Allah bahtlarından güldürsün

İsmail Detseli

“Gülerse yüzü var ağlarsa gözü var. 

Eşlerin birbirilerine diyeceği sözü var

O söz şudur. Varlıkta yoklukta da olsa

Seni seviyorum derse yuvası mutluluk dolar. Allah bahtlarından güldürsün.”

 

Konya kırsalında ilerden beri devam edip gelen güz aylarında bir kızın ana babasına dünür olup kışın boş zamanlarında düğün yapma geleneği halen güncelliğini koruyor. Böyle olmasının sebepleri malum. Köylülerin yaz günlerinde ekin harman bostan borlak gibi uzun süren meşguliyetlerinden, yaz günlerinde düğüne zaman ayırmalarının güç olduğundandır.

Ben çok eskileri biliyorum. O zamanlar böyle kısa sürede kız isteyene verilivermezdi. Bir kış boyu dünürcülük yapılan kız istemelerinin ertesi yıla sarktığı bile olurdu. Ama şimdi artık halkımız da modernleşti eğer dünür olan aile biliniyorsa bu işi o kadar uzatmıyorlar. Yani kız evi naz evi olmaktan çıktı artık. Eee kırsaldan gelip şehirde yaşamını sürdüren aileler de eğer köyden bir kıza talip olmuşlar ise onların geleneklerine uymak zorunda olduklarını idrak ederler mecburen.

İşte böyle bir dünürcülük işi için bir köye gittik, bir ailenin kızına talip olduk. Onlar da haklı olarak biraz düşünme zamanı istediler, bir hafta kadar müsaade ettik. İnsanlar genelde kız ailesi kızlarına erkek ailesi de oğullarına temiz, güzel, helal süt emmiş aklı başında bir eş bulmak için azami çaba gösterirler. Hatta bazı ailelerin zengin arabalı paralı variyetli aileden bir damat üzerinde ısrarcı olmalarına karşın birçok inançlı aileler maddi duruma hiç itibar etmez ve damat adayında ve ailesinde dürüstlük kadirşinaslık insana sevgi saygıda kusur etmemeyi ararlar. Dahası sigarası içkisi olmayan çevresi ve komşuları tarafından takdir edilen bir damat adayı ararlar hatta bazılarını çok bilirim filan aile oğluna kız arıyor dediklerinde akrabaları o ailenin temizliğini biliyor ve onları iyi tanıyorsa El altından haber salıp benim kardeşimde benim komşumda çok temiz bir kız var isterseniz ben aracı olayım oraya bir dünür olalım diyerek teklifte bulunurlar. Böyle bir dünür olup da bir hafta düşünme soruşturma payı verdik dedik ya. Gün doldu bir daha müracaat ederek tekrar dünür olarak geleceğimizi müsait olup olmadıklarını kabul edip etmeyeceklerini sorduk. Buyrun gelin demeleri ile tekrar yola koyulduk çok fazla bir kalabalık da almadık yanımıza ailemiz dışında. 

Tekrar varıp eve misafir ve dünür olduk, biz yine “Allah’ın emri Peygamber efendimizin kavli üzere kızınıza dünürüz sorup soruşturmanız bitti ise bize karşı kararınız nedir” dedik. Kız babası kızın dedesine dönerek “Baba bu kız benim canım ciğerim ama sen benim babamsın mutlaka bizden daha çok tecrübelisin ben seni bu hususta vekil ediyorum söz sende” dediğinde bu güzel jest karşısında irkildim, sevindim, gururlandım.

O sakalı ağarmış üç dört kız gelin etmiş, iki tane oğlan evlendirmiş dede iki dizinin üzerine geldi vakurla etrafındakileri süzdükten sonra şöyle konuştu: Oğlum, gelen dünürlerim bizler bu çocuklarımızın iyilikleri ve güzel, İslami bir yaşam sürmeleri iyi bir eş olmaları konusunda uğraş veririz. Ancak onların geleceğini çizemeyiz geleceği konusunda bilgi sahibi olamayız, onu ancak cenabı Allah bilir ve takdir onundur. Biz kadere inanırız hayır ve şerrin Allah’tan geldiğine inanırız. Allah yüzlerini güldürsün bahtlarını açık etsin. Dünyanın malına mülküne çok önem vermeyin. Yiğit anadan çıplak doğar sonra Allah’a sığınır çalışıp çabalar, ömrü dolar siz talip oldunuz biz de mehel münasip bulduk ve kızımızı sizin oğlunuza verdik. Allah her iki tarafa da hayırlı mübarek eylesin. Bizden bu kadar gerisi yüce yaratıcımız Allah’a kalmış. Ne diyelim. Gülerse yüzü var ağlarsa gözü var, takdir yüce rabbimizindir” dedi.

Yaşlı adan “İşte İslam’ın emri bu” dedi ve ekledi: “Bundan gayrisi insanların gücünü aşan istekler, aileleri ve yeni evlileri zor durumda bırakır aman bunlara azami dikkat edin... “Allah Allah demek ki daha bunlara dikkat eden, kadere inanan ve bu dünyada sadece mala gösterişe değil sağlığa huzurlu yaşama iyi bir aile ocağı kurulmasına yardımcı olmaya çaba gösteren aile reisleri de varmış” dedik dedeyi tebrik ve takdir ettik.

Yine bir akrabamız oğluna kız sözledi. Geline yapılacak ziynet ve diğer eşyaları konuşmaya bizim yöremizde ara kesme denir. Ona sordum “Neler konuştunuz ara kesmede?” “Vallahi çok anlayışlı çıktı benim dünür daha ilk kızını gelin edecek genç bir baba olmasına rağmen ne istiyorsunuz kızınıza mihir olarak söyleyin bakalım dünür” deyince, “Kardeşim o sizin şanınızdan çıplak veya iş elbisesi ile gelin götürecek değilsiniz ne münasip görürseniz gücünüz ne kadara yeterse onu yapın. Bu hayırlı işin pazarlığı ayıp olur dedi. Yaşımın verdiği tecrübelere dayanarak bir ayakkabı, beş gram ziynet veya bir elbise yüzünden hayırlı işten cayanları düğün yapmayanları düşündüm ve o genç ve olgun atayı da takdir ettim. O akrabam da şunu söyledi. Diğer evladıma ne yaptıysam ona bir fazla yaptım dünürümün bu olgun davranışı dolayısı ile dedi. Haklıydı. Burada alın yazısının tecellisine inanmak vardır. “İyi laf yılanı deliğinden çıkarır kötü laf ise dinden imandan çıkarır” derdi atalarımız. Ne güzel sözlermiş değil mi?

 

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.