaya devam ettim.

İş döndü dolaştı siyasete geldi. Her biri farklı partilerden, AK Parti, MHP ve CHP’li. Ben durur muyum? Verdim veriştirdim, kardım karıştırdım, küsleri barıştırdım. Masal gibi konuşmalarımız olmaya, ta 1950’li yıllara AP ve CHP’linin en keskin olduğu dönemlere uzanmaya başladı. Bazen araya giriyor, bazen duruyorum ama arada bir de her üç tarafa vuruyorum. Tam bir tiyatro.

Sonunda “yahu sen kimsin, hem bizi konuşturuyor, hem karıştırıyor, bazen de vuruşturuyorsun”. Ben gülmeye başladım, arada bir de onları haşladım: “sizi çokbilmişler, verin cevabınızı” gibi takılmalarla zamanı idare ettik. Konu terör, döviz ve Amerikan politikalarına gelince herkes ciddileşti, herkesin ağzından aynı sözler akmaya, muhabbet zirveye çıkmaya başladı; orta yolu bulduk. Düğün sahibi yemeğe davet için geldiği zaman gerçek kimliğimi söyledi. Gülmekten yerlere yattık.

Şunu gördüm ki, siyaseten karşı duruşlar olsa da konu terör, sömürge, vatan ve devlet olunca iş değişiyor. Ortak tavırlar oluşuyor, duygular depreşiyor, birlik oluşuyor. İstediğimiz de bu zaten.

*****

Dönüşte tarla domatesi almak üzere Ilgın Şeker Fabrikası eski yoluna girdik. 500 metrekarelik serada (aslında kapalı alanda, erkenci tarla diyebiliriz) domates ve salatalık üretiliyor. Sera, KOP tarafından kırsal kalkınma projesi çerçevesinde yapılmış. Damlama sulama ve diğer teknik donanım da dâhil tamamı 35 bin TL’ye mal olmuş. Ürün kapış kapış ve iyi de fiyata satılıyor. Bu projeye dâhil olan çiftçi satıştan ve eline geçen paradan gayet memnun. Öyle ki, kendi imkânıyla serayı biraz daha büyütmek istiyor. Anlaşılıyor ki, küçük çiftçiler için devlet desteğinde bu tür veya birkaçı bir araya gelerek en azından yöre ihtiyacını karşılamak üzere tesisler kurarak üretim yapmaları gerekiyor.

Bu tür projeler için KOP yönetimine teşekkür ediyorum. Rabbim devlete zeval vermesin.

Kalın sağlıcakla….

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (2)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.