“BENDEN BU KADAR!”

Mustafa Balkan

Davetiyede; “Üniversitemizin hazırlamış olduğu ‘2016-2017 Lansman Programında’ sizleri de aramızda görmekten onur duyarız.” yazısı vardı.

Davete icabet etmek sünnettir, dedik ve gittik. Dedeman Otel’de KTO-Karatay Üniversitesi hocaları bizleri, toplantının yapılacağı salon girişinde “hoş geldiniz” diyerek karşıladılar. Girişin sol tarafına hazırlanan yedek masaların boş kalması dikkatimi çekti. Dikkatimi çeken bir diğer husus ise, davetiyede yazılı, kulaklarında ince ve zarif kulaklıklarla birlikte mikrofonlar takılı, siyah takım elbiseli ve kravatlarında KTO-Karatay Üniversitesi’nin sembolü bulunan görevlilerin ceket yakalarında tutuşturulan şeylerde de bariz bir şekilde sırıtan “LANSMAN” sözcüğü oldu.

“Merkez valisi” olarak kızağa alınan Konya Valisi Muammer Erol’un da konuşmasının başında ince ince eleştirdiği bu sözcük, Fransızca’dan dilimize girmiş Latince bir kelime. “Tanıtma, ortaya çıkarma” anlamında bu yabancı kelimenin Türkçe’si ise; “tanıtım”.  Daha çok reklamcılar arasında popüler olan bu yabancı kelimenin, geçmişi 1251 tarihine dayanan Karatay Üniversitesi’nin davetiyesinde; Allah aşkına ne işi var?

Yaşayan ve yaşatılması gereken Türkçemiz adına bu yabancı kelimenin Karatay Üniversitesi’nin davetiyesine, doğrusu yakıştıramadım. “Selçuk Öztürk” Türkçe bir isim. “Bayram Sade” de öyle. Tek teselli kaynağım ise; “KTO Karatay Üniversitesi 2016 – 2017 Akademik Yılı Tanıtım Kataloğu” oldu. İyi ki o kataloğa “Lansman” sözcüğü yazılmamış. Anlaşılan o ki, Karatay Üniversitesi’nin tanıtım görevini alan reklâm firmasının bir marifeti olsa gerek. Üniversite yönetimi pekâlâ bu yabancı sözcüğe müdahale edebilirdi. Neyse “Atı alan Üsküdar’ı” çoktan geçmiş…

***

KTO-Karatay Üniversitesi Tanıtım Programı’na damgasını varan ise, sevilen valiler arasında yerini alan Konya Valisi Muammer Erol’un konuşması oldu. Sayın Vali, bu programda KTO-Karatay Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Selçuk Öztürk başta olmak üzere diğer birkaç kişinin ısrar etmesi üzerine kürsüye çıktığını da ifade etti. Sayın Vali’nin konuşmasına başlarken “Yâni, ben de şimdi Allah nasip ederse, Allah ömür verirse, inşallah yemin etmiyorum ama gideceğim” sözleri espriye yol açtı.

Vali Erol, ince ince dokundurmalı ve oldukça dokunaklı konuşmasında şunları dile getirdi:

“Görev yaptığım süre içerisinde Konyalılardan dost, kardeşlik ve gönül sıcaklığı gördüm.  Sizin dilinizden, gönlünüzden bir Allah razı olsun çıkacaktır. Hepinizin valisi olarak, kardeşiniz olarak kalmayı marifet sayarak her şeye tercih ederim. Geldiğim gün hedefimin ‘Konyalıların gönlüne girmek’ olduğunu söylemiştim. Öyle hatırlıyorum. İnşallah o hususta bir mesafe almışızdır.  Ve kardeşiniz olarak ve inşallah Allah rızası için herhangi bir iş, angarya, yapılacak herhangi bir işte kayıt kürek ne varsa, aklınıza geldiğinde yalnız bunu da yaparsan gibi öyle de hatıra gelirsek, bizi anarsanız sevindirirsiniz. Unutup unutulmadığımızı ve halen işte adam sınıfından sayıldığımı düşünürüm. Allah hepinizden razı olsun.  Bu kararnamede Konya Valiliğinden merkez valiliğine gitmek biraz böyle şey değildir yani…

Konya Valiliği, hakikaten memleketimizde, bizim meslektaşlarımız arasında tercih sıralaması yaptıklarında ilk üç sırada olmayı, görev yapmayı arzu ettiği bir yer. Konya Valiliği bırakılmamalı gerçi ama özel şartlarım itibariyle birkaç arkadaşıma da ifade ettiğim ve söylediğim gibi benden bu kadar. Özel hayatım itibariyle daha fazla götüremeyecektim. Bunu da büyüklerimize arzettik. Onlar da bu durumumuzu takdir ederek tamam öyleyse senin tezkereni yazalım, Allah’ın selameti üzerine olsun dediler.  Allah hepsinden razı olsun.  Ve sizlerden tekrar tekrar razı olsun.

Allah bana, Konya’da hiç unutamayacağım dostluklar yaşama fırsatını ve huzûr-u ilâhîde rahmet ve mağfirete vesile olacak dostluklar, kardeşlikler edinme imkânını sağladı.

Hepinizden Allah razı olsun. Hakkınızı helâl edin.”

***

Vali Erol, konuşmasında merkez valisinin “kızağa” alınmak anlamına geldiğini söylemese de kıyısından ucundan bunu dinleyicilere hissettirdi.  

Sayın Erol, giderayak bazı mesajlar da vermedi değil.. İnce ince Yasemince;  ‘adam sınıfı’na konulup konulmayacağını da sorgularken özel şartların ne olduğunu konusunu pek açmadı. ‘Özel hayat’tan kastı ailesi, çoluk çocuğu olduğu anlaşılıyor.

Tezkeresini eline alan Konya Valisi Muammer Erol, “Konyalıların gönlüne giren” valiler arasında yerini aldı.

Bundan böyle utanması gerekenler ise; kendisini ‘adam sınıfı’na sokmayanlardır.

 

AZİZİM DİYOR Kİ…

Güle güle Sayın Vali’m!

Yolun açık olsun.

Benden yana hakkım helâldir.

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.