BU NASIL BİR BAŞKAN

Prof. Dr. Fikret Akınerdem

Geçen hafta Selçuklu Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay hakkındaki yazıma çok tepki aldım. Uğur Başkan’ın duruşu ve sakinliği ile özellikle de Başkan Yardımcısı Murat Can’ın bıyıkları hakkındaki düşüncem okurların çok dikkatini çekmiş olacak ki bunlara oldukça güzel tepkiler verdiler.

Dikkatimi çeken şey, fikirden ziyade biri hakkında ele alınan bir yazıya verilen tepkilerin çok fazla olmasıydı ve buna bir anlam veremedim. Bir yazarın yöresinde veya ülkesinde önemli şahsiyetlerin bilinmeyen taraflarını topluma aktarması nasıl tepki alır, pek çözemedim.

Yazının başlığında “iki başkan” ifa teşkil eden ikinci başkanın kimliğine ilişkin merak da dikkate değerdi. O ikinci başkana dair sorular da oldu. Bu gizemli başkanı söylemeden önce, yakından gördüğüm, hiç de kendisinden umulmayan güzel ve özel özelliklerini ele alarak bu başkanı açıklamaya çalışacağım.

Söz konusu başkanı ziyaretimizin sebebi yine bir proje bilgilendirilmesi idi. Başkanla 25 yıla varan bir tanışıklığımız var ama doğrusu uzun zamandır ilk defa böyle yakın bir durumda görüşüyoruz. Çok ketum, akıllı, eli sıkı, işini iyi bilen ve kimseyi işine karıştırmamasıyla ünlü olduğu kadar, başkanlık bölgesinde yaptığı yatırımlar ve değişimlerle de gündemde idi.

Başkanlık ortamı ve dışarıdaki çalışmalarında pek gülmeyen, tanımayanların ifadesiyle soğuk görüntüsü yanında sertliği ve ketumluğu ile tanınan başkan, hizmetleri konusunda herkes tarafından da taktir görüyor, diyebilirim. Gerçek bu mu diyenlere verilecek tek cevap rahatlıkla EVET olacaktır.

Neyse, resmi görüşmemizi bitirdikten sonra söz konusu Başkan Hançerli ile birebir özel sohbete giriyor, kişiliği ve yönetim anlayışı ile sorular soruyorum. Başkana ilk sorum herkesin de ittifakla kabul ettiği gibi ilk sorum “Elinizin çok sıkı olduğu söyleniyor, doğru mu?”. Buna karşılık başkan elini sıkarak; “Evet, doğru, elim sıkı olduğu için tuttum, alttan kaçırmadım”, devamında “Belediye olarak hiç borcum yok, belki de tüm belediyeler arasında en borçsuz belediye Karatay’dır” oluyor. Bu çok iddialı bir söz.

Bu arada bir organizasyona dahil olma ile ilgili bir teklifimize de “hele bir istihareye yatayım ona göre cevap vereyim” sözünün esprisi, işin en en eğlenceli yanı oldu, diyebilirim.

Medyatik olmadığı kadar da soğukluğu ile bilinen Hançerli Başkan’ın aslında hiç de öyle olmadığı, tam aksine ortamını bulursa esprili, candan, sıcak, hele de cömert ve sevecen olduğunu, soğuk duruşunun aslında görevinden kaynaklandığını tahmin ediyorum.

Başkanla alışılmadık ve bilinmedik bir şekilde neredeyse 1 saatlik sohbetin başından beri gülüşerek konuşmamız, ayrılırken bile sıcak ve samimi sıcaklıkla ayrılmamız bizi karşılayan elemanlar tarafından da hayretle karşılanmıştır, umarım.  Beni ve ekibi de şaşırtan ve memnuniyet verici tavrından dolayı kendisine teşekkür ettik.

Bu arada Başkan Yardımcısı “Baron” lakabı ile anılan, Hüseyin Baran’ı ziyaret ediyoruz. Hüseyin Başkan da görüntü itibariyle Hançerli Başkan’ı andırsa da özünde öyle değil. İşini iyi yapan, mütevazı görünümlü, saygılı bir kişi. Epeyce takıldığım halde olgunlukla ve samimi karşıladı.

Nihayet, iki başkan, iki ziyaret yazımıza konu olan iki ayrı özellikteki başkanı yakından tanımış oldum. Bu tür işler bizden daha çok muhataplarının işine yarar diye düşünüyorum. Her insanın eksik ve fazla yanı vardır. Önemli olan herkesin işini iyi yapmasıdır. Watson bir sözünde “kalbinizi işinize, işinizi de kalbinizin içine almayınız” der. Ne güzel.

Ülkemin bütünlüğü için şehit düşen evlatlarımıza cennet, gazilerimize şifa ve tüm ailelerine sabır temennisiyle “Allah’a emanet, hayra muhatab olunuz efendim”.  

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (2)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.