Bijî bıratî (Yaşasın kardeşlik)

Nurullah Çetinkaya

Yüce Rabbim, Kur’an-ı Kerim’de iman edenlere şöyle sesleniyor: “Mü'minler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin. Allah'a karşı gelmekten sakının ki size merhamet edilsin.” (Hucurat, 10) Dikkat ederseniz sadece Türkler birbiriyle kardeştir, Kürtler birbiriyle kardeştir demiyor yüce yaratan. Müslümanları dil, ırk ve renk ayırmadan kardeş ilan ediyor.

Yine Peygamber Efendimiz, Veda Hutbesi’nde inanlara şöyle sesleniyor: “Ey insanlar! Rabbiniz birdir, babanızda birdir. Hepiniz Âdem’in çocuklarısınız. Âdem ise topraktandır. Arap’ın Arap olmayana, Arap olmayanında Arap olana üstünlüğü olmadığı gibi, kırmızı tenlinin siyah üzerine, siyahında kırmızı tenli üzerine bir üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takvada, Allah’tan korkmaktadır. Allah’ın yanında en kıymetli olanınız O’ndan en çok korkanınızdır.”

Görüldüğü gibi hem Rabbimiz hem de onun elçisi, Müslümanların kardeş olduğunu ve hiç birinin bir diğerine üstün olamayacağını belirtmekteler. Öyleyse nereden çıktı bu kardeşin kardeşe düşman olması? 1789 Fransız İhtilali ile ortaya çıkan özgürlük, eşitlik, bağımsızlık, milliyetçilik gibi kavramlar tüm dünyayı etkilediği gibi Osmanlı Devleti’ni de etkilemiş ve Osmanlıya bağlı olan azınlıklar bir bir devletten kopmaya başlamıştır. Milli Mücadele yıllarında Türk ulusu ve Türk’ü kardeş sayan diğer halklar hep birlikte düşmana karşı savaşarak bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmaya muvaffak olmuşlardır.

Osmanlıyı parçalayan ancak Müslüman Türk halkını tamamen ortadan kaldırmayı başaramayan dış güçler yeni kurulan devletin başına da bir çorap örmek için kolları sıvadılar. Alevi’yi Sünni’ye, sağcıyı solcuya, Türk’ü Kürt’e kırdırmak için çeşitli senaryolar yazmaya başladılar. Yazılan her senaryoda kaybeden Türkiye halkı oldu, biz öldük, kardeşlerimiz öldü.

Hala bu ülkeyi bölmek için senaryolar yazılmaya devam ediliyor. Birileri Ayn-el Arap’taki (yani Kobani) IŞİD katliamlarına karşı halkı sokağa davet ediyor. Ama davetin amacı IŞİD ile mücadeleden çok ülkenin bütünlüğüne, birliğine kast etmek. Neymiş efendim Türkiye sınır kapılarını açsaymış sokakta polisle çatışmak yerine Ayn-el Arap’a gidip IŞİD ile savaşacaklarmış. Sanki bugüne kadar sınırdan gelip geçerken sınır kapılarını kullanmış gibi hükümetten sınır kapılarından geçiş izni istiyor, izin verilmeyince de ülkeyi yangın yerine çevirmek için molotoflara, taşlara, havai fişeklere ve silahlara sarılıyorlar.

Amaç ne Ayn-el Arap ne de oradaki Kürtler maalesef, amaç sadece Türkiye’de olay çıkarmak. Daha dün cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kardeşlikten bahseden şeref yoksunları bugün halkı sokaklara davet ederek Türk-Kürt kardeşliğini bozmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Bu ipleri emperyalist güçlerin elinde olan, şer zevatın tek amacı var o da kardeşi kardeşe kırdırıp sonra da akan kandan kana kana içmek.

Kusura bakmasınlar! Sırf bazı vatansızlar sokaklara dökülüp sağa sola zarar verdi diye ben Kürt kardeşimi düşman ilan edemem. “Yandım!” diye haykırdığımda yardımıma koşan Kürt komşumu bu şerefsizlerin oyununa kurban edemem. Bu ülkede PKK’nın fikrini paylaşan, sayıları toplam nüfus içinde % 10’a bile ulaşmayan ahlaksızlar yüzünden Kürt öğrencimi dışlayamam. Siz değerli kardeşlerimde haberlere konu olan bazı olayların gazına gelip de komşunuza, eşinize, dostunuza, arkadaşınıza, ülkenizi paylaştığınız ülkedaşınıza düşman olmayın lütfen. İyi olanla kötü olanı birbirinden ayırın. Yaşın içinde kurunun da hakkını yemeyin.

Her zamanki gibi yazıma son verirken size Rabbimin yüce kelamıyla veda ediyorum. Saygılarımla.

“Hep birlikte Allah’ın ipine (İslam’a) sımsıkı yapışın; parçalanmayın. Allah’ın size olan nimetini hatırlayın…” (Âl-i İmrân, 103)

 

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.