Batılı da olsa öyle bir aşk ki!

Prof. Dr. Fikret Akınerdem

İyi niyetle yapılan bazı hizmetlerin art niyetli kişilerce yanlış yorumlanmasından bıktı artık. Toplum faydasına yapılan işler birileri tarafından (toplum mühendisliği kullanılarak) çeşitli yollarla aslından saptırılıyor, hiç olmadık anlamlarla; art niyetliler kendi anladığı şekilde yorumluyor.

Sigara içen birine “sigara içmeyiniz” dendiğinde “size ne, bu benim özgürlüğüm” diyebiliyor. Aşk kelimesinden ne anlarsınızın karşılığı “one night love: bir gecelik“ şeklinde yorumlanabiliyor. Aşk dedik de, aklıma, yıllar önce yabancı bir ülkede misafiri olduğum bir ailenin aşk dolu hayatı geldi.

Adam 50 li yaşlarda, iş arkadaşım, bir bilim insanı. Ona göre sevgili eşi 40 lı yaşlarda. 20 sene önce ani bir kararla evlenmişler. Derler ya yıldırım aşk. Adam bir süre Fas da kalmış, Türk arkadaşları da olmuş. Türkleri ve Müslümanları iyi tanıyor. Her sabah işe geldiğinde beni çoğu Müslümanın bile çekinerek söylediği “Selamın Aleykum” ile karşılıyor. Bu cümleyi ve anlamını da çok seviyorum bile diyebiliyor.   

İşinden çıkan adam doğrudan evine koşuyor. Yolunu sevgi ile bekleyen bir eşi, üç de çocuğu var.

Beni bir Fransız delikanlı ile evine davet ediyor. Asıl misafir benim. Ben 35 li, delikanlı 20 li yaşlarda.  

Hediye olarak bendeniz çiçek, Fransız şarap alıyor. İşyerimize 5-6 km kadar uzaklıkta, 3 hektarlık bahçede, 2 katlı, 100 yıllık, bakımlı ve şirin bir eve varıyoruz. Tüm ev halkı sıraya girmiş bizi kapıda karşılıyor. Üçü de erkek, 11, 17 ve 19 yaşlarında, geleneklerini yaşatan bir ailenin, iyi terbiye almış, batılılardan beklenmeyecek kadar saygılı çocuklarına hayran oluyoruz, Fransız da benimle aynı fikirde. Lüksten oldukça uzak, temiz, çoğunlukla eski, dedesinden kalmış ahşap mobilyalı salona geçiyoruz. Ortada yemek masası ve sandalyeler de eski ancak zevkli, işlenmiş, oturaklarda kilimvari bir örtü var.  

Ev sahibi müzik kutusuna uzanarak “ne tür müzik seversiniz” diyor. Beklemediğim bir soru için bir an duraklıyorum. İmdada yine ev sahibi yetişiyor. “Klasik” sözüne karşı aniden “evet” ’i tıklıyorum.  

Bu arada neler ikram edecekler diye de merak içerisindeyim. Merakım fark edilmiş olacak ki “merak etmeyin sizin için helal kesim et, içecek olarak da eşim bahçemizdeki meyvelerle meyve suyu hazırladı”. Rahatlıyorum. Fransız delikanlı da saygı gereği benim menüyü tercih ediyor.

Orta büyüklükte, birkaç hayvan, meyve, sebze ve yem bitkileri üretilen küçük bir çiftlik düşünün. Görünüşe göre çok iyi tanıdığım adama göre fiziki olarak hiç de gösterişli olmayan, orta halli, sade giyimli bir hanım. Bu hanım, öğretmenlik yapıyor, çocuk bakıyor, işletmenin ve evin işlerini götürüyor. Sonderecede mütevazı olan bu hanıma evin erkeği hala âşık. Karşılığını da alıyor, elbette.

Her an gülücüklerle göz gözeler. Kendi sözüyle “ben onun görünüşüne değil gönlüne aşığım” diyor. Batılı bir hanım için normal olmayan bu mütevazı bayan, misafirlerinin de gönlünü fethediyor.

Yaşadığım bu gerçek hikâye 30 yıl evveline dayansa da bıraktığı izler hala silinmiş değil. Günümüz aile yapısına bakarsanız bir zamanlar batılının hayran kaldığı “Türk aile” tipi bozulma eğiliminde. Sokakta erkeğini azarlayan, hırçınlığı intikam almak için kullanan bir kadın tipi; fırsat bulduğunda eşini tokatlayan, onu aşağılayan, hatta öldüren bir erkek tipi var ortada.

Eskilerde bizde de böyle güzel örnekler var ama bozulmalar hızlandı ve aileler çöküntüler içinde. Deriz ya, “her aile bir devlettir”. Güçlü devletler de güçlü ailelerden oluyor. Zenginliği galiba kaldıramadık. Zengin olmayı bir yana bırakıp yıkılan aile onurunu yeniden yükseltmeyi arayalım. Yoksa yok olur, ya da sıradan ülkeler konumuna geliriz. Çocuk eğitimi de buradan başlıyor.

Saygıya, sevgiye saadete ve muhabbete yeniden merhaba demek umuduyla; kalın sağlıcakla.            

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (6)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.