Allah, Tahir Başkan’ı çok seviyor!

Uğur Özteke

Şehir merkezinde çarşamba günü sabaha karşı başlayan kar yağışı ha durdu ha duracak diye beklenirken nerede ise 20 saat yağdı. Çarşamba günü akşam saatlerine kadar şehir ulaşımı başta olmak üzere hayat felç oldu. Biz Konyalılar olarak biraz da ekâbir olduğumuz için bu kez karı bahane ederek çalışma temposunda vites küçültmüştük. Öğleden sonra kar tempo yaparak hızını artırırken biz de “Şehir ne alemde ki?” diyerek Büsan’dan Organize’ye, Organize’den Karatay Sanayii’ne dolaşarak gözlem yapmaya çalışıyorduk. Yollarda karın ağırlığına dayanamayan ağaçlar kırılmıştı.

 

Hava kararmaya başlayınca ortam soğudu dona çekmeye başladı. Akşam olmuştu. Ama kar hâlâ yağıyor yerler de dona çekmeye başlıyordu. Gerek sosyal medya aracılığı ile gerekse dostlarımızın ilgisi alakası sayesinde Akyokuş Yolu’nun da, Tavusbaba Yolu’nun da kapandığını, trafik ekiplerinin sürücülerin yollarına devam etmesine haklı olarak izin vermediklerini öğreniyorduk.

Derken Valilikten okulların tatil olması ile çok yerinde ve zamanında bir karar, ardından Selçuk Üniversitesi ( Rektör Hakkı Hoca kampüse gidip karı ve tipiyi bizzat yerinde gördükten sonra) ve Necmettin Erbakan Üniversitesi’nden güzel mantıklı tatil açıklamaları geldi…

Bu gördüğümüz kar doğal bir afet değildi ki. Bizim çocukluk yıllarımızdan yani 50 yıl öncesinin sıradan bir kış günü gibiydi.

…………

Ama işyerlerimizde ve evlerimizde bazı televizyon kanalları bile iptal olmuştu. Yer yer internet yavaş çekiyordu. Bizim evin ahalisi de dahil herkes birbirine telefon edip soruyordu, “Siz de şu kanal çıkıyor mu? Bizim dizi ne olacak?”…

Bu teknoloji çok mükemmel bir şey ama sanki bizi satın almış gibiydi.

Gece boyunca kar kış haberleri gelmeye, trafik, tren kazalarından, Tahir Başkan’a sövmelere kadar pek çok konudan bilgi sahibi oluyorduk.

Bu görüşmeler sırasında bizi en çok mutlu eden ise İsveç’ten okurumuz, hemşerimiz Hüseyin Aslan Bey bize göndereceği bir fotoğrafı MAGAZİN sayfamızda yayınlayıp yayınlayamayacağımızı sorması oluyordu.

VE KORKULAN DÜN SABAH

Evde herkes tatildi ama ben gazetede “Koridor nöbetçisi (!) idim”….  

Yine sekizden önce gazeteyi açmalıydım. Korkarak bahçeye adımını atmıştım ki şükürler olsun yerler don değil vıcvık vıcık su idi. Arabaya gidinceye kadar bileklerime kadar ıslanmıştım. Sokaktaki su, botlardan içeriye girmişti. Hatun ve kız camdan baktığı için utandım ve geri dönmedim. (Herifiz ya çorap ıslandı diye eve geri mi dönülür?)

Caddeler arabaların teker hizalarına kadar suyun içinde.

Herkes şikayetçi. İhsaniye kavşağına gelirken önümüzdeki aracı sağdan geçmek için gaza basıyor kaldırımdaki kadınlar tepelerine kadar çamura bulanıyor. Gün boyu elektrik kesintileri…

Gazeteye gelenler “ıslandık abi” diyerek elektrik sobasının etrafına üşüşüyorlar. Sonra da “Bunları bir yazsana abi” demeye başlıyorlar.

Ve siz duyarlı okurlarımızdan bize gelen ilk fotoğraf

Ve okurumuz diyor ki “ Belediyeler resmen sınıfta kaldı”…

………….

Yanılıyorsunuz. Konya yanılıyor. Yeri geliyor Tahir Başkan’a ben sizden daha çık kızıyorum. Dahası kendisini tanıdığım için kırılıyorum. Ama şunu bir yere yazın, “Tahir Başkan en başta olmak üzere Allah bizim yöneticileri de siyasetçileri de çok seviyor. Ya dün karlar erimese de don olsaydı bu şehir ne olurdu?”

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Gençliğin güzel bir yüzü, ihtiyarlığın güzel bir ruhu vardır.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Yağmuru karı bahane edip insan olduğumuzu unutmadığımız zaman ADAM oluruz.

 

   

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (5)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.