AŞK VE IŞIK!

Yusuf Koç

Sosyal ve münferit hayatımızın tamamında ne yaparsak yapalım her şeyi samimiyetle ve aşkla yapabilmeyi kendimize düstur edinmeliyiz. Yoksa başları hayal, sonları hüsran olur. Önce kendi inançlarımıza güvenmeli, inandıklarımızı icraatıyla yaşamalıyız.

 

İkili ilişkilerde böyledir. Aksi yine ikilemdir. Aşkla başlanan her duygu ve fiiliyat eğer bize bir ışık yakmışsa, önümüzü görebiliyorsak; korkmayın ve cesaretle atılın o işe!

 

Yıllar öncesinden bir sözüm vardır: “Aşk; tonluk kantarların kaldıramayacağı kadar ağır, küçücük bir kalbe girecek kadar büyüktür!” Diye… Yine yineliyorum ve sözümdeyim. Aşkla yapılan her iş, samimi ve bir o kadar da dürüsttür.

 

Yeter ki aşk; gözümüzü kör etmesin! Şeyh Sadi-i Sirazi’nin konumuzla ilgili çok enfes bir makalesi vardır. Bu makale öylesine içten bir aşkla yazılmış ki adeta kelimeler birer inci tanesi gibi, mesajı ise unutulmayacak bir özdeyiş haline dönüşmüş…

 

“Bir gece gözümü bir damla uyku tutmadı. Pervanenin mumla konuşmasını dinledim. Şöyle diyordu pervane, ateşten sevgilisine; 'âşık olan benim, yanmak bana yakışır. Ağlayıp sızlayan ben olmalıyım. Peki, sen niçin ağlıyorsun?'

 

Mum, 'benim zavallı sevgilim' dedi pervaneye, 'tatlı balımdan ayırdılar beni, haksızlıkla elimden alınınca Şirin'im, Ferhat gibi ağlayıp sızlamak da bana yakışır olmuştur.'

 

Hem konuşuyor, hem de yanağından ateşten süzülen damlalar dökülüyordu mum:

 

'Meclisleri ışıtan nuruma bakma sen, sel gibi içime akan ve beni yakan ateşime bak. Senin aşkın kuru bir iddiadır. Ne sabır var sende, ne de tahammül. Azıcık bir parıltı görünce kaçıyorsun. Ben yanıp eriyinceye kadar dikilirim ayakta… Senin sadece kanadını yakar aşk ateşi. Beni ise baştan ayağa yakmıştır.'

 

Söz sultanı Sadi mum gibidir. Görünüşü gösterişli ve parlak, içyüzü ateşli ve yanıktır. Şemle pervane dertleşirken gece ilerledi, derken peri görünüşlü bir güzel yaklaştı ve 'püff' diye üfleyip söndürdü onu.

 

Zavallı mumun dumanı başından çıkarken, 'aşkın sonu budur' dedi ve canını verdi.

 

Aşk ölerek kurtulmaktır geçici dünyadan.

Sevgilisinin eliyle ölenin mezarına gidip de ağlama.

 

'Ne mutluluk!' diye gıpta et, sevdiği onu öldürmeyi öldürerek diriltmeyi kabul etmiştir, diye düşün.

Eğer âşıksan bu kementten kurtulmaya çalışma.

Sadi gibi korkusuz ve özgür bir âşık ol.

 

Büyük denizlere açıl, demiyorum, lakin bir kez açılmışsan tufandan korkma!

                 

(Bostan- Şeyh Sadi-i Sirazi)

 

Selam ve dua ile…

 

 

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.