"BİZİ GEÇMİŞE GÖTÜREN ANILARIMIZ, GELECEĞE GÖTÜREN İSE UMUTLARIMIZDIR"

Rivahi Kalay

Seyirciler önünde oyuncuların hazırlanmış gösterileri ve bir sahne… Duyguların ve olayların farklı şekillerde hareket ve konuşmalarla anlatılması. Bu sahnede görev alan amir, dekor ve kostüm sorumlusu, ışıkcı, suflör ve daha niceleri… Shakespeare'in sözüyle İnsanı, insana, insanla, insanca anlatma sanatı’dır. Tiyatro…

Sorunlarımıza ışık tutan, halkın içinden doğan hep iyiden, güzelden hoştan yana olan, insanları eğiten, eğitirken düşündüren... İnsanlara bera­ber gülmeyi, beraber ağlamayı, beraber düşünmeyi kısaca insana insanca duygular aşılayan sanat.

Telaşı çok önceden, sene başına dayanan bir etkinlik… Son haftası telaşlı ve bir o kadar da coşkulu… Tıpkı hayata merhaba diyecek bir canlının doğum sancıları gibi…doğumun gerçekleştiği an ‘Gala’ ve perde açılır.

Hayat sahnesinde oyuna hoş geldiniz !!! Oyunun adı Yaşam!!! Var olan umudu, sevinci, acıyı bir arada tutan ve sunan tiyatro oyunu, Yaşamımız!!!

Dünyada ilk tiyatro olayının nerede, nasıl başladığı kesinlikle bilinmi­yor. Oysa ‘Yaşam’ adlı oyunumuz doğduğumuz andan itibaren sahnede… Başrolde sen ve tüm karakter oyuncuları… Sevdiklerimiz, sevenlerimiz, ailemiz ve niceleri…

Duygu, düşünce ve davranışlarımız bizim için çok değerli… Bazen olumlu bazen olumsuz duygularla dolu rolümüzü oynarız. Rollerimize bürünürken de maskeler elimizde … Sahneye çıktığımızda duygu durumumuz neyi gerektiriyorsa uygun olanı takar, diğerini çıkarırız… Oyun başlar… Trajedi, dram veya komedilerden biri… Belki evrensel kalabalığın çığlıklarında, sözün bittiği, sessizliğin içinde ki Pandomim!

Birlikte güldüğümüz birlikte ağladığımız geçmişi yansıtan, geleceğe ışık tutan hikayelerimiz… İyi, kötü bize göre doğru ve yanlışlarla, bilerek yada bilmeyerek üstlendiğimiz rollerimize devam ediyoruz. Geçmişimiz, bugünümüz, geleceğimiz...

Dekor istediğin gibi… perdeye sihirli bir el dokunuşu var. Senin elin, senin yüreğin… muhteşem.… Ve oyun başlıyor… Sanki bir makine var. Bizi geçmişe anılara götüren, bizi geleceğe umutlara taşıyan… Bütün oyuncularda, her replikte ya kendimiz ya da sevdiğimizi buluyoruz… Kendi sahnemizi tiyatroda başka oyuncularda, başka dekorda ve repliklerde yaşatıyoruz… Bazen hüzün, bazen sevinç… Bitmesin… Hayat güzel… gerçeğe bir o kadar yakın bir o kadar uzak… Alkışlar inliyor, hüznün sevincin ve yarı tebessümün altında…

Replikler fısıldaşır... hayatı sev… Yaşamı özümse… İçindeki beni unutma… hayallerinden vazgeçme… Yaşamı büyük bir coşkuyla kucakla, yaşamı kutla… oyun izlediğin ve gördüğün kadar… kutlu olsun… Herşeye rağmen, sahnedeki oyun senin eserin...

Alkışlanacak bir rolü sağlıkla mutlulukla temsil edin. Alkışlarınız hiç bitmesin…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.