Anılar (1)

Ziya Uysal

Ülke Tanıtımı

1983 Yılında, S. Arabistan’ın Cizan Çölünde bize su vermek istemeyen bir Arap, bizi namaz kılarken görünce şaşırmış, “Burada mı Müslüman oldunuz?” diye sormuştu. Bize böyle bir soru sorulmasına da biz şaşırmış, “Biz Türk’üz” diye tekrar edip durmuştuk. Biz bunu söyledikçe adam, “İyi ya ben de onun için soruyorum” diyordu. Tercümanımız da şaşırmıştı. Sonunda anladık ki epey zaman önce onlara, “Türkler dinden çıktı, dinsiz oldu” şeklinde yanlış bir bilgi ulaşmış. Buna üzülmüşler ama o günden buyana oradaki herkes Türkleri dinsiz biliyormuş. Bu yanlış bilginin onlara nereden geldiğini araştırdık. Buna ÜLKEMİZDEKİ “Laiklik dinsizliktir” diyenlerin sebep olduğunu öğrendiğimizde biz bir daha şaşırmıştık. “Kol kırılır, yen içinde kalır” diye bir deyimimiz var. Kendi aramızda tartışırız tamam da, bu konunun ta oralarda ne işi vardı, çöldeki Arap bu konuyu niçin yamultulmuş şekilde biliyordu, halâ merak ederim.   

***

1992 Yılında İran’ın Tebriz şehrinde görüştüğümüz iş adamlarından biri, “Biz sizi gâvur biliyorduk, siz namaz kılıyorsunuz” demişti. Niçin yanlış bildiklerini araştırınca yine kendi içimizdeki “Laiklik Dinsizliktir” diyenlerin Türkiye’yi yanlış tanıttıklarını anlamıştık. 

***

1983 Yılında, Suudi Arabistan’daydım. İşini yaptığımız Arap firmasının sahibi tniversitede okuyan oğluna biraz İngilizce dersi vermemi rica etti. Çocuk evin tek oğluydu, okulundaki başka bazı hocalar da gelip, ona özel dersler veriyordu. Okuldaki derslerde Osmanlının, Suudi Arabistan’ı zorla alan, istilacı bir devlet olarak okutulduğunu tesadüfen öğrendiğimde, bunun yanlış olduğu konusunda Tarih Hocasını ikna etmekte epey zorlanmıştım. Çünkü o bir tarih hocasıydı ve bütün tahsil hayatı boyunca ona da “Osmanlı istilacıdır” diye okutulmuştu. Yunanistan’la yaptığımız gibi, ders kitaplarının doğru ve dostane bir hale getirilmesi anlaşması her ülkeyle yapılmalıdır, özellikle de kardeş ülkelerle bu ihmal edilmemelidir.

***

Kısa süre İngiliz idaresinde kalmakla Hindistan ve Hong Kong İngilizceyi, Yine kısa süre Fransız idaresinde kalmakla Cezayir de Fransızcayı hem konuşuyor, hem yazıyor, onların kültürünü de iyi biliyor ve bunun çok örneği var. Yüzyıllarca Osmanlı yönetiminde kalan ülkelerdeyse iki balkan ülkesindeki az bir sayı dışında neredeyse Türkçe konuşan bile yok. Allah aşkına bu pasiflik bize Allah vergisi midir?

***

Almanya’da yaşayan Türkler üzerinde uyum, intibak vs. adı altında çok çeşitli çalışmalar yapılıyor. Türkleri asimile edebilmek için Almanya adeta kendini paralıyor. Bize ne oluyor ki hazır elimizin altındaki, zaten kardeşimiz olan Suriyeli misafirleri olsun kendi okullarımızda eğitmiyoruz? Kendi çocuklarımız gibi onlara da lisan eğitimi ve temel eğitimi zorunlu tutmalıyız. Hiç değilse onların çocuklarına tarih ve kültürümüzün yanlış öğretilmesine bu sayede engel olabiliriz. İlaveten cahil kalıp, zararlı insanlar olmalarını da önlemiş oluruz.     

***

Ülkemizdeki Suriyeli misafirlerin, çocuklarını okula göndermeleri zorunlu değilmiş. Ülkemizi  dışarıya tanıtmak için koca koca harcamalar yapıyoruz. Batıya şirin gözükmek için daha neler yapıyoruz Allah bilir. Ama sonunda batı bizi yine de işine geldiği gibi tanıyor. Biz kendimizi onlara tanıtmaya çalıştıkça onlar bu bilgileri, bizi biraz daha kendine bağımlı yapmada kullanıyor. Ya da biraz daha tepeden bakmaya, edilgen konumda tutamaya yarayacak yanlarını alıyor. Biz öncelikle Afrika, Orta doğu, Orta Asya ve Kafkas ülkelerinde kendimizi doğru bir şekilde bütün halka tanıtmalı, hiç değilse onları yanımıza alarak gücümüzü arttırmalıyız.   

***

Ama şunun şurasında bu tanıtım ve yakınlaşmayı en kolay yapabileceğimiz ülkelere, komşu ve kardeş ülkelere ve hatta ülkemizdeki Suriyeli kardeşlerimize bile biz kendi tarih ve kültürümüzü, bilhassa dilimizi doğru düzgün tanıtıyor değiliz. Galiba tanıtmak istemiyoruz.  Biz bu hatayı geçmişte de yapmış, idaremiz altındaki kıtalara kendi dilimizi, tarih ve kültürümüzü yaymayı hiç düşünmemiştik. Tam aksine biz, idaremiz altındaki Arap ve Fars toplumlarının dilini ve kültürünü almıştık. Şimdi o ihmalin sıkıntısını çektiğimizi o günlerin yöneticileri mezarında görüyor mudur acaba? Bu gün dahi pasaportumuzun saygınlığı konusunda insanımız bilinçsiz, iktidarlarımız ihmalkardır.  Allah’a emanet olunuz.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.