ALTI MİNARE, ÜSTÜ TAYYARE

Mehmet Akif K.

Geçtiğimiz hafta İstanbul’dan Konya’ya geldim. Az zamanım, çok telaşım vardı. Görüşmem gereken dostlarım, ziyarette bulunmam gereken akrabalarım ve yapmam gereken işler…

İkinci gün, Konya’ya her gelişimde ziyaret etmeye çalıştığım Mevlânâ Celâleddîn-î Rûmî Hazretlerinin türbesine gitmek için yola çıktım.

Mevlana Caddesi’nin kalabalığına takılmadan arka cadde olan Şerafettin Caddesi’nden Mahkeme Hamamı’na doğru yürüyerek Şerafettin Camii’nin köşesine ulaştım. Şerafettin Camii’nin önünden her geçtiğimde geçmişte bir büyüğümden dinlediğim ve aklımdan hiç çıkmayan sohbet gözümün önünde canlanıyor ve kafamı kaldırıp bir taraftan minarenin âlemine bakıyor, bir taraftan da içleniyordum.

Gölgede durmuş minareyi seyrederken, arkamdan omuzuma bir el dokundu. Uzun zamandır görmediğim bir dostumun selamıyla, yüzümü dönüp kucaklaşmamız bir oldu. Ayakta üç beş dakika derken sohbet etmeye başladık. Laf lafı açtı, söz siyasete geldi. “Ne olacak bu devletin hali?” diye sorunca anladım ki ayaküstü devlet kurtaranlardan olacaktık(!)

Hayırlısı olur İnşallah” dedim, “Ak Parti -CHP koalisyonu olur mu?” diye sordu, gülümsedim. “Altı minare, üstü tayyare olur” diye cevap verdim. Verdiğim cevaptan bir dolu anlam çıkarmış gibi yüzüme bakmaya başladı.

İşaret parmağımla Şerafettin Camii’nin göğe uzanan minaresini gösterdim.

Siyaseti boşver. Şuraya bak! Minarenin ucunda âlem duruyor, âlemi oklar bölüyor.

Göstermek istediğimi tam olmasa da görmeye başlamıştı. Gördüğünü açıklamamı ister gibi yüzüme baktı. Çünkü minarenin üstündeki âlemden okların geçiyor olması onu karmaşık düşüncelere atmıştı.

Cebimden telefonumu çıkartıp, kamerasıyla minarenin uç kısmına doğru yakınlaştırdım. İkimizde telefonun ekranına bakıyorduk.

O gördüğün minarenin ucunda âlem duruyor. Âlemin üzerinde tek partili dönemin 6 oku varmış. 6 oktan biri kırıldığı için 5 ok kaldığı söyleniyor. Eskiden simetri ve dengeye dikkat edilirmiş. Sende dikkat edersen kırılan okun yerini rahatlıkla görebilirsin. Burası Şerafettin Camii. Tek partili dönemde duvarında dinamit patlatılan, ahıra çevrilen ve satılığa çıkarılan yüzlerce camiden yalnızca bir tanesi” deyince şaşırdı!

Sözlerime “Şerafettin Bin Osman'ın türbesi caminin kıble tarafındaymış. Ama şuan yok! Horasan harcıyla karılan türbe duvarları kazma kürekle yıkılamayınca dinamitle patlatılmış” diye devam ettim. Eski dostumun yüzü düşmüştü.

Sözlerimi daha fazla uzatmadım. “Ben bu kadarını biliyorum. Merak edersen araştır” dedim. Sohbeti toparladık, sonra görüşmek dileğiyle selamlaştık ve ayrı yönlere doğru adım attık.

Önce adına “müze” denilen Hazreti Mevlânâ’nın türbesine, sonra da duvarlarındaki Osmanlı kitabeleri murç ile kazınan Aziziye Camii’ne gitmek üzere adımlarımı sıklaştırdım…

Allah (C.C.), çarşınıza pazar versin. Selametle...

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.